Müslümanın Arefe Günü
Rahmet, mağfiret ve bereket vesilesi bir Ramazan-ı Şerif’i daha uğurlamanın hüznünü, aynı zamanda neşe ve huzur iklimi Ramazan Bayramına kavuşmanın da sevincini idrak ediyoruz. Bayram öncesi ve sonrası ile mü’minler için af, merhamet ve bağışlanmayı taşıyan muhteşem fırsatlar içermektedir. Bu muhteşem fırsatlardan haberdar olan şuurlu mü’minler olarak Peygamberimiz, “Duaların en hayırlısı arefe günü yapılan duadır” müjdesi gereği arefe günü vaktimizin bir kısmını muhakkak dua için ayıracağız.
Dertlerimizi, sıkıntılarımızı, isteklerimizi Rabbimize arz edeceğiz. Kendimize, ailemize, milletimize ve ümmetimize samimiyetle dua edeceğiz. Eşimiz ve çocuklarımızla birlikte dua etmeyi ve birbirimizin dualarına âmin demeyi ihmal etmeyeceğiz.
Arefe günü, bayram alışverişi vesilesiyle çarşıda, pazarda, AVM’lerde günaha girmemeye dikkat edeceğiz. Gözümüzü, dilimizi ve bütün azalarımızı günahtan koruyacağız. Zamanımızı alışveriş merkezlerinde tüketmeyeceğiz. Bayram temizliği ve bayram hazırlığı vesilesiyle de bu önemli günümüzü heba etmeyeceğiz. Peygamberimiz:
“Allah’ın arefe günü insanları bağışladığından daha fazla bağışladığı başka bir gün yoktur. Allah, arefe günü kullarına rahmetle yaklaşır” müjdesi gereği bugün bir ömürlük günah yükünden kurtulacağımızın bilincinde olacağız.
Her fırsatta tevbe ve istiğfar edeceğiz. Allah’ın bugün bağışlayacağı kullarından olabilmek için gayret göstereceğiz.
Tevbe ve istiğfarımızı cömertliğimizin icabı sadakayla yardımla, birbirimizi düşünmekle, sevincimizi/üzüntümüzü paylaşmakla destekleyeceğiz. Hiç olmazsa bir ailenin bayram ihtiyaçlarını karşılayarak, bir yetimin bayram kıyafetini üstlenerek Allah’ın rahmetini hak etmeye çalışacağız.
Resulümüzün “Şeytan arefe günü görüldüğünden daha hor ve hakir daha zelil ve öfkeli başka bir günde görülmemiştir. Bunun sebebi Allah’ın rahmetinin inişini ve kullarının büyük günahlarını bağışladığını görmesidir”
uyarısı gereği şeytanın arefe ve bayram günlerinde bize büyük bir öfkeyle saldıracağını ve tuzaklar kuracağını unutmayacağız. Özellikle bugünlerde gereksiz tartışmalardan uzak duracağız. Bizi günaha sürükleyecek ortamlardan ve insanlardan vebadan kaçar gibi kaçacağız. Duygularımıza ve özellikle öfkemize hâkim olacağız.
Kur’an-ı Kerim’de sayılan Mümin vasıflarını uygulayarak örnek Müslüman kimlik ve kişiliğimizi göstererek İslâm ile insanı buluşturacağız. Bu arefe gününde âcilen bir ‘nefs muhasebesi’ yapalım. Âyetler ve hadisler ışığında düşünerek hayat tarzımızı ölçülü ve dengeli olarak Allah ve Resulünün emir ve yasaklarına hassasiyet gösterip riayet ederek yaşayalım. O zaman Ramazan Bayramı arefesinde; hayatı bir okula, bütün yeryüzünü bir mabede, dünyayı cinnet toplumundan cennetten toplumuna götürmenin faaliyetleri içinde olacağız.
Efendimizin, “Kim rızkının bol olmasını, ömrünün uzun olmasını istiyorsa sıla-i rahime devam etsin” müjdesi gereği bayram günlerine giderken sıla-i rahme dikkat edeceğiz. Yakınlarımızı, anne, babamızı ihmal etmeyeceğiz. Akraba ziyaretlerinde gıybet, dedikodu ve haramdan uzak duracağız. Ailemiz için attığımız her türlü hayırlı, uğurlu, güzel adımın bizi Rabbimiz katında yücelteceğini unutmayalım. Yüreklerimizdeki küskünlük, kin, nefret yüklerinden kurtulalım, barışalım, barıştıralım. İçinde bulunduğumuz zaman ve zeminin mazeretlerine/özürlerine sığınmadan yapalım.
Hakkı batıldan ayıran Ramazan bilincini kuşanmış bir Müslüman olarak Ramazan Bayramı’na gireceğiz. Ramazan’da tuttuğumuz oruçların, kıldığımız namazların, yaptığımız infakların, okuduğumuz mukabelelerin bizim hayatımızdaki en önemli sonuçlarından birisi de işlemeye çalıştığımız salih amelleri devam ettirerek Ramazan Bayramı’na girmektir.
Ramazan, sadece bir takım bireysel ibadetlerle yetinilecek, geçirilecek bir ay olmadığına göre bayrama girerken de dikkatli ve müteyakkız olarak Ramazan Bayramını karşılayacağız. Ramazan’ı yaşayan her Müslüman’ın yapacağı, İslâm’ı yaşamaya çalışan bir Müslüman olarak bayramı da asıl bayrama giderken hazırlıklı gideceğiz. Kalp kırmadan, incitmeden/incinmeden, Müslümanın kalitesini, zarafetini, kibarlığını, nezaketini yaşayışımızla örnek olarak göstereceğiz. İnsanları ümitsizlikten kurtaracağız. Adam kazanma derdinde olacağız. Yapılacak duaların müstecap olacağı bu arefe gününde; ülkemizde güven ve huzur ortamının kalıcı hale gelmesini, İslâm dünyasında barış, huzur ve güven ortamının yeniden tesis edilmesini, ilim, hikmet ve marifet beldelerine dönüşmesini; insanlığın barış, huzur ve adaletin gerçekleşmesini Yüce Allah’tan niyaz ediyorum. Bütün kargaşa, yoğunluk, tartışma ve koşuşturmalardan kurtulup kendimize bir dua vakti ayıralım. Peygamberimizin tavsiye ettiği, hatırlatma ve ikazı muhtevi şu duayı unutmayalım. “Ramazan’ın her gecesinde sabaha kadar bir münadi seslenir: Günahlarının affedilmesi için istiğfar eden yok mu? Tevbe eden yok mu?
Allah tevbesini kabul buyursun. Dua eden yok mu? Cevap verilsin. Kendisi için bir şey isteyen yok mu? İsteği hemen karşılansın.”
Peygamberimizin çok sık yaptığı şu duayı da ihmal etmeyelim. “Ey kalpleri çeviren Rabbim! Benim kalbimi hak dininin üzerinde sabit kıl.”
Rabbim sıhhat ve âfiyet içinde rızasını kazandıracak amellerde bizleri buluştursun. Şu zor, sıkıntılı imtihan günlerini de kazanarak bayramlara ulaştırsın. Bizler de inşallah vatanımızı böldürtmeyeceğiz. Bayrağımızı indirtmeyeceğiz. Ezanımızı susturtmayacağız.
Vatan, millet, devlet düşmanlarına fırsat vermeyeceğiz. Mücadele-mücahede içinde cihat ruhunu canlı tutarak dinimizi yaşayacağız, yaşatacağız. Allah Teâla, biz kullarını muvaffak kılsın. Hepimizi iki cihanda aziz eylesin.
AMİN.
Yaşar Değirmenci.