Miracımızı Yaşayalım Yaşatalım BU GÜN 27 ŞUBAT 2022 MİRAC KANDİLİ, GECESİ
Manevî bir atmosfere, kardeşlik iklimine her zamankinden daha fazla ihtiyaç duyduğumuz bir zaman diliminde Allah’ın bir lütfu olarak bahşettiği İsrâ ve Mirac kandilini idrak ediyoruz. Şu son yaşadığımız sabır, şükür, kanaat, cömertlik, fedakârlık gerektiren ‘imtihan günleri’nde idrak ettiğimiz ‘Miraç Gecesi’ni, çok yönlü bu sınav günlerini, çok yönlü ‘kulluk şuuru’ ile değerlendireceğiz. Miraç, bizi kendimize, özümüze, fıtratımıza çağırmanın, ona dönmenin, onunla Rabbimizin huzuruna yükselmenin adıdır.
Bizleri rahmet ve mağfiret kapılarının sonuna kadar açıldığı bu geceye eriştiren Yüce Rabbimize hamdü senalar olsun.
Miraç; Peygamber Efendimizin beşer üstü, zamanlar ve mekânlar üstü yolculuğu.
Beşerî olandan İlâhî olana, mülk âleminden melekût âlemine yükseliş. Peygamber gayretine sunulmuş ilahi bir teselli armağanı, manevi bir hediyedir. Peygamberimiz de davet sürecinin en zor yıllarında miracla ödüllendirildi. Bedenin bittiği an, ruhun önünde ufuklar açılırdı. Miraçla bu gerçek gösterildi. Miraç, yücelmeyi ifade eder. Biz de miracımıza sahip çıkalım? Bunu nasıl mı yapalım? Salatı ikame ederek. Namazı, duayı, desteği canlı tutarak. Miracımız; dünyayı terk ediş ve adım adım ilâhî hakikate yükseliş yolculuğu. Âlemlere rahmet olarak gönderilen Peygamber Efendimiz, bu gece iki aziz ve leziz yolculuk gerçekleştirdi: Önce Kudüs’e götürüldü. Ardından Arş-ı A’lâ’ya, Sidretül Müntehâ’ya, yani, nihâi, “son nokta”ya. Miraç; olağanüstüydü, beşer üstüydü; zamanlar ve mekânlar üstüydü. Mülk âleminden melekût âlemine yapılan yolculuklardı. Peygamberimize ve ümmetine hidayet kaynağı, vasıtası olarak namaz hediye edilmişti. “Namaz, mü’min’in miracı”ydı.
Namaza başlarken alınan iftitah tekbiriyle mü’min, beşerî ve dünyevî olan her şeyi elinin tersiyle iter. Namaz, hakkıyla ve huşû ile kılındığında, kişiyi, bütün kötülüklerden uzaklaştırır. Mülk âleminde, melekût âlemine ulaştırır; dolayısıyla Rabbine yaklaştırır. Asıl olan; miracın tarihsel olarak zaman, mekan ve mahiyetinin sırrına ermek değil, miracın bu ümmete verdiği engin mesajı her bir mü’minin ruhunda hissetmesi ve kendi miracının zeminini hazırlayarak onu gerçekleştirmesidir.
Cenâb-ı Hakk, Miraç Gecesi huzuruna kabul buyurduğu Sevgili Peygamberimizi üç büyük ikramla ümmetine geri gönderdi. Bunlardan biri, ümmet-i Muhammed’den olup Allah’a şirk koşmayanların eninde sonunda muhakkak cennete girecekleridir. Diğeri “Âmenerrasûlü” olarak bildiğimiz ve bizlere imanı, kulluğu, hesap gününü, Allah’a yakarışı öğreten Bakara Suresi’nin son iki ayetidir. Bir diğer müjde ise kulun Rabbiyle buluşması olan namazdır. Namaz, müminin miracıdır.
Dinimizin direği, gözümüzün nuru, kalbimizin huzurudur. Allah’ı anmanın en güzel şekli, ibadetlerin en faziletlisidir. Peygamberimizin buyurduğu üzere “Namaz, kıyamet günü kulun ilk hesaba çekileceği ameldir.” Namaz mümini koruyan manevî bir zırhtır. Huşû içinde kılınan namaz, mümini hayâsızlıktan ve kötülükten alıkoyar. Namaz af ve mağfiret vesilesidir. Beş vakit namaz ve Cuma namazı, büyük günah işlemedikçe küçük günahlara kefarettir.
Müminin dirilişi ancak namazla olur. Mümin namazla huzura erer. Rabbiyle olan bağını namazla kuvvetlendirir. Nefislerimiz namazla arınır, ruhlarımız namazla kemale erer.
Sıradanlaşan hayatlarımız namazla bereketlenir. Cennetin kapıları bize namazla açılır. Miraç hediyesi namazlarımızı Yüce Mevla’nın rızasını kazanmaya vesile kılalım.
Miraç; İslâm’ın temel özelliklerini özetleyen ve insanı kendine getirerek yüceler yücesi mertebelere yükselme imkânı sunan muazzez diriliş yolculuğudur. Âlemlerin Rabbi, teslimiyet, sadakat, ahlak, doğruluk, dürüstlük timsali olan Peygamberimizi miraç ile taltif buyururken biz kullarına da mesajlar vermiştir.
Resûlullah Efendimizin, miraç ile mana âleminin basamaklarında bir bir yükseldiği gibi bizler de Rabbimiz katında namazlarımızla yükseliriz. Namaz bizim miracımızdır, dirilişimizdir, kurtuluşumuzdur. Bizler namazla arınır, her türlü kötülükten korunur, mescitlerde buluşuruz. Vaktinde kıldığımız namazlarımız, en hayırlı amelimizdir. “Allahu ekber” diyerek, tekbirimizle dünyanın bütün hengâmelerinden sıyrılıp yaratılış ve varoluşumuzun hikmet ve anlamını derinden kavrarız. Kıyamımızla istikamet üzere, dosdoğru oluşla Allah’ın huzurunda dururuz.
Kıraatimizle, O’na en içten sena ve yakarışta bulunuruz. Rükûmuzla yalnız Rabbimizin önünde boyun eğdiğimizi gösteririz.
Secdemizle O’na en yakın olmanın ve kulluğun zirvesine varmanın hazzını duyarız.
Tahıyyatımızla Rabbimizi yüceltirken biz de yüceliriz. Selamımızla felahı hatırlarız. Günde beş vakit namazımızda bütün canlılığıyla miracı doyasıya yaşarız. Miraç vesilesiyle getirilen hediyeler, bizlere yüce ve anlamlı ufuklar açan kutsal değerlerdir. Miraç değerleri ile insan; esfel-i sâfiline, aşağıların aşağısına savrulmaktan kurtulur; ahsen-i takvime, en güzel hâle ulaşır. Miraç değerleri, insanı en üst kemal noktasına çıkarır. Bu ulvi değerler, bizleri ebediyen huzur içinde kalınacak cennete götürür. Yeter ki bizleri yükseltecek bu değerlere sımsıkı sarılalım ve bunları hayatımıza yansıtmakta kararlı olalım. İmanımız, salih amellerimiz ve güzel ahlakımız burağımız olsun. Miraç; zaman ve mekân hudutları dışında cereyan etmiş ulvi bir tecellidir. Beşer idrakinin üstüne çıkan, sırlar ve hikmetlerle dolu bir gecedir. İsrâ ve Miraç, Peygamberimizin bir gece Mescid-i Haram’dan Mescid-i Aksâ’ya, oradan da Yüce Mevla’nın sonsuz kudretini müşahede etmek için yaptığı mucizevi bir yolculuktur. Miraç pek çok ilahî hikmet ve bereketi barındıran kutlu yolculuktur. Bizim Miracımız; nefsimizin kötü heva ve heveslerinden sıyrılarak, Allah’ın emirlerini yaşayarak yükselişimizin adıdır.
Bizim miracımız; dargınlıktan, düşmanlıktan, fitneden, fesattan, dedikodudan, gıybetten, hasetten, fesattan, kinden, nefretten kardeşliğe, birlik ve beraberliğe sevgiyle, saygıyla, merhamet ve şefkatle yükselişimizdir. Bizim miracımız; her türlü hâyâsızlıktan, edepsizlikten, yalan ve iftiradan dürüstlüğe, doğruluğa ve güzel ahlaka yükselişimizdir. Bizim miracımız; kulluk yapabilmek için maruz kalınan umutsuzluktan bizi kurtaran ufkunu açan, önüne değil, ilerilere bakmasını öğreten büyük bir müjdedir.
Peygamberimizin “Namaz müminin miracıdır” hadisi aslında her şeyi özetliyor. Miraç hediyesi namazlarımızı Yüce Mevla’nın rızasını kazanmaya vesile kılalım. Namazlarımızı zayi etmeyelim. Samimiyetle ve hakkını vererek eda edelim. Kötülüklere karşı bizleri koruyan bir kalkan yapalım. Aile efradımızı, göz aydınlığı çocuklarımızı namazın huzur veren iklimiyle buluşturalım.
Miraç Gecesi; aziz milletimizin ve bütün İslam âleminin hayırlarına, huzuruna ve bereketine vesile olsun. Bütün Müslümanların birlik, beraberlik ve kardeşliğinin pekişmesini, insanlığın barış ve hidayetine vesile olmasını Yüce Rabbimizden niyaz ediyorum.
TÜM MÜSLÜMAN ALEMİNİN VW OKUYCULARIMIZIN MİRAC GECESİ MÜBAREK OLSUN.