Kırgınlıkları Atıp Kaynaşalım ve Kucaklaşalım
İnsanlar zaman zaman çeşitli sebeplerle birbirini kırabiliyor, darıltabiliyor. Dindar Müslümanlar bile bu durumdan azade olamıyor. Kırgınlıklar devam ettiği sürece de insanlar birbirinden uzaklaşıyor.
Vatandaşlarımızın birbirinden uzaklaşması her birinin zararına olduğu gibi ülkemiz bütünlüğü bakımından da iyi sonuçlar vermez. Halkı kaynaşıp kucaklaşmayan beldelerin gelişmediği tespit edilmiştir. Bu tebliğde isimlerini vermek uygun olmaz. Peygamberimiz (s.a.s.):
“Mümin kaynaşan ve kaynaşılandır; kaynaşmayan ve kaynaşılmayan kimsede hayır yoktur” uyarısında bulunmuştur. Ayrıca: “İnsanlara karışıp onların ezasına sabreden Müslüman onlarla karışmayan ve onların ezasına sabretmeyenden daha hayırlıdır” ikazını da yapmıştır.
Mevlana Celaleddin Rumi: “Allah adamlarıyla bir an sohbet etmek yüz yıl yalnız başına takvalıkta olmaktan çok daha iyidir” uyarısını yaparken bizlerin birbirimizle sohbet etmemesi söz konusu olmamalıdır.
Günümüzde Belediye otobüslerinde, özellikle şehirlerarası otobüslerde yolculuk yaparken yan yana oturdukları halde tanışıp sohbet etmemek benimsenecek bir hal değildir. Cep telefonlarıyla yapılan paylaşımlar yanımızda oturan kişilerle sohbet etmemize mani olmamalıdır.
Çay ocağı ve kıraathane gibi yerlerde bir masada sohbet etmekte olan iki veya üç kişinin arasına (güzel sohbetinize katılabilir miyim) diyerek oturmak onların sohbetlerini daha faydalı bir havaya çevirebilir.
Bakara Suresi’nin 83. ayetinde Yüce Mevla:
“Biz İsrailoğullarından Allah’tan başkasına kul (köle) olmamaları, akrabaya, yetim ve yoksullara iyilik yapmaları için söz aldık ve insanlara güzel söyleyin, namaz kılın, zekât verin” şeklinde buyurduğunu haber verirken “insanlara güzel söyleyin” emrini “namaz kılın, zekât verin” emrinden önce vermesi insanlarla güzel konuşmanın önemini vurgulamaktadır.
Çokça sohbet ettiğimiz kişilerin anlattıkları arasındaki güzel konuları tespit ederek sonraki sohbetlerde onlara “önceki sohbetimizde anlattığınız şu güzel konudan etkilendim” demeniz iyi bir kaynaşma olur ve daha güzel bir sohbetin kapısını açabilir.
Bir tabiin (sahabeleri gören kişi) sohbetlerinden izin alıp giden İmam-ı Azam için arkasından: “Bu adam size önünüzdeki toprağın altın olduğunu iddia etse artık sizin için onu kabul etmekten başka yol kalmazdı” demiş. İşte bunlar gibi iyi özelliklerle birbirimizi anarsak çok daha iyi kaynaşır ve bir birimizden uzaklaşmayız.
Peygamberimizin (s.a.s.), “İnsanlarla akıllarının ölçüsüne göre konuşun” şerefli sözü uyarınca sohbet ettiğimiz kişilere akıllarının kavrayacağı şekilde hitap ederek onlarla daha kolay kaynaşabiliriz. Bazı huyları kötü olan insanlara bile iyi huyları zikredilerek yaklaşılabilir.
Tanısak da tanımasak da yüzde 99’u Müslüman olan ülkemizde herkese selam vermeliyiz. Peygamberimizin de vurguladığı gibi selam karşılıklı sevgiyi arttırır ve kaynaşmamızı sağlar. Yine Peygamberimizin:
“Gerçekten siz insanları ancak güler yüz ve iyi huyunuz memnun edebilirsiniz” sözüne uymamız insanlarla kaynaşmamızı temin edecektir. Karşılaştığımız her Müslüman’a veli yahut tanımadığımız her adama Hızır gözüyle bakarsak onlara iyi davranmak zorunda kalır ve sevgilerini kazanabiliriz.
Bizi veya taraftar olduğumuz kişileri yerenlerle en güzeliyle tartışırsak emin olun ki onları sıcak bir dost edinebiliriz. Nitekim Kur’an-ı Kerim bunu müjdeliyor. Öyleyse insanlarla, özellikle Müslümanlarla bu güzel ölçülere uyarak görüşüp kaynaşalım, manevi yönden de güçlü bir toplum haline gelelim.