* FANİ DUNYA FORUM HABERLER


Gönderen Konu: Bollukta Da Darlıkta Da İnfak - SADAKA  (Okunma sayısı 97 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı fanidunya NET

  • Administrator
  • *****
  • İleti: 7241
Bollukta Da Darlıkta Da İnfak - SADAKA
« : Mayıs 22, 2023, 10:07:29 ÖÖ »


Bollukta Da Darlıkta  Da İnfak -  SADAKA
   
“Rabbinizden olan mağfiret ve eni göklerle yer kadar olan cennete (kavuşmak için) yarışın; o, muttakiler için hazırlanmıştır. Onlar, bollukta da, darlıkta da infak edenler, öfkelerini yenenler ve insanlardaki haklarından bağışlama ile vazgeçenlerdir. Allah, iyilik yapanları sever.” (Al-i İmran: 133-134)

Muttaki bir fert olmak, iman ile başlar, farz olan amelleri eksiksiz yerine getirmekle devam eder ve rabbin, muttakilerde görülmesi gereken vasıfları konusundaki tavsiyelerini alıp onları kılavuz edinmekle devam eder. Sahabenin takva arayışı bu yönüyle bizlere güzel bir örneklik oluşturmaktadır. Al-i İmran suresindeki mezkur ayetler sahabenin infak etme hususundaki pervasızlığının ilham kaynaklarından biridir. Hepimizin bildiği üzere Hz. Osman ve Ebu Talha (ra) infak konusunda öne çıkan iki sahabedir. Bu yazımızda bu iki müstesna sahabenin hayatından iki sahneyi sizlerle paylaşacağım.

Ebu Talha radiyallahu anh Peygamber aşığı bir genç, gönlü cihad ruhuyla dolu bir yiğit ve Allah yolunda infakta malıyla, cihadda canıyla cömertlik yapan bir kahramandı.

Müslüman olduktan sonra Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem Efendimizden ayrılmayan aşıklardandı. Efendimizi canı gibi sever, ona hizmeti şeref bilirdi. Huzur-u âlilerinde pür edeb diz çökerek otururdu. Onu gölge gibi takib ederdi. Bütün savaşlara iştirak etti. Uhud Günü en zor anlarda dahi Efendimizin yanından ayrılmadı. “Canım canın için feda, yüzüm yüzün için kalkandır Ya Rasulullah!” diyerek vücudunu siper ederdi.

O öylesine aşık idi ki, evinde pişirdiği yemeği yalnız yiyemezdi. Sevgili Peygamberimize haber gönderir, onun da iştirakini isterdi. Efendimiz zaman zaman gider, Ümmü Suleym’in hazırladığı yemeği yer ve orada öyle uykusuna yatardı. Küçük Enes (ra) o günleri şöyle anlatıyor:

“Rasulullah evimize sık gelir giderdi. Çocukları sever ve okşardı. Bizlerle ilgilenir ve latifeler ederek neşelendirirdi. Birlikte namaza durur bizler de arkasına dizilir, saf olur, namaz kılardık.”

Yine bir gün Ebu Talha’nın (ra) evinde güzel bir yemek pişirilmişti. Enes’i Peygamberimize gönderip yemeğe davet etti. İki Cihan Güneşi Efendimiz de mescidde ehl-i suffe ile birlikte oturuyordu. Enes’in gelişinden yemeğe davet edildiğini anladı ve yetmiş kadar ashabıyla kalkıp Ebu Talha’nın evine gitti. Kalabalığı gören Ebu Talha biraz telaşlanır gibi oldu. Ailesi Ümmü Suleym (ra) ise: “Rasulullah varken telaşa ne gerek var?” diyerek onu teskin etti. Resul-i Ekrem (sa) Efendimiz yemeğin bereketlenmesi için dua ettikten sonra gruplar halinde ashabını sofraya oturttu. Hepsi doyasıya yedi ve kalktı. Sonunda daha o kadar kişiye yetecek yemek kaldığı görüldü.

Ebu Talha (ra) Medineli Müslümanlar arasında bağ ve bahçeye en çok sahip olandı. Mescid-i Nebevi’nin karşısında Beyruha adlı bir bahçesi vardı. Hurma ağaçları, asma ve tatlı suyu ile meşhurdu. Efendimiz sık sık buraya uğrar, suyundan içerdi. Ebu Talha (ra) “Sevdiğiniz şeylerden Allah yolunda harcamadıkça en uütün sevabı kazanamazsınız.” (Al-i İmran: 92) ayet-i kerimesinin nazil olduğunu işitince Sevgili Peygamberimizin yanına gitti ve bu bahçeyi Allah rızası için infak ettiğini söyledi. Dilediği şekilde kullanmasını istedi. Onun bu davranışını takdir eden Efendimiz (sa) bahçeyi akrabalarına vermesinin daha uygun olacağını söyledi. Bunun üzerine o, bu bahçeyi amcazadelerine bağışladı.

Resulullah’ın (sa) Tebuk Gazvesinin hazırlıkları için emir vermesi üzerine, sahabeler orduya sadaka, nafaka ve binek hayvanları getirmeye başladılar. Hz. Ebu Bekir (ra) malının tamamı olan 40 bin dirhem altın getirdi. Resulullah ona: “Kendi ehline herhangi bir şey bıraktın mı?” diye sorunca o: “Onlara Allah ve Resulünü bıraktım...” diye cevap verdi. Hz. Ömer (ra) malının yarısını getirdi. Resulullah (sa) ona da: “Kendi ehline herhangi bir şey bıraktın mı?” diye sorunca Ömer (ra): “Evet, malımın yarısını...” diye cevap verdi. Abdurrahman b. Avf (ra) iki yüz altın, Asım b. Adiy (ra) yetmiş deve yükü hurma getirdi. Hz. Osman (ra) ise ordunun üçte birini techiz etti. İbn Hişam’ın bildirdiğine göre; Osman b. Affan bu sefer için büyük bir infakta bulunmuştu; öyle ki, o zamana kadar hiç kimse bu kadar infakta bulunmamıştı. Osman b. Affan, Tebuk gazvesinde dar durumda olan orduya bin dinar infak etti. Bunun üzerine Resulullah (sa) mealen şöyle buyurdu: “Allah’ım! Osman’dan razı ol, çünkü ben ondan razıyım.”

Sahabeyi infaka teşvik eden asıl güç, rabblerine olan imanlarında gizlidir. Rızkın Allah’tan olduğuna olan kat’i inançları, ahiret yurdu arzuları ve infakın malı azaltmayıp bereketlendireceğini kabul etmiş olmaları, tereddütsüz infak etmelerinin ana sebepleridir. Günümüz materyalist dünyasının dayattığı tüketim ve biriktirme felsefesi bizleri her yönden kuşatmışken, helal rızık kazanma ve onları Allah yolunda sarf etme konusundaki inançlı duruşumuz, Müslüman kimliğimizi koruma konusunda en büyük azığımız olacaktır. Aksi halde hile ile kazanılmış mal, faizle alınmış krediler, daha iyi bir ev, daha iyi bir araba peşinde geçen ömür nasıl Müslümanca yaşanabilinir ki?!

Günümüz insanının iş telaşesinden namaz vakitlerini dahi geçiriyor olması, rızık toplama konusundaki sonuçsuz gayretinin meyvesidir. Bu gayret sonuçsuzdur; çünkü rızkın miktarı çalışma ile alakalı değil, tamamen takdir ile alakalıdır. Takdir faktörünü unutan bedbaht çok çalışarak çok toplayabileceğini zanneder ve bu çaba namaz vakitlerinden çalmaya kadar gider.

Rabbim, hepimize sahabenin örnekliğinde şekillenen ve darda da bollukta da infak etmek olarak, rabbimiz tarafından tanımlanan takva mertebesini elde etmeyi nasip etsin.

Amin.

RADYO  FANİDUNYA FM
Yükleme linklerini görebilmek için üye olmanız gerekmektedir. Üye Ol veya Giriş Yap

 


* BENZER KONULAR

Bize De Dua Yâ Rasulallah (S.A.V) Gönderen: anadolu
[Bugün, 08:09:36 ÖS]


Çoban Deyip Geçmeyelim 2 Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 08:04:55 ÖÖ]


Çoban Deyip Geçmeyelim 1 Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:57:14 ÖÖ]


Yabancılaşmadan Değişmek ve Gelişmek Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:44:43 ÖÖ]


Suriye Olaylarının Perde Arkasında Neler Var 8 Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:34:29 ÖÖ]


O insanı Yetiştiremezsek 1 Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:25:16 ÖÖ]


Mutluluğun Sırrı Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:12:56 ÖÖ]


Murada Ermek İçin Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:07:00 ÖÖ]


Bize Kalana Bakın Siz Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 06:02:09 ÖS]


Âlemler O’na Hayran Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 05:34:39 ÖS]


Dünya Nedir Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 05:25:53 ÖS]


Gönül Allah (CC) 'ta Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 05:22:44 ÖS]


İmani olgunluğun sırrı - Teslimiyet Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 05:15:04 ÖS]


İnsanın Manevi Yapısı (Ruh, Kalb, Akıl ve Nefs) İle İlgili Meseleler Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 05:06:24 ÖS]


Esat Kabaklı - Sürgün - 320 KBPS Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 04:50:26 ÖS]


Ozanlardan Single Eserler - Karma 320 kbps Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 12:20:38 ÖS]


Esat Kabaklı - Oğul Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 12:07:15 ÖS]


Ehl-i Beyt ve Kerbelâ Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 10:49:31 ÖÖ]


Filistin’in Tarihçesi Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 10:42:17 ÖÖ]


Cennetlik Kadınlar 3 Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 09:10:52 ÖÖ]