RAMAZAN-I ŞERİF DEĞİŞİM AYI OLMALIDIR
Rabbimiz her yıl sağlık ve afiyetle nicelerimize Ramazana kavuşmayı nasip ederken bu günlere ulaşamadan aramızdan kayıp gidenlere de şahit oluyoruz. Onbir ayın sultanı Ramazan büyük kazançlarla dolu ve şeytanların bağlandığı sakin bir ay olduğuna göre uzman bir hekim dikkati ile nefisleri masaya yatırmaya bir türlü yanaşamıyoruz.
Bir yandan ev için lüzumlu eşya, gıda hazırlığı aksamadan aklımıza geliyor ve gücümüz nispetinde koşturuyoruz. Ama nefsimizi tanıma ve kötü huylarımızı düzeltmede aynı hassasiyeti ne yazık ki gösteremiyoruz.
Her meslek sahibi kendi iş kolu ve sanatı ile ilgili bulunduğu yeri, evini elden geçirir, yaz ve kış temizliğine, boya ve badanaya kalkar; hanımlar daha kışın ucu görünmeden fazla kirlenmemiş olsa dahi halı ve kilimleri yıkayıp dama, balkona asar. Evin her köşesi tepeden tırnağa elden geçirilir. Misafir geldiği zaman bizi böyle görmesin diye düşünür. Kullandığımız araçların bile haftalık, üç aylık, yıllık ve uzun yol bakımları vardır. Tepeden tırnağa kadar aracın her yeri elden çıkarılır, yağı suyu, temizliği baştan ayağı elden geçirilip sonra yola çıkılır. İş yeri araç ve makineleri teker teker dışarı atılır, baştan ayağı elden geçirilip gerekirse yenilenir.
İşte Ramazan da aslında bir yenilenme, nefsi ve ruhu elden geçirme fırsatının adıdır.
Ramazan aç kalmaktan ibaret bir ay değil aslında kendimize dönme ayıdır. Evimize bir bakan veya başkan geleceği zaman nelerden hoşlanır, hangi şeyler hoşuna gitmez diye saatler belki de günlerce araştırma yaparız. Peki, bu güzel fırsat ayında kötü huy ve davranışlarımızı gözden geçirerek kaç tanesine son vereceğimize karar vermeyecek miyiz?
Oruçlunun sadece bedenî ihtiyaçlarını değil ruhî, itikadî, ibadet ve ahlakî rızkını da tanıması icap eder. Öfkeme mi hâkim olamıyorum, aceleci bir insan mıyım diye hiç üşenmeden ve kendimize karşı dürüst davranarak bu kötü hallerimin kaç tanesine son vereceğime karar verip hemen icraata geçmeliyim.
Bir nesil önceyi düşünelim. Okunacak bir Kuran ve hocayı bile emin olun bulamıyorlardı. Ama bizler her türlü kaynağın bol ve kolay temin edildiği günümüzde öncelikle İslamî bilgilerimizi yoklamaya ve hatalı olanları düzeltmeye muhtacız. Çünkü kulaktan dolma bilgiler her zaman doğru olmayabilir. Kahve havası içinde bellediğimiz ve kaynağına bakmadığımız sözleri ayet meali ve hadis diye nakletmekten uzak durmalıyız. Basit bir mesleğin çıraklığı bile bir genç için yıllarca yol tepmeyi ve zahmet çekmeyi gerektiriyor.
Bilgi ve amelimizin salim ve dürüst olması için ne kadar çaba gösterdik acaba? İşte eksiklerimizi dikkatli bir gözle telafi etmenin yolu okuyup araştırmak ve rahle-i tedrise diz çökmekten geçiyor. Bu bakımdan okulda haftada bir saatlik din dersi ile sorumlu olduğumuz hususların sadece başlık isimleri zor öğrenilir. Artık kahvelerden ayak çekip faydasız konuşma ve yârenliklere veda ederek ve çok değerli vakitlerimizin kıymetini bilerek eksiklerimizi bir bilene sormalı ve araştırmalıyız. Saatlerce gazete sütunlarına gömülmenin, haber ve televizyona dalmanın da fazla bir yararı yok. Biraz da kısa, az ve öz de olsa Kuran ve İslamı anlamaya zaman ayırmalıyız. Ev ve iş yerimizi mümkün mertebe dershane haline getirmekle türlü kazanç sağladığımız gibi şer odaklarından da emin olabiliriz.
Yüce Kur’an’ın nazil olduğu Ramazanı, bilmeyen kardeşlerimizin azmedip öğrenerek bilenlerimizin ise canla başla okuyarak girmesinin ayrı bir güzelliği vardır. Zira Fahrikainat Efendimiz (s.a.v.) şöyle buyurur:”Kuran okunmayan evler mezar gibidir.” Resulü Zişan Efendimiz (s.a.v.) bir diğer hadisi şeriflerinde ise “İç benliğinde Kurandan bir kısım bulundurmayan kimse yıkık ev gibidir.” Bu bakımdan evin villa şekilde göz alıcı olmasının yahut insanın döner koltukta emirler yağdırmasının bir önemi yoktur. Meşhur Muhaddis İbn-i Abbas (r.a.) şöyle der:”Kim Kurandan bir âyeti can kulağı ile dinlerse o âyet onun hayatını aydınlatır.” Evet, can kulağı ile ve konuşmadan onu dinlerken abdestli olmaya çalışacağız. Öte yandan işi ve yaşı bahane etmeden Kuran öğrenmekle beraber onun ulvî manasını da okuyup ve dinleyerek hazmetmeye çalışacağız. Zira o bir hayat kitabıdır ve ruhlarımızın yaratıldığı günde biz onun buyruklarını tutacağımıza dair Hakk’a söz vermişiz. Ömür kısa, okuyup elde etmemiz gereken temel bilgiler fazladır.
Müslüman bu kısacık hayatını azami şekilde değerlendiren ve lüzumsuz yer ve davranışlardan uzak olmaya çalışan şuurlu insandır.
.Hazreti Ali(r.a.) nin namaza yaklaşınca benzinin solduğunu gören sahabi ne olduğunu sorduğunda “Kimin huzuruna ve hangi halde çıkar olduğumu düşününce elim ayağım tutmaz oluyor