Sözüne Sadık Kalmak – Durmak
Ümmetim
Muhammed aleyhisselâm, peygamberlerin en üstünü, âlemlerin rahmetidir. Söz birliği ile, bütün insanların ve cinnin Peygamberidir.
Başka Peygamberler belli bir zamânda, belli bir memlekette Peygamberlik yaptı. Muhammed aleyhisselâm ise, yeryüzündeki bütün insanlara ve cinne kıyâmete kadar Peygamber olarak gönderilmiştir.
Mahlûklar içinde ilk olarak Muhammed aleyhisselâmın rûhu yaratılmıştır. Allahü teâlâ, Onun ismini Arş’a, Cennetlere ve yedi kat göklere yazmıştır. Hadîs-i kudsîde; (Sen olmasaydın, hiçbir şeyi yaratmazdım) buyuruldu.
Meleklerin Âdem aleyhisselâma karşı secde etmelerinin sebebi, alnında Muhammed aleyhisselâmın nûru bulunduğu için idi.
Allahü teâlâ, başka Peygamberleri isimleri ile söylemiştir. Muhammed aleyhisselâmı ise, ey Resûlüm, ey Peygamberim diyerek taltîf buyurmuştur. Başka Peygamberlerin her birine verilen her mu’cizenin benzeri, kendisine de ihsân buyurulmuştur. Allahü teâlâ, sevgili Peygamberine, o kadar çok ikrâmda bulunmuştur, o kadar çok mu’cize vermiştir ki, başka hiçbir Peygamberine böyle vermemiştir. Cennete girmeden önce, cemâl-i ilâhîyi görmekle şereflenmiştir. Kendisine ihsân edilen ilim, hilim, sabır, şükür, hayâ, şecâat, tevâzu, edeb, merhamet ve bitmez tükenmez fazîletler ve şereflerle, bütün Peygamberlerin üstüne çıkarılmıştır. Onun dîni, bütün dinleri neshetmiş, yürürlükten kaldırmıştır. Dîni, bütün dinlerin en iyisi, en yükseğidir. Onun ümmeti, bütün ümmetlerden üstündür. Onun ümmetinin evliyâsı, başka ümmetlerin evliyâsından dahâ şereflidir.
Muhammed aleyhisselâmın, bütün varlıklara rahmeti, faydası yayılmıştır. Mü’minlere faydası meydândadır. Başka Peygamberlerin zamânındaki kâfirlere, dünyâda azâblar yapılır, yok edilirlerdi. Ona îmân etmeyenlere dünyâda azâb yapılmadı.
Ebû Hüreyre hazretleri naklediyor:
“Bir gazâda, kâfirlerin yok olması için duâ buyurmasını söyledik. (Ben, la’net etmek için, insanların azâb çekmesi için gönderilmedim. Ben, herkese iyilik etmek için, insanların huzûra kavuşması için gönderildim) buyurdu.”
Enbiyâ sûresinin 107. âyetinde meâlen; (Seni, âlemlere rahmet, iyilik için gönderdik) buyurulmuştur. Bir gün, Cebrâîl aleyhisselâma;
- Allahü teâlâ benim âlemlere rahmet olduğumu bildirdi. Benim rahmetimden sana da nasîb oldu mu? buyurdu. Cebrâîl aleyhisselâm da;
- Allahın büyüklüğü, dehşeti karşısında, sonumun nasıl olacağından hep korku içindeydim. Emîn olduğumu bildiren Tekvîr sûresindeki 20. ve 21. âyetlerini getirince, bu korkudan kurtuldum, emîn oldum. Bundan büyük rahmet olur mu? dedi.
Kabirden ilk önce Resûlullah efendimiz kalkacak ve üzerinde Cennet elbisesi bulunacaktır. Elinde livâ-ül-hamd denilen bayrak olacaktır. Peygamberler ve bütün insanlar bu bayrağın altında duracaktır. Mahşer halkı, hesabın başlaması için sıra ile, Âdem, Nûh, İbrâhîm, Mûsâ ve Îsâ aleyhimüsselâma gidip, şefâat etmelerini dileyecekler ve en sonunda Resûlullah efendimize gelip yalvaracaklar. O da, secde edip, duâ edecek ve şefâati kabûl olacaktır. Önce, Onun ümmetinin hesâbı görülecektir. Sırâttan ilk geçenler ve Cennete önce girenler, Muhammed aleyhisselâmın ümmeti olacaktır. Netice olarak, Muhammed aleyhisselâmın ümmeti, başka Peygamberlerin ümmetlerinden dahâ üstündür.
Muhammed aleyhisselâmın ümmetinin sayısı, başka Peygamberlerin ümmetlerinin sayıları toplamından dahâ çoktur
Onlardan dahâ üstün ve dahâ şereflidirler. Cennete gireceklerin üçte ikisinin bu ümmetten olacağı, hadîs-i şerîflerde bildirilmişir. Nitekim bir hadis-i şerifte buyurulduğu gibi: (Ümmetim, rahmet olunmuş bir ümmettir. Âhirette onlar için azâb yoktur. Allahü teâlâ onların cezâlarını, deprem ve benzeri şeylerle dünyâda verir.