* FANİ DUNYA FORUM HABERLER

Gönderen Konu: Benim Peygamberim 1  (Okunma sayısı 142 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı fanidunya NET

  • Administrator
  • *****
  • İleti: 8408
Benim Peygamberim 1
« : Kasım 28, 2022, 07:50:31 ÖÖ »
Benim Peygamberim  1

Rasûlullah Efendimiz şöyle buyuruyor: “Üç şey vardır ki; bunlar kimde bulunursa o kişi imanın tadını alır: Allah ve Rasûlünü her şeyden çok sevmek, sevdiğini sadece Allah için sevmek ve Allah kendisini küfür bataklığından kurtardıktan sonra, tekrar küfre dönmeyi, ateşe atılmak kadar korkunç ve tehlikeli görmek’’.  Gittikçe dünyevîleştiğimiz ve değerlerimizi kaybetmek üzere olduğumuz şu süreçte bu hadis-i Şerîf’i sık sık aklımıza getirip kendimizi tartmamız gerekiyor. Zira, bu durum bize yeniden kendimizi bulmamıza ve hakiki değerlerimizin farkına varmamıza vesile olacaktır Allah’ın izniyle. Kimin kulu, kimin ümmeti ve kimin torunları olduğumuzu bize hatırlatacaktır.

Hadis-i Şerîf’te ‘Allah ve Rasûlünü herşeyden çok sevmek’ diye buyuruluyor. Hepimiz ‘tabii ki, ne demek, aksi hiç mümkün mü’ gibi ifadeler kullanırız bu ifadeyi duyduğumuzda. Peki değerli kardeşlerim! Bu sevgi nasıl bir şey acaba? Bir lahza durup düşündük mü?

Peygamberimizi elbette severiz ama bu sevginin ölçüsü nerede! Aslında biraz durup bunu düşünmemiz gerektiği kanaatindeyim. Hakiki sevgi, sevdiğini kendinden önce bilmeyi gerektirir, sevdiğinle beraber hüzünlenip onunla beraber mutlu olmayı gerektirir, onun derdiyle dertlenmeyi gerektirir, sevdiğine yapılan bir yanlışı kendine yapılmış gibi saymayı gerektirir, her şey bir kenara samimiyetle sırf Allah için hissedilen sevgi tereddütsüz fedakârlık ister. Peki sormak isterim, biz Rasûlullah Efendimiz için ne kadar fedakârlık yaptık/yapıyoruz? Ona olan sevgimizi kendimize ispatlayabiliyor muyuz?

Dilden dile dolaşan bir söz vardır ‘Anam, babam sana feda olsun ya Rasûlallah’. Âmennâ ve saddaknâ, baş göz üstüne. Hiçbir mü’minin bundan zerrece şüphesi olamaz. Telaffuzu çok kolay olan bu cümleyi her yerde ve herkesin dilinde görüyor, duyuyoruz. Hakikatte, işin en kolay kısmı bu. Nasıl ki, imân dil ile ikrâr kalp ile tasdîk ile başlar da ardından ameller ile meyvesini verir ve kendini gösterir. İşte, amel ile kendini göstermeyen imânın eksik kalacağı gibi, aynı şekilde Rasûlullah Efendimizi sevdiğimizi söylemek de, amellere dökülmek ve hayatımızda kendine yer bulmak sûretiyle ispatı mûcibtir.  Mü’minler, her inandığı ve söylediği güzellikleri aynı ihlâs ile pratiğe dökebilseydi, o zaman çok daha kuvvetle birbirine kenetlenmiş bir ümmet olurduk. Ancak, henüz bunu -maalesef- başaramadığımız için ümmet olarak zor bir durumdan geçiyoruz ve en kutsal değerlerimize saygısızca bir o kadar da cesurca hakaret edildiği yerde tek yumruk halinde buna karşı duramıyoruz.

Hak-batıl mücâdelesi bağlamında -maalesef- başta Rasûlullah Efendimiz olmak üzere kutsallarımıza hakaret etmeyi kendine şiâr edinmiş ‘hadsizler’ tarih boyu hep var olmuşlardır ve kıyâmete kadar da olacaklardır. Mü’minlerin üzerine düşen de kutsallarını müdafâa etmektir.

Bilemeyiz; olayların tarih boyu hep bu yönde seyretmiş olması, belki de dünyadaki imtihanımızın gereği olarak Rabbimizin bir takdiridir. Bu durumda, ‘boynumuz kıldan ince’ demekten başka bir şey gelmez elimizden. Ancak, ‘boynumuz kıldan ince’ demek, ‘o zaman yapacak bir şey yok’ demek anlamına gelmez. Zaten, yine Rabbimizin takdiri gereği biz de bu gibi durumlar karşısında üzerimize düşeni yapmakla mükellefiz.

Cihad Ayan.

RADYO DİNLEME LİNKİMİZ
Yükleme linklerini görebilmek için üye olmanız gerekmektedir. Üye Ol veya Giriş Yap

Çevrimdışı fanidunya NET

  • Administrator
  • *****
  • İleti: 8408
Ynt: Benim Peygamberim 2
« Yanıtla #1 : Kasım 28, 2022, 07:53:54 ÖÖ »
Benim Peygamberim - 2

Rasûlullah Efendimiz’i müşriklerin hakaretlerine karşı Sahâbe-i Kirâm korudu, ardından tabiûn, tebeü’t-tâbiîn ve devamında gelen bilcümle İmâm Ebû Hanîfe, İmâm Mâlik, İmâm Şâfiî, İmâm Ahmed bin Hanbel, Abdullah bin Mubârek, İmâm Nevevî, İmâm İbni Hacer, İmâm Zehebî, İmâm Suyûtî, İmâm Gazzalî, İmâm Rabbânî, İmâm Zâhidu’l-Kevserî, İmâm Mustafa Sibâî, Sultân Yavuz Selim, Sultân II. Abdülhamid Han ve adını burada zikretmediğimiz daha nice âlimlerimiz (Allah onlardan razı olsun) canları pahasına bu ‘hadsizlerin’ karşısında dimdik durup Rasûlullah Efendimiz’e olan muhabbetleri gereği O’nu müdafaa ettiler çünkü kalplerindeki peygamber sevgisi bunu gerektiriyordu. İnanıyorum ki, kıyamete kadar bu mücadele devam ettiği sürece bunların karşısında dimdik duracak âlimlerimiz muhakkak gelecektir. Âlimlerimizin bu gayretleri elbette övüncümüz, gurur kaynağımızdır ancak -ne yazık ki- günümüzde maruz kaldığımız hakaretlere karşı bize bir fayda vermez.

Peki, bugün, kim ‘dur’ diyecek. Kim, Müslümanların hakkını güçlü ve caydırıcı bir şekilde savunacak? Karşı tarafı kınayıp, kendi içimizde birtakım boykotlar gerçekleştirmekten öteye geçmediğimiz sürece bu işin de sonu gelmeyecektir değerli kardeşlerim.

Bu noktada, biraz da iğneyi kendimize batırmamız gerektiğini düşünüyorum. Acaba biz Rasûlullah Efendimiz’in sünnetine ve emanetine ne kadar sâhip çıktık/çıkıyoruz? Biz, İslâm’ı ve Rasûlullah Efendimiz’in emanetini ne kadar iyi temsil ettik/ediyoruz? Bu soruları kendimize sorup, derhal cevaplarını bulmak zorundayız. Bu başlık altında, lafı çok daha fazla uzatmadan âcizane şu kanaatimizi bildirmek isterim; eğer biz ümmet olarak Rasûlullah Efendimiz’in emanetine hakkıyla sâhip çıkıp, O’nu hakkıyla temsil ve müdafaa etmiş olsaydık bugün bu ‘hadsizler’ bu kadar cesurca O’na dil uzatamazlardı.

Bu hadsizlikleri, onların seviyesizliğini gösterdiği gibi, bir anlamda da bizim acziyetimizi gösteriyor. Tam da bu noktada iğneyi kendimize batırıp, derin bir ‘ah’ çektikten sonra, acilen kendimize gelmeliyiz. Her şey bir kenara, bugün Rasûlullah Efendimiz’e hakaretin olduğu yerde, bizim kanımıza dokunmuyorsa, bir ‘dur’ diyemiyorsak veya diyor ama sesimiz yeterince gür çıkmıyorsa, biz kıyamet günü o güzel Peygamber’in gül yüzüne nasıl bakacağız? Nasıl bize şefaatçi olmasını isteyeceğiz?

Sonuç niyetine, üstte de bahsettiğimiz gibi, Hak-bâtıl mücadelesi devam ettiği sürece, bu vazifelerimiz de kıyamete kadar bitmeyecektir. Hoşunuza gitmeyen bir şeyden kurtulursunuz, eğer kurtulamaz iseniz, onunla nasıl en iyi şekilde geçinirim veya nasıl en uygun bir şekilde mukâbele ederim bunun derdine düşersiniz. İşte, mademki bu ‘hadsizler ve hadsizlikleri’ bitmeyecek, o halde bizler bunlara karşı şuurlu ve bilinçli bir şekilde nasıl davranmamız gerektiğini çok iyi bilmeliyiz. Asla onlar gibi olamayız. Mensubu olduğumuz dinimiz bunu yasaklıyor. Bize kötülük yapana iyilik ile karşılık vermeyi emrediyor. Ayrıca bu yapılanlar provoke ve seviyesizlikten öte değildir, istirhâm ediyorum, aynı seviyesizlik ile karşılık verme hatasına düşmeyelim, yoksa kaybeden biz oluruz.

Usulsüz vusul olmaz. Eğer biz, duruşumuzu koruyarak, her dâim akl-ı selîm ile hareket edersek Allah’ın izniyle zafer inananların olacaktır. Bu yüzden değerli kardeşim! Derhal kalk ve peygamberine karşı vazifeni yerine getir. Allah Teâlâ kimseye gücünün yettiğinin üstünde yük yüklemez. Her birimiz hiç olmazsa, bu yapılanları kalbimizle buğz etmeyi ve sosyal medya hesaplarımızda peygamberimize olan sevgimizi açıkça izhâr etmeyi başarabiliriz diye düşünüyorum. Haydi Ümmet-i Muhammed! Kalk ve dünyadan ayrılırken son sözü ‘ümmetim’ olup, ahirette de yine ‘ümmetim ümmetim’ diyecek olan o güzel Peygamber’ini savun.

Allah’ın selâmı hepimizin üzerine olsun...

Cihad Ayan.

RADYO DİNLEME LİNKİMİZ
Yükleme linklerini görebilmek için üye olmanız gerekmektedir. Üye Ol veya Giriş Yap

 


* BENZER KONULAR

İnsanların İyisinden Gelir İyilik Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 06:43:11 ÖS]


Futbol Bâtıl Bir Din mi 3 Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 06:31:36 ÖS]


Ben De Müslümanım Demek Yeterli midir Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 06:24:39 ÖS]


Zulüm Düzenlerinin Sadık Bekçileri Bel’amların Dört Özelliği Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 06:10:09 ÖS]


Müslümanlar Kardeştir, Birbirlerini İncitmezler Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 05:59:38 ÖS]


Bin Yıl Da Yaşasan Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 05:51:22 ÖS]


Aile İletişimde Duygusal Zekanın Önemi Gönderen: fanidunya NET
[Nisan 09, 2025, 09:11:17 ÖÖ]


Kötülüğü İyilikle Savmak Gönderen: fanidunya NET
[Nisan 09, 2025, 09:01:27 ÖÖ]


Futbol Batıl Bir Din mi 2 Gönderen: fanidunya NET
[Nisan 09, 2025, 08:32:27 ÖÖ]


İnsan Görüntüsüyle Değil Ahlâkıyla İnsandır 1 Gönderen: fanidunya NET
[Nisan 09, 2025, 08:26:28 ÖÖ]


Kur’an Yahudiler ve Müslümanlar 1 Gönderen: fanidunya NET
[Nisan 09, 2025, 08:19:31 ÖÖ]


Namazı Kaçıran Diğer Din İşlerini Daha Çok Kaçırır Gönderen: fanidunya NET
[Nisan 09, 2025, 08:09:55 ÖÖ]


Nurettin Karahan - Ağla Uhud 320 kbps - NETTE İLK Gönderen: fanidunya NET
[Nisan 08, 2025, 09:54:51 ÖS]


Nuh Eroğlu - Ya Rasulallah 320 kbps - NETTE İLK Gönderen: fanidunya NET
[Nisan 08, 2025, 09:47:55 ÖS]


Mustafa Aygün - Uçun Turnalar - Özledim Seni 320 kbps - NETTE İLK Gönderen: fanidunya NET
[Nisan 08, 2025, 09:41:00 ÖS]


Metin Aslan - Aşk-ı Nebi 320 kbps - NETTE İLK Gönderen: fanidunya NET
[Nisan 08, 2025, 08:22:41 ÖS]


Mesut Şimşek - Hz. Bilal 320 kbps - NETTE İLK Gönderen: fanidunya NET
[Nisan 08, 2025, 08:16:14 ÖS]


Mehmet Emin Karataş - Ruhum Sana Aşık 320 kbps - NETTE İLK Gönderen: fanidunya NET
[Nisan 08, 2025, 08:09:05 ÖS]


Ahmet Özhan - Türk Tasavvuf Müziği 2003 - 320 Kbps Gönderen: fanidunya NET
[Nisan 08, 2025, 08:01:44 ÖS]


İyiliğe Çağrı Gönderen: gurbetciyim
[Nisan 08, 2025, 05:58:54 ÖS]