AKIL NİMETİ
AKIL: Sözlükte “menetmek, engellemek, alıkoymak, bağlamak, sığınmak, tutmak” gibi anlamlara gelmektedir. Kur’an’da 49 ayette zikredilmektedir.
Terim olarak düşünmek, idrak etmek, bilmek ve anlamak gücü, iyiyi kötüden ayırt etme kabiliyeti, hakikati idrak melekesi, şuur, maddi olmayan, fakat maddeye etki eden cevher, ruhani bir cevher, kalpte hak ile batılı birbirinden ayırt eden, insanı koruyan, kale içine alan ve helak edici yollardan uzaklaştıran kalbi ve ruhi bir kuvvet... Doğru düşünmenin ölçüsü, bilgi edinmeye yarayan bir güç anlamlarında.
Maddi bir kuvvet değil, ruhi bir güçtür. Önünü (ileriyi/sonunu) görebilmek (sezgi, basiret), öğüt ve ibret alabilmek. İnsanı hayvanlardan ayıran meziyet. Bizi mükellef ve sorumlu kılan cevher. Büyük bir nimet ve emanet... Aklı olmayanın dini (sorumluluğu) yoktur. Tasarruf ehliyeti de, ceza ehliyeti de...
Akıl ama hangi akıl? Kim(ler)in aklı, akıldır?
Kimler akıllıdırlar? Sorusunun cevapları farklı, hatta çelişkili olabiliyor. Bu sorunun cevabı da akılla verilmiyor mu? Akılları besleyen, geliştiren nedenler (ilim, ibadet vb.) olduğu gibi zayıflatan nedenler de (cehalet, derin kederler, alkol, kumar , madde bağımlılıkları...) vardır.
Bu sorunun en doğru cevabını elbette Kitabımızdan/Furkan’ımızdan ve Son Elçi’sinden (s.a.v), İslam büyüklerinden öğreniyoruz, öğrenmeliyiz. Çünkü Müslümanlardanız Elhamdülillah. Her konuda, her sorunda Kur’an ve sünnete başvurmak dinimizin gereği.
Allah her şeyi en iyi bilen, her şeye bir ölçü koyan, sonsuz hikmet sahibi olandır. O’nun koyduğu ölçüye uymak, onu üstün ve doğru saymak imanımızın da gereği...
Vahiyden daha üstün, doğru, değerli, hikmetli söz mümkün müdür? Akıl ilk yaratılan büyük bir nimettir, ulvi/nuranidir. Dolayısıyla bilmem hangi filozofların batıl tanımlamalarına yer vermiyoruz.
İşte konuyla ilgili hikmetlerden bir demet:
“ULÜ’L-ELBAB” (Zeki, çok akıllı olanlar) ifadesi de Kur’an’da 16 ayette geçmektedir.
Ancak akıl sahiplerinin gerçekleri anlayabileceği (Bakara,269,Al-i İmran,7) öğüt alacağı (Ra’d,13/19; Zümer,39/9) Kur’an’ın akıl sahipleri öğüt alsın diye gönderildiği (İbrahim,14/52; Sad,38/29) bildirilmiştir.
Akıl sahipleri övülmüş ve müjdelenmiştir. “Kullarımı müjdele. Onlar ki sözü dinlerler ve sözün en güzeline uyarlar. İşte bunlar Allah’ın kendilerini doğru yola ilettiği kimselerdir. Ve onlar ancak akıl sahibi olanlardır...” (Zümer,30/17-18).
Rad,13/19-22 ayetlerinde akıllı kimseler şöyle tanıtılmıştır:
“Allah’ın ahdini yerine getiren ve misakı bozmayan, akrabalarıyla ilişkisini sürdüren, Allah’a karşı saygılı olan, hesabın kötüsünden korkan, Allah için sabırlı olan, namazını dosdoğru kılan, gizli ve aşikar Allah yolunda infak eden ve kötülüğü iyilikle savan kimselerdir. Bunlar Adn cennetine gireceklerdir.”
İnsanların en akıllıları fetanet sıfatındaki peygamberler değil midir? İşte en akıllının akıl tanımı:
Hz Muhammed(s.a.v): “Akıllı kişi ölümü unutmayan (ahiretteki hesaba çekilmeden önce) dünyada nefsini hesaba çeken ve ölümden sonrası için amel eden, hazırlık yapandır...” buyurmuş.
Mevlana Hz. “Akıl bedende gariptir. İnsan da tedbir ve tasarrufa memurdur. Melek ve akıl bir nurani cevherden yaratılmış olup, birbirine yardımcıdırlar.” “Kalbimizin bilinen beş duyudan başka beş hissi vardır. İki alem, yani dünya ve ahiret manzaralarını gönüldeki hissim görmektedir.” Akil olan bir şeyin sonunu önceden görür.”
İmam Gazali (r.a): “Felsefe ilmini bitirdiğimde onun da amacı karşılayamayacağını ve aklın da müstakil olarak her bir sorunu çözemeyeceğini gördüm. Akıl ile nakil (vahiy)/şeriat birbiriyle çelişmez. İkisi de Allah’tan gelen nurdur. Dini bir hakikatin salim akılla çeliştiği hiçbir zaman olmamıştır. Bunlar birbirlerini destekleyip, tasdik ederler. Akli ilimlerle, dini ilimlerin her ikisine de muhtacız. Kur’an ve Sünnet nurlarından uzaklaşarak sadece aklı rehber edinenler aldanmıştır. Akli ilimler gıdalar gibi, şer’i ilimler de ilaçlar gibidir. Hasta kişiye ilaç bulmadığında aldığı gıdalar zarar verir. Kalp hastalıkları da böyledir. Bunun ilacı, şer’i şeriften yararlanarak hazırlanmış ilaçlardır. Akılla dinin çeliştiğini iddia edenler kör olanlardır.”
Ebu’l Kasım Ragıp el-İsfahani (r.a): “Bilmiş ol ki akıl, doğru yolu, ancak şer’i şerifin yardımıyla bulabilir. Şer’i şerif de ancak, aklı selim ile anlaşılıp açıklanır. Akıl temel, şer’i şerif de bina gibidir. Yine akıl bir göz, şer’i şerif (din) de o gözün varlıkları görmesini sağlayan bir ışık gibidir. Bunun gibi akıl bir lamba, şer’i şerif de enerjisi gibidir.”
Ahmet er-Rufai Hz. “Akıllı, dünyaya meyletmeyendir.” “Akıl, insana gönderilmiş elçidir.”
En akıllılar, en bilgililer, en muttakiler, en güzel ahlak sahipleri ve insanların en hayırlıları peygamberlerdir.
Bahaddin Elçi.