Oruç Üzerine Çok Soru Ve Bir Dua
Ramazan ayı geldi. Gelen karşılanır. Hediyesi günahlarımızın mağfireti, Allah’ımızın rahmeti ve cehennem azabından azad edilmemizdir.
Bunlar, manevi hediyeleridir. Maddi hediyeleri ise bizi birbirimize yakınlaştırması,
Kaynaştırması,
Sofralarımızın eşitlenmesi,
Paramızın içinde olan ve bize ait olmayan paraların, hak sahibi fakirlere verilmesi,
Sofralarımızın, komşularla tatlandırılması, (bu pandemi döneminde komşuyu çağırmak yerine yemek göndermek daha sağlıklı)
Haramlardan, günahlardan uzaklaşırken Hakk’a yaklaşmakla, halka yaklaşmanın gerçekleşmesi,
Daralan cömertlik damarlarımızda, cimrilik, pintilik pıhtılaşmasına karşı anjiyo yapılması,
Bütün bunları gerçekleştirme ayında kazandığımız iyi hallerimizin on bir ay devamının sağlanması için millet olarak topluca korunmaya alındığımız bir aydır bu Ramazan ayı.
Bir ay biz onu tutacağız, on bir ay o bizi tutacak inşallah.
Şair Ramazan Akkaş, bakalım bu konuda ne diyor:
“Yüreği kararmış aciz bir kulum
Haramiler dolmuş kapalı yolum
Huzuru mahşerde ne olur halim
Günaha daldırma tut beni oruç
Kalbimiz Allah’ın aşkıyla dolsun
Kör şeytan saçını başını yolsun
Hakka imanım var şükürler olsun
Onu da çaldırma tut beni oruç
Dilim tesbih çeker elde Kur’an var
Koca nefis “dur!” der “daha süren var”
Yolumun üstüne pusu kuran var
Aklımı aldırma tut beni oruç
Her sene Ramazan ayında gazetelerimiz, Diyanet İşleri Başkanlığı’na “Sakız çiğnemek orucu bozar mı?” diye soru sorarken kendine mahlas olarak “Mizahi Şair” adını seçen bir şairimiz de, “Oruç bozar mı” başlıklı şiirinde:
“Ey muhterem, aziz değerli hocam
Konuşurken susmak oruç bozar mı
Bir istirhamım var sizden bir ricam
Adaletten pusmak oruç bozar mı?
Bu yozlaşmış çağa ayak uydurduk
Bir lokma yemeğe haram koydurduk
Bunları yapmazsak inan mağdurduk
Kul hakkını kusmak oruç bozar mı?
Teraziler bozuk doğrular şaştı
Günahlar gerçekle her gün bağdaştı
Çıplak gezen insan artık çağdaştı
Özgürlükten kısmak oruç bozar mı?
Yediğimiz nane kılı kırk yardı
Düşüncemiz fakir değil havyardı
Duruşumuz bizce sağlam ayardı
Bünyemizi sarsmak oruç bozar mı?
Şeytana uymayan insan mı kaldı
Doğruyu söyleyen lisan mı kaldı
İkilik dünyadan noksan mı kaldı
Sevap için kusmak oruç bozar mı?
Herkes çıkarının bir yamacında
Kibrini göstermek zevk amacında
Gıybetin fitnenin darağacında
Her gün adam asmak oruç bozar mı?” diye soruyor.
Ben, okuduğum kitapların yazarlarına baktığımda kendimin hoca olmadığını anladığımdan bu şiirde sorulan soruya “bozar” diyemem ama “İnsanın Müslümanlığını bozar” diyorum.
Mehmet Akif Ersoy merhum da:
“Ramazan geldi zamânında bu yıl, hamdolsun,
O biraz belki azaltır çekilen âlâmı. (elemler, acılar)
Hastalık, zelzele, yangın, karışıklık, kıtlık,
Daha binlerce felâket eziyor İslâm’ı.
“Halk çok azdı da ondan bu belâlar...” deniyor;
Azmayan yok mu, bütün ehl-i sıyâm (oruçlular) azgın mı?
Kimse, yâ Rab, süfehâ (beyinsiz) onları imhâl etme; (mühlet/fırsat verme)
Yoksa bir millet-i ma’sûmeyi pâ-mâl (ayaklar altında ezme) etme.
Düşman sesi duymak istemezsen,
Kardeş sesidir, uyan bu sesten!
Kalkınca görür ki akşam olmuş,
Vaktiyle uyanmayan bu sesten.
Yâ Rab, şu muazzam Ramazan hürmetine,
Kaldır aradan vahdete hâil (engel perde) ne ise;
Yâ Râb, şu asırlarca süren tefrikadan
Artık ezilip düşmesin ümmet ye’se. (ümitsizliğe)
Mâdâm ki verdin bize bir rûh-i nevin... (yeni bir ruh)
Yâ Râb, daha bir nefha-i te’yîd (güçlü bir nefes) insin!
Üç yüz milyon sahîfelik, bir
Mecmûa demekse Müslümanlar;
Şîrâze-i ictimâ’ı (sosyal bağı) dindir.
Yok râbıta (bağ) başka, varsa din var.
“Bayram!” diye ey kucaklaşan halk,
İnsanları hangi kayd bağlar?
Sen din ile pâyidâr (ayakta kalır) olursun;
Din gitti mi târumâr (paramparça) olursun!”
Allah, hepimizi salihler zümresine katsın,
İslam diniyle hepimizi kuşatsın.
Amin.