Ramazan, Turizm İçin Değil Kurtuluşa Erenlerden Olmak İçin Bir Fırsattır
İki yıldır salgın döneminde karşılıyoruz Ramazan-ı Şerif’i. Her zamankinden daha çok sarılmamız gerekirken Ramazan ruhuna, ikidir Ramazan yasakları ile karşı karşıyayız. Tüm dünyada korku salan bir hastalık karşısında elbette tedbir alınması gerekiyor.
Ancak toplumun bir kesiminden tedbir almasını beklerken bir kesimine ayrıcalıklar tanınması, Ramazan’ı turizm sektörüne hazırlanmak için fırsat bilmek hepimizi derinden üzüyor, bu durumu kesinlikle kabul edemiyoruz.
Evet, Ramazan bir fırsattır. Tövbe etmek için, nefis terbiyesi yapmak için, kurtuluşa erenlerden olmak için fırsattır. Lebalep kongrelerle, ayrıcalık tanıdığınız lüks otellerin hafta sonu paketleriyle, halkı evlere tıkarken vip statüsü tanıyıp ülkemizi karış karış gezmesine izin verdiğiniz turistlerle şişirdiğiniz tabloları, turizm mevsimine hazırlamak için bir fırsat değildir.
Ramazan bir fırsattır. Daha çok kenetlenmemiz için, İslam kardeşliğini daha iyi anlayabilmek için bir fırsattır.
Bazı kötü olaylar da elimizdekilerin değerini bilmek için büyük bir fırsat oluyor. Birileri Ramazan coşkumuzu kursağımıza dizerken, büyük bir çoğunluğun Ramazan’ı daha iyi geçirebilmek, Ramazan ruhunu yaşatabilmek için fırsat oluşturma gayretinde olduğunu görüyoruz. Özellikle bu yıl sosyal medyamıza yansıyan çocukları Ramazan’a teşvik eden süslemeler ve çalışmalar ümit verici.
Ramazan’a hazırlandığımız günlerde de Kudüs başta olmak üzere birçok İslam ülkesinden sokakların ve çarşıların Ramazan için hazırlanıp, süslendiğini gördüğümüz fotoğraflar ve videolar düştü gündemimize. Bu manzaraları görünce keşke yüzde 99’u Müslüman diye övündüğümüz ülkemizde belediyeler Noel için o kadar masraf yapacağına Ramazan coşkusunu hissedebileceğimiz böyle çalışmalara imza atsalar demeden edemiyor insan.
Ramazan hakkında söyleyebileceğimiz çok fazla şey var. Ancak gelin bu yıl bu cümlelerin içini dolduralım. Mesela şöyle diyelim;
Ramazan oruç ayıdır. Yemeden, içmeden kendimizi alıkoyduğumuz bu süreçte her türlü kötülüklerden de alıkoyacağız diyelim. Haksızlık yapmayalım. Adaletten yana olalım. Kıskançlık, kibir, haset hepsini bir bir terk etmeye çalışalım.
Ramazan sabır ayıdır. Sadece aç kalmaya değil her türlü zorluğa sabredecek, aç kaldığı için insanlara sinirlenenden, kavga çıkartanlardan, kalp kıranlardan olmayacağız diyelim. İrademizi güçlendirelim.
Ramazan cihat ayıdır. Sahura kadar oturup, orucu uykuya tutturanlardan olmayacak, her daim olduğu gibi hakkın tesisi için daha çok çalışacağız diyelim. Bir kötülük gördük mü elimizle onu da yapamıyorsak dilimizle ona da imkânımız yetmiyorsa kalbimizle buğz edenlerden olalım.
Ramazan Kur’an ayıdır. Kur’an bu ayda indirilmiştir.
Ramazan’da her zamankinden daha çok Kur’an okumalıyız. Ancak bu okuma kuru kuru bir okuma olmamalı. Kur’an bana ne diyor, Rabbim benden ne istiyor anlamaya çalışalım. Bilmek başka bir şey anlamak başka bir şey, Kur’an’ı anlamak için bir fırsat daha verildi diyelim.
Müslümanların kardeş olduğunu, Yahudi ve Hıristiyanları dost edinmememiz gerektiğini, fasıktan haber geldiğinde araştırmamız gerektiğini, faizin dolayısıyla kredinin dünya gerçeği olmadığını, temiz ve tayyip olanın derdinde olmamız gerektiğini ve daha birçok mesajı anlayabilmemiz için bir fırsat daha verildi.
Bu Ramazan Hasan el- Benna’nın şu sözleri haritamız olsun: “Siz İslam devletini evlerinizde kurun. O zaman Allah sokaklarınızı, şehirlerinizi ve devletlerinizi de İslamlaştırır.” Bu süreci evlerimizde öyle bir yönetelim ki bayrama kavuştuğumuz da İslam devletinin temellerini atmış olalım.
Ramazan-ı Şerif’i hakkıyla geçirenlerden olmak duasıyla…