* FANİ DUNYA FORUM HABERLER


Gönderen Konu: ON BİR AY'IN SULTANI RAMAZAN  (Okunma sayısı 941 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

fanidunya

  • Ziyaretçi
ON BİR AY'IN SULTANI RAMAZAN
« : Şubat 26, 2017, 10:26:11 ÖÖ »
ON BİR AY'IN  SULTANI RAMAZAN - ramazan başlangıç 27 mayıs 2017

İlgilenenler için malumdur; sultanın geleceği duyulur duyulmaz hazırlıklara başlanır.
Bölgenin zenginleri izzet ikram etme hazırlıkları yaparlarken; fakirleri de bu izzet ve ikramlardan nasiplerini almaya hazırlanırlar.

Onun gelişiyle beraber hayatın akışı değişir ve sultana endekslenir. O, ye demeden kimse yemez içmez o,yatmadan kalkmadan kimse yatıp kalkamaz, o mutlu edildikçe orada bulunanları da mutlu eder. Sultanla beraber mutlaka yanında getirdikleri de olur, insanlar sultanı memnun etmek için, onun getirdiklerini de memnun etmeye çalışırlar. Sultanı memnun etmenin bir yolunun da, onunla gelenleri memnun etmekten geçtiğini bilirler. Saygı ve hürmette kusur etmezler bilirler ki, sultana ve onunla gelen her şeye hürmet etmek kendilerinin lehine sonuç verecektir.

Aklı selimi olan herkes şunu bilir ki, sultanlar kendi mekanlarının dışına çıktıklarında orada fazla kalmazlar, kalacakları süre belirlidir. Ayrıca şu da iyi bilinir, sultan kendisi için yapılan harcamaların hizmetlerin vermiş olduğu sıkıntının farkındadır. Bütün bunları unutturmak ve gelecek yılda daha iyi ve güzel bir şekilde karşılanmak için, onları çokça memnun edici lütuflarda bulunur. Sultan, gün dolup da oradan ayrılma günleri yaklaşınca o insanları çok çok memnun edici bir gece tertip eder. O gece insanlara izzet ikramlarda bulunulur, bu ikramlar sabahlara kadar sürer gider. O öyle bir gecedir ki onu ancak ve ancak sultan hazırlaya bilir.

hoş geldin ramazan

Efendim bahsedilen sultanın kim olduğunu anlamışınızdır!.

Elbette ki Müslümanlar için en büyük sultan on bir ayın sultanı şehri ramazan ayıdır.

Çünkü: ramazan ayı diğer aylara benzemez, o aya erişen müminler, kendilerini onun kurallarına ayarlamak zorundadırlar. Yemelerini, içmelerini, konuşmalarını, öfkelerini, yatmalarını, kalkmalarını, evli olanlar ilişkilerini onun koymuş olduğu kurallara ayarlamak zorundadırlar. Olay bunlarla sınırlı kalmaz; iş yerleri bile mesailerini ramazana göre ayarlamak durumunda kalırlar.

Zenginler en güzel iftarlar vermeye hazırlanırken fakirler de, bizi hangi zengin iftarına çağıracak diye umutla beklerler.

Zenginler, nisap miktarı malı olanlar, "kadın erkek" ayırımı yapılmadan, zekatlarını vermenin hazırlıklarına başlarlar.

Fakirler kendilerine verilecek zekat, fitre ve sadakaları umutla beklerler. Beklerler çünkü: çocukları vardır ayakkabıları yırtık, üzerlerinde çeket yok, kendilerini ısıtacak bir kazak gömlek yok, yağmurdan kardan koruyacak kaban yok vs....

Eve yiyecek yakacak bir şeyler almak için. Talebelerde bekler; onlarda biri zekatını verse de okumaya devam etsem diye. Borç yükünün altında boynu bükülmüş olanlarda bekler, biri zekatını verse de borcumu ödesem diye. Dul kadınlar, yaşlı kadınlar, onlarda beklerler, birileri zekatlarını, fitrelerini, verseler de bir dahaki ramazana kadar kimseye muhtaç olmadan geçine bilsek diye. Ekonomik zorluklar yeni bir istek kapısı daha açtı; nişanlanıp da düğün yapamayan kızlı erkekli gençler. Onlar çok muzdarip! bana ne senin evlenmenden derlerse, ben rezil olurum, bunun için çekinip halimimizi kimselere arz edemiyoruz diyorlar. Onlarda zenginlerin kendilerine el uzatmasını bekliyorlar.

Her yıl aynı şeyler devran edip durur da ciddi manada kimsenin de bir derdine derman olunmaz. Milyar dolarlara varan zekatlar, fitreler, nerelere giderde? bir tek fakir ertesi seneye fakirlikten çıkmış olarak karşımıza çıkmaz.

Bunca zenginimizin zekatı, fitresi, nasıl olurda içimizdeki fakirlerimizin ihtiyacını karşılamaz? Sebebi açık ve nettir. Milyar dolarlara ulaşan zekatlar, fitreler, sadakalar,her kes tarafından kendi istek ve arzularına göre kullanırda onun için.

Bu işleri organize edecek kurumlarımız bile yok, oluşturmayı da düşünmüyoruz. Her yerde olduğu gibi burada da guruplara ayrılmanın yanında hiçbir gurupla işbirliği yapmadan birleşmeden fert olarak yaşantımızı devam ettiriyoruz.

Hal bu ki Allah bize; top yekün ipime sarılın, bereketin ve gücün ancak ve ancak birlikte hareket etmekte olduğunu buyurmuştu.

Resûl-ü Ekrem ise cemaat olmamızı namazlarımızı cemaatla kılmamızı maddi ve manevi gücümüzü birleştirmemizi tavsiye etmişti. Cemaatten bir karış bile uzaklaşmamızın yanlış olduğunu bize zararının dokunacağını öğretmişti.

Yüce Rabbimizin buyrukları efendimizin sünneti, kitaplarda yazılı olarak kaldı. Her şeyde değişiklikler olduğu gibi dinimizi anlamada ve yaşamada da değişimler oldu. Artık zenginlerimiz paralarını, fakirlerin ihtiyaçlarına harcamadan hoşlanmıyorlar. Onlar paralarını yazları otellerde, yazlık tatil köylerinde harcar oldular, sılayı rahim bile gündemimizden çıktı. Bazıları da;kazançlarının fazlasını(dolarlarını EURO'nı) her yıl umre zamanı umreci, hac zamanı hacı olmaya harcıyorlar. Suudi hükümeti oturma izni verse senenin yarısını Mekke de ve Medine de geçirmenin planlarını yapıyor olabilirler. Kapılarına gelen öğrencilere, hastalara,evlenmek isteyenlere, ödeyemediğim borcumdan bunaldım diyenlere, fakirlere onlarda Allah versin diyorlar. "İçinizden evli olmayanları ve Salih olanları evlendirin." Nur/ 32

Firmalarının reklamlarını; fanatik görünmemek ve marjinal kalmamak için, irticai yayın yapan kuruluşlara değil de; en çağdaş yayın yapan kuruluşlara veriyorlar. Onların İslama ve Müslümanlara, hakaret etmeleri kendilerini ilgilendirmiyor çünkü; onlar artık çağdaş Müslümanlar olarak tanınmak itiyorlar.

Fakirlerin: yemediğimiz şeyleri zenginlerin verdikleri iftarlarda yeriz düşünceleri artık kursaklarında kaldı. O çok merak ettikleri yiyecekleri, içecekleri, zenginler lüks oteller de bir birlerine yediriyorlar. Ayıp olmasın diye fakirlere de belediyelerin iftar çadırlarında çorba, az etli kuru fasulye, pilav, tatlı türü iftarlar veriyorlar.

Zenginlerimiz; zekatlarını, fitrelerini, sadakalarını, yaşadığımız zaman diliminde reklam amaçlı olarak kullanır oldular.

Fakirleri arayıp bulmak yerine, kendilerine yakın kabul ettikleri kuruluşlara, bağış karşılığı olarak verirler.
Sultana ve onunla gelenlere "yani ramazana ve ramazanın getirdiği kurallara" bigane kalanlar; ramazan ayının en bereketli gecesinde, bir birleriyle yarışırcasına herkesin önüne geçerek o geceden (kadir gecesinden) herkesten çok pay almaya çalışırlar.

Yaşadığımız zamanda bazı Müslümanlarca, oruç tutmak teravih kılmak fakir fukaranın işi olarak görülür.

Fakirler, sıkıntısı olanlar, ihtiyaçları giderilsin diye, Allah'a yalvarıp yakarmalı. Zenginlerin nasıl olsa her şeyleri var; kazandıklarını akıllarıyla kazandıklarını Karun gibi sık sık söylemekten geri durmazlar. İstisnalar olmaz mı! Elbet olur onlarda kıyıda köşede kaldılar sesleri solukları çıkmıyor artık. Rabbimiz kendilerinden razı olsun.

Ramazan ayını fırsat bilerek vereceğimiz zekatlarla ve sadakalarla Allah'tan cennet isteyelim. "Şüphesiz Allah cennet karşılığı Müminlerden mallarını ve canlarını satın alır. Tevbe /111 Onlara verdiğimiz rızklardan Allah yolunda harcarlar. Bakara/ 5

Size rızk olarak verdiğimiz mallardan infak edin. Münafikun/ 10 "Sadakalarınızı başa kakmamak ve eziyet vermek sûretiyle heder etmeyin." Bakara / 264

"Sadakaların efdâli, fakirin gücü nisbetinde gizlice başka bir fakire verdiği sadakadır. İmam Ahmet b Hambel.

Şeytanların zincirlerle bağlandı ramazan ayında bizler de şeytana yataklık yapan nefislerimizi, yapacağımız ibadetlerle temizleyelim. Dünyada hemencecik karşılığını gördüğümüz zekatlarımızı,fitrelerimizi,bir an evvel vermeye gayret edelim.

Her ramazanda olduğu gibi daha şimdiden ihtiyaç sahipleri bizlere müracaat etmeye başladılar.

Hayırda yarışmayı şiar edinen bir kuruluş olarak bizlerde sizlerden gelecek yardımları acilen ihtiyaç sahiplerine ulaştıracağız.

Ünal Özyıldırım.

 


* BENZER KONULAR

Çoban Deyip Geçmeyelim 2 Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 08:04:55 ÖÖ]


Çoban Deyip Geçmeyelim 1 Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:57:14 ÖÖ]


Yabancılaşmadan Değişmek ve Gelişmek Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:44:43 ÖÖ]


Suriye Olaylarının Perde Arkasında Neler Var 8 Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:34:29 ÖÖ]


O insanı Yetiştiremezsek 1 Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:25:16 ÖÖ]


Mutluluğun Sırrı Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:12:56 ÖÖ]


Murada Ermek İçin Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:07:00 ÖÖ]


Bize Kalana Bakın Siz Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 06:02:09 ÖS]


Âlemler O’na Hayran Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 05:34:39 ÖS]


Dünya Nedir Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 05:25:53 ÖS]


Gönül Allah (CC) 'ta Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 05:22:44 ÖS]


İmani olgunluğun sırrı - Teslimiyet Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 05:15:04 ÖS]


İnsanın Manevi Yapısı (Ruh, Kalb, Akıl ve Nefs) İle İlgili Meseleler Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 05:06:24 ÖS]


Esat Kabaklı - Sürgün - 320 KBPS Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 04:50:26 ÖS]


Ozanlardan Single Eserler - Karma 320 kbps Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 12:20:38 ÖS]


Esat Kabaklı - Oğul Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 12:07:15 ÖS]


Ehl-i Beyt ve Kerbelâ Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 10:49:31 ÖÖ]


Filistin’in Tarihçesi Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 10:42:17 ÖÖ]


Cennetlik Kadınlar 3 Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 09:10:52 ÖÖ]


Cennetlik Kadınşar 2 Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 09:06:00 ÖÖ]