Üçaylar’a Ailece Girmek 29 MART 2017
Zaman ile eylemler arasında açık bir ilişki vardır. İnsan, bu ilişkinin farkında olduğunda, bu ilişkiye inandığında algısı belirlenen zamana ait eylemlere daha açık olur.
Birinin tövbe etmesi istendiğinde o kişinin zihninde hep “Zamanı mıdır?” sorusu hazır olarak vardır. Bunun için tövbe etme nasihati, ölümün yaklaştığı veya ölümün ne zaman geleceğinin belli olmadığı izahı ile birlikte dillendirilir. Bu nasihati dinleyen insan, tövbe eylemi ile zaman arasında kurulan bu ilişkiyle daha kolay ikna olur.
İnsanın yaratıcısı olarak onun fıtratını en iyi bilen Allah-u Zülcelâl, iman ve kulluk sürekliliği içinde insanın her bir eylemi için bir zaman tayin etmiş, bazı zamanlarda ondan bazı eylemleri artırmasını istemiştir. Bu yönüyle her vakit insan için Allah indinde, iman ve kulluk sürekliliği dışında bir değildir. İnsan, her an iman üzere bulunacak, bir an olsun, Rabbinden gafil olmayacak, her an O’nun kulu olduğunun şuurunda olacaktır ama her an aynı ibadetleri yapmayacaktır.
Özel Zamanları Fırsat Bilmeli
Gün içinde belli saatler, hafta içinde belli günler, yıl içinde belli aylar, aylar içinde belli geceler vardır. O saatlerin, günlerin, ayların ve gecelerin kendilerine has ibadetleri vardır ya da o saat, gün, ay ve gecelerde bazı ibadetleri artırmak icap eder. Zikir ehli o günlerde doğruluk kılavuzlarının emir, işaret ve adetleri üzerinde o anlara uygun bir hâl alırken kimi zaman başka anlarda gaflette olanlar, o zaman dilimlerine rastlayınca kendilerine gelir ya da nasihati daha kolay dinleyecek bir formata bürünür.
Nice kişi var ki cuma saati onu gafletten uzaklaştırır, ibadete çeker; nice günahkâr var ki Ramazan geliverdiğinde kalbi nasihate açılır, tövbe eder ve bir daha günahlarına dönmez. Kimisi de var ki günahlarına devam etse de yıl tekrar Ramazan’a döndüğünde kendisini yine ibadete verir, yılın bir ayı için bile olsa kendisini Rabbine isyandan uzak tutar.
Kur'an-ı Kerîm'de adı açıkça anılan ay yalnız Ramazan' dır. “Ramazan ayı, insanlara yol gösterici, doğrunun ve doğruyu eğriden ayırmanın açık delilleri olarak Kur'an'ın indirildiği aydır. Öyle ise sizden Ramazan ayını idrak edenler onda oruç tutsun…” (Bakara, 185)
Ramazan, Üçaylar’ın üçüncüsüdür. Ondan önceki Şaban ve Receb’in fazileti Peygamberimiz, salallahu aleyhi vesellem tarafından Hadis-i Şeriflerde duyurulmuştur. O yüce Peygamber salallahu aleyhi vesellem, şöyle buyurmuşlardır:
“Receb Allah'ın, Şa'ban benim, Ramazan ümmetimin ayıdır.” (Aclûnî; Keşfü’l-Hafâ)
“Allah'ım Receb ve Şa'banı hakkımız da mübarek kıl ve bizi Ramazan'a kavuştur.” (Ahmed b. Hanbel; Müsned)
Miladî 29 Mart 2017 Çarşamba günü, Hicri 1 Receb’e denk gelmekle Üçaylar’ın başlangıcıdır. İnsan, yapısı gereği iç dünyasında yenilenme ihtiyacı duyar. Üç aylar, bu yenilenme ihtiyacını karşılayan zikir ve ibadet mevsimidir. Bu mevsimdeki ibadet yoğunluğu, Recep ve Şaban ayındaki hazırlıkla başlar, Ramazan-ı Şerif’te doruğa çıkar.
Üçaylar mevsimi, zikir ehli için yoğunlaşmayı ifade ettiği gibi, zikre teşvik edilecek olanlar için kolay bir başlangıcı da ifade eder. Bu aylar, zikir ehlinin zikrini artırmasına fırsat verdiği gibi, gaflette olanlara Hakk’ı anlatmak için de fırsat verir. Bu fırsatın ilk noktasını bildirmek ve hatırlatmak oluşturur. Bir annenin çocuklarına Üçaylar’ın geldiğini bildirmesi ve hatırlatması gibi.
Bu bereket mevsiminin geliş heyecanını hisseden ve hissettiren bir anne, diğer aylardan daha bereketli bir aile ortamına vesile olabilir. Algılar buna açıktır, kalpler buna yatkındır.
Üçaylar’ın faziletini annelerinin o güzelim mevsimi karşılama heyecanıyla birlikte ondan dinleyen evlatların ve hatta eşin kulağı daha çok nasihatte olur, haramdan sakınma ve zikre yönelme gayreti daha belirgin olur. Ardından bu aylara has yapılacak bir program…
-Tövbenin yenilenmesini,
-Nefis muhasebesini,
-Namazların daha itinayla kılınmasını
-Teheccüde (gece namazına) kalkmayı,
-Belli günleri oruçlu geçirmeyi,
-Sadakları artırmayı,
-Dost ve akraba ziyaret ya da iletişimini
Kapsayan bir program, eve yeni bir heyecan, yeni bir şevk, tekdüzelikten uzaklaşma ve yenilenme getirecektir.
Üçaylar’ın içine yayılmış olan mübarek geceler, bu program için işaret taşları ve yolu açan birer fırsat kapısı olacaktır.
Bağış Mevsimi
Receb ayının ilk cuma gecesi Regaib Kandili’dir. Kalpler, o cuma gecesiyle Hakk’a rağbet eder, yumuşacık olur, sahibinin affı için Üçaylar boyunca yapılacak zikirlere açılır. Ailede Üçaylar için yapılacak programın rağbet/yöneliş gecesi olur Regaib Kandili. Allah-u Zülcelal’in kullarına çokça bağışta bulunduğu, ibadetlerine karşılık çok sevap verdiği o gecede aile boyu dua etmek, salih amellere rağbet etmeye ailecek niyetlenmek…
Recep ayının 27’sinde Mirac Kandili’nde Mırac’ı anmak, Mirac’da emredilenleri aile olarak hatırlamak, aile yaşamına o emirler doğrultusunda format çekmek… Misalen düzenli namaz için ya da cemaatle namaz için birbirine söz vermek… O geceyi, algıların o zaman diliminde bu mevzuları konuşmaya uygunlaşmasını fırsat bilerek İsra Sûresi’nde buyrulanları ailecek komşulara, yakınlara, dost ve arkadaşlara hatırlatmak… Farklı bir anlam kazandırır aile yaşamına… Başkasının hayrını istemek hayra vesiledir. Hakkı birlikte duyurmak, ailede huzurun artmasına, birliğin pekişmesine vesile olur.
Şaban ayının ortasına denk gelen Berat Gecesi, arınma ayı Ramazan’a iki hafta kala temizlenmiş olarak girmek için bir dönüm noktası gibidir. Henüz Ramazan gelmeden mü’minler, o gece Allah-u Zülcelal’dan beratlarını dilerler. O beratı aile boyu talep etmek, o geceyi ailenin gecelerinden bir gece olarak bilip aile fertlerine önceden haber vermek, o berat gecesi için hazırlık yapmak ve Şaban’ın ortası vuku bulunca Hadis-i Şerif’te emredilenleri yerine getirmek:
“Şaban ayının ortasında (Berat gecesinde) gece ibadet ediniz, gündüz oruç tutunuz, Allah o gece, güneşin batmasıyla dünya semasında tecelli eder ve fecir doğana kadar, yok mu benden af isteyen, onu affedeyim; yok mu benden rızık isteyen ona rızık vereyim; yok mu bir musibete uğrayan, ona afiyet vereyim; yok mu şöyle, yok mu böyle!, der” (İbn-i Mâce, İkâme)
Regaib’deki rağbetle başlayan, Mirac’daki buluşma ile şekillenen, Berat’taki af dileğiyle eksikleri bağışlanan bir kulluk vaziyeti içinde Ramazan’daki imtihana girmek… Ramazan’a bilenmiş olarak, antrenmanlı olarak başlamak… Ramazan’ın ve Üçaylar’ın muhasebesini Kadir Gecesi’nde Kur’a-ı Kerim’in dünya semasına nazil olduğu o mübarek gecede yapmak, Ramazan’ın bitmesine üç gün kala Üçaylar’ın amel defterinin teslimine ailecek hazır olmak…
Ve Üçaylar’ın nihayetinde Ramazan Bayramı’na amel defterinin dolululuğunun gönül rahatlığıyla, iç sevinciyle girmek… Ramazan Bayramı’nı bu Üçayı ve özellikle Ramazan’ı dolu dolu geçirdikten sonra kutlamak…
Aynı eylemlerde bulunan aileler, aynı hedefe doğru koşan aileler, Allahu Zülcelal’in izniyle bir başka olur.
Rabbim, Üçaylar’ımızı ailecek bereketli geçirmeyi nasip eylesin…
Sümeyya Turan