Mübarek Gün ve Geceleri Fırsat Bilmemiz Gerek
Mübarek üç ayların başlamasıyla birlikte, mübarek gün ve geceler de artık sıklaşmış oldu. Mübarek gün ve geceler yaratılış gayemizi düşünmemiz, Yaratan ve yaratılan ile aramızdaki ilişkileri gözden geçirmemiz için bulunmaz fırsatlardır. Yüreklerimizi ve geleceğimizi aydınlatan ışıklardır mübarek geceler. Kendimizi değerlendirme ve denetlemenin, Allah’ın (C.C.) gücü karşısındaki acizliğimizi anlamamızın fırsatı olan mübarek gün ve geceler, ibadet, şükür, tövbe gibi ahiretimize fayda sağlayacak ameller için biçilmiş kaftandır. Gönül huzuru için de, milletimize, ailemize, insanlığa ve tüm Hz. Muhammed Mustafa Efendimizin (S.A.V.) ümmetine karşı sorumluluklarımız olduğunu hatırlayalım bu mübarek gün ve gecelerle. Yüce Rabbimiz (C.C.) bu gece hiçbir kulunu geri çevirmez, hayır demez.
MÜBAREK GÜN VE MÜBAREK GECELERİ VESİLE BİLMELİYİZ
Müslümanlar olarak mübarek günleri, mübarek geceleri iyi değerlendirmemiz gerek.
Müslümanlar olarak yanlış ve kusurlarımızdan dönmek için mübarek gün ve mübarek geceleri bir vesile bilmemiz gerek. Kalbimizde kin, nefret, haset bırakmadan aramızdaki sevgi bağlarını bu mübarek gün ve gecelerde daha da yoğunlaştıralım. “Müminler birbirinin kardeşidir”, “Müminler birbirini hor ve hakir göremez” hadis-i şeriflerine uyup Peygamberimiz Hz. Muhammed Mustafa Efendimizin (S.A.V.) müjdelerini, uyarılarını ve emirlerini unutmayalım. ‘La İlahe İllallah’ diyen kimse zaten büyük bir şerefe ermiştir ama günahkâr olabilir. O yüzden tövbe kapıları her zaman açıktır. Bu yüzdendir ki Allah’ın affına layık olan mümin, Müslüman kardeşlerimize karşı kalbimizde kötü bir his, duygu olmaması lazım. Hatta Müslümanlar arasında birbirine kırgın olan kişileri de barıştırmamız gerek. Bu mübarek gün ve mübarek geceleri vesile bilerek bize yakışır şekilde amel etmek için mücadele etmeliyiz.
“SÜNNETE SIKI SIKI SARILMAMIZ LAZIM”
Resulullah Efendimiz, (S.A.V.) bu mübarek gün ve gecelerde ruhani hallere, ikrama kavuşmuştur. İslam âlimlerinin yazdığı kaynaklarda Peygamber Efendimiz (S.A.V.) mübarek gecelerde 12 rekat namaz kılmıştır.
Bu 12 rekâtlı namaz farz değil ve cemaatle kılınamaz. 12 rekâtta kaza namazlarınızı kılabilirsiniz, teheccüd namazı kılabilirsiniz. Geçtiğimiz hafta idrak ettiğimiz Regaip Gecesi’nde Peygamber Efendimizin (S.A.V.) 12 rekât namaz kıldığı çeşitli kaynaklarda açıkça yer alıyor. Biz de Peygamber Efendimizin (S.A.V.) ümmeti olarak, O’nun bize bıraktığı sünnete sıkı sıkı sarılmamız lazım. Mübarek zamanları fırsat bilerek, bağışlanmamıza, mükafatlandırılmamıza, Allah’a (C.C.) yaklaşmamıza vesile hale getirmemiz gerekiyor. Birçok kaynak eser var. Bu konularda bizim gibi İslami ilimleri aktaran hocaları dinlemek istemiyorsanız bile en azından o kaynaklara ulaşıp Resulullah Efendimizin (S.A.V.) sünnetini, hayatını, hadis-i şeriflerini öğrenebilirsiniz.
SÜNNET-İ SENİYYE BİZİM DÜNYA VE AHİRET HAYATIMIZA IŞIK TUTUYOR
Kıyafetlerimizi giyerken, tırnaklarımızı keserken, yolda yürürken, insanlarla ilişki kurarken, konuşurken ve hayatımızın tüm evrelerinde Resulullah Efendimizin (S.A.V.) sünnetine başvurabiliriz. Peygamber Efendimizin (S.A.V.) sünnetine uyarak sağlığımız için, ahiretimiz için, dünyamız için ve daha birçok fayda için kendimize fayda sağlamış oluruz. Mesela selam vermek meselesi önemli bir sünnettir. Selamın bile nasıl verileceği ise ayrı bir sünnettir. Resulullah Efendimiz (S.A.V.), giden adamın duran adama selam vermesi gerektiği söyler.
Duran adam da selam verebilir ancak Peygamberimiz Hz. Muhammed Mustafa Efendimizin (S.A.V.) sünneti duran kişinin değil, giden kişinin selam vermesi yönündedir. İşte böyle hassas, detaylı bir hayat rehberi olan sünnet-i seniyye bizim dünya ve ahiret hayatımıza ışık tutuyor.
Prof. Dr. Cevat Akşit.