* FANİ DUNYA FORUM HABERLER


Gönderen Konu: Peygamber’in İzinde  (Okunma sayısı 120 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı KOYLU

  • *****
  • İleti: 2314
Peygamber’in İzinde
« : Ocak 21, 2023, 12:19:33 ÖS »
Peygamber’in İzinde

Kutlu doğum ağzımızdan eksik etmediğimiz bir söylem. Ama bu söylemle, neyin kastedildiği, neyin amaçlandığı herhalde pek düşünülmüyor. "Güzel bir şey, kutlu, mutlu bir şey haydin kutlayalım" gibi bir mantık ile yaklaşılıyor. Bu tefekkürden uzak mantık, doğru bir iş yapabilme amacı güderken aslında hakikatin, gerçek mesajın perdelendiğinin farkında mı acaba? Yoksa kasıtlı olarak kültürümüze yavaş yavaş şırınga edilen bir oyun mu bu?

Alemlere rahmet olarak gönderilen peygambere tam bağlı olarak, O'nun gösterdiği yoldan gidenlerin sayısının artmasından rahatsızlık duyanların hedeflediği bir kutlama şekli diye düşünmekten kendimi alamıyorum. İster basiretsiz yaklaşımlardan kaynaklansın, isterse planlanan bir oyun olsun, bizlerin bir peygamberin nasıl doğru şekilde anılacağını ortaya koymamız gerekmektedir.

Peygamberler örnektir. Toplumlarının içerisinden, herkesin tanıdığı, alışveriş ettiği, güvendiği, ziyaretleştiği kimselerden seçilmişlerdir. Kardeşleri, arkadaşları olan bu elçiler, kendileri gibi bir beşerdir. Melek değillerdir, çünkü "bir meleği nasıl örnek alabiliriz ki" mazereti öne sürülebilirdi. Geçmişleri, haklarında hiçbir şaibeye kapı aralamayacak kadar açık ve netti. Davetlerine uyulması, Allah'tan aldıkları vahyin insanlar tarafından tatbik edilebilmesi, ancak onların öğretmenliği ile sağlanabilirdi.

Bu öğretmenlerden, kıyamete kadar tüm insanlığın kendisine tabi olmakla kurtuluşa ereceği son Resul, son Nebi olan Hz. Muhammed (s.a.v.)'in anılacağı günler, bu kutlu öğretmenin, ne derece öğrencisi olabildiğimizi bizlere hatırlatmalıdır. Bu anma merasimlerini ağıtlar yakarak, hiçbir zaman gerçekleşmeyecek bir dua olan "neredesin, seni bekliyoruz" gibi yakarışlarla geçireceğimize, açmış olduğu aydınlık çağın yolcusu, bildirmiş olduğu tevhidi davanın neferi, kurmuş olduğu adalet ve hak düzeninin takipçisi olabilmeyi başardık mı, bunu sorgulamamız gerekir.

O'na olan beklentilerin dile getirilmesi, artık yeniden yeryüzüne inmesi olarak değil, sünnetinin takipçilerine olan özlem şeklinde ifade edilmelidir. Çünkü o bir insandır ve diğer insanlar gibi ölümü tatmıştır; hiçbir insan için hayatta ebedi kalmak yoktur.

"Şüphesiz sen öleceksin onlar da ölecekler." (39/Zümer 30)

"Senden önce hiçbir insanı ölümsüz kılmadık, sen ölürsün de onlar baki kalır mı?" (21/Enbiya 34)

Böyle günlerde, kişilik ve davranışları, Resulullah'ın kişilik ve davranışlarına benzer şahsiyetlerin yetişmesi, yetiştirilmesi hatırlanmalıdır. Bu yönde çabalarımızı arttırmalı, evlerimizde çocuklarımızı, okullarda öğrencilerimizi, ilim halkalarında gençlerimizi, hep O'nu, sadece O'nu model alarak eğitmeliyiz. Sorumlu olduğumuz nesli, kendilerine dayatılan sözde starların, sahte öncülerin, ellerinden kurtarıp, insanlık için en güzel örnek olan Hz. Muhammed'in örnekliğine sevk edecek yöntemler geliştirmeliyiz. İnsanlığın kurtuluşunun ancak O'nu tanımak ve O'na yaklaşmak ile gerçekleşebileceği gerçeğini haykırmalıyız.

"Ey inananlar! And olsun ki, sizin için, Allah'a ve ahiret gününe kavuşmayı umanlar ve Allah'ı çok anan kimseler için Resulullah en güzel örnektir." (33/Ahzab 21)

Kurduğumuz yuvalar O'nun aile yaşantısına benzemeli, idareciliğimiz O'nun imamlığından dersler almalı, mü' minlere şefkati kalplerimizi, zalimlere hiddeti çağımızın zalimlerini titretmelidir. "Bir elime güneşi bir elime ay'ı verseler davamdan vazgeçmem" diyerek ortaya koymuş olduğu kararlı tavrı, bizlerin de şiarı olmalıdır. Geçici bir makama, bir avuç dolara, şöhrete karşılık imanlarını satanların peygamber varisi olmadıkları çok aşikardır. "Sizden hiçbir ücret istemiyorum yeter ki tevhid davetine icabet edin, kendinizi, yakıtı insanlar olan ateşten koruyun" diyen bir peygamberin bu karşılıksız tebliğ vazifesini görmezlikten gelerek, para karşılığı insanlara ilmini sunanları, satanları, artık Müslümanlar olarak hak eleğinden elemeli ve önderler diye peşlerinden gitmemeliyiz.

Oturdukları sırça köşklerden, dağları mekan edinip başlarından yağan bombalarla yaşamaya çalışan direnişin çocuklarına, "onlardan tiksiniyorum" diyerek pervasızca konuşanların, tiksindirici yüzlerinin farkına varmalıyız. Afganistan, Irak, Filistin Sudan ve diğer bölgelerde bir lokma ekmeğe muhtaç bırakılan insanları hatırlamadan, çocuklarının düğününe yüz binlerce dolar harcayanların, ümmetin önderliğine soyunma haklarını kaybettiklerini görebilmeliyiz.

Kaynuka, nadir, kurayza yahudilerinin ihanetini karşılıksız bırakmayan, hayberde büyük bir zafer kazanan Resulaullah'ın, bugün, Filistin'li Müslümanları katleden, Mescidi Aksa'yı işgal eden yahudilerin cezasını vermesi için yeniden zuhuru bekleneceğine Ahmed Yasin gibi, Rantizi gibi Muhammed'i mücadeleyi özümsemiş önderler çıkartma telaşına düşmeliyiz. "Muhammed'in canını elinde tutan Allah'a yemin ederim ki, Allah yolunda cihad edip öldürülmeyi, sonra cihad edip yine öldürülmeyi, sonra tekrar cihad edip tekrar öldürülmeyi çok arzu ederdim." Sözüyle şehadet aşkını dile getiren bir peygambere rağmen bugün, cihad ve şehadet tevil edilmeye çalışılan, konuşulmasından utanılan kavramlarsa, sulu gözler ile "canım Peygamberim, seni çok seviyorum" gibi ağlamaklı ifadelerin hiçbir anlam ifade etmediğini artık anlamalıyız.

Allah (c.c.)'ı sevdiğini iddia edenler unutmamalıdırlar ki Hz. Muhammed (s.a.v.) sevdiğimiz Allah'ın elçisidir. Bizler Allah'ın emrini, kelamını Rasulü aracılığı ile öğreniyor, O'nun hayatına geçirmesi ile idrak ediyoruz. Bundan dolayı Hz.Muhammed'i devreden çıkararak veya Ona saygısızlık yaparak Allah'ı seviyorum iddiası da boş ve geçersiz bir iddiadır.

"(Resûlüm! ) De ki: Eğer Allah'ı seviyorsanız bana uyunuz ki Allah da sizi sevsin ve günahlarınızı bağışlasın. Allah son derece bağışlayıcı ve esirgeyicidir." (3 Ali İmran 31)

Bu kutlu doğum vesilesiyle, daima ihmal ettiğimiz ne kadar çok gerçeğin olduğunu farketmemiz gerekir. Bu görevleri hatırlamak, alemlere rahmet olarak gönderilen peygamberimizin bin üç yüz yetmiş iki sene sonra bile ne kadar rahmete sebep olduğu ve kıyamete kadar olacağı gerçeğini de bizlere göstermiştir.

Hz. Muhammed (s.a.v) alemlere rahmettir. İster iman etsin ister etmesin, bilerek veya bilmeyerek bütün insanlar O'nun getirdiği nizamın rahmetinden yararlanmışlardır.

Ruhi bunalımlarda boğulan ve maddeci akımlara kapılıp giden, şiddetin, emperyalist anlayışların bozgunculuğu karşısında bunalan insanlık bugün yeniden o şefkatli ellere muhtaçtır. O'nun (nizamının) tatlı rüzgarını, yanıp kavrulan kalpler bir an önce beklemektedir.

Gün be gün şiddetlenen bu ihtiyaç Allahu Teala'nın şu sözünü doğrulamaktadır:
"Biz seni ancak alemlere rahmet olarak gönderdik." (21/Enbiya 107)

RADYO  FANİDUNYA FM
Yükleme linklerini görebilmek için üye olmanız gerekmektedir. Üye Ol veya Giriş Yap

 


* BENZER KONULAR

Allah’ı Ne Kadar Seviyoruz Gönderen: anadolu
[Dün, 08:40:07 ÖS]


Böyle Sevdik Gönderen: anadolu
[Dün, 08:35:30 ÖS]


Dostluk Üzerine Gönderen: anadolu
[Dün, 08:27:16 ÖS]


Sevmek-Sevilmek Gönderen: anadolu
[Dün, 08:21:12 ÖS]


Sermayemiz takvamız olsun Gönderen: anadolu
[Dün, 08:14:00 ÖS]


Bize De Dua Yâ Rasulallah (S.A.V) Gönderen: anadolu
[Dün, 08:09:36 ÖS]


Çoban Deyip Geçmeyelim 2 Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 08:04:55 ÖÖ]


Çoban Deyip Geçmeyelim 1 Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:57:14 ÖÖ]


Yabancılaşmadan Değişmek ve Gelişmek Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:44:43 ÖÖ]


Suriye Olaylarının Perde Arkasında Neler Var 8 Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:34:29 ÖÖ]


O insanı Yetiştiremezsek 1 Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:25:16 ÖÖ]


Mutluluğun Sırrı Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:12:56 ÖÖ]


Murada Ermek İçin Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:07:00 ÖÖ]


Bize Kalana Bakın Siz Gönderen: gurbetciyim
[Aralık 21, 2024, 06:02:09 ÖS]


Âlemler O’na Hayran Gönderen: gurbetciyim
[Aralık 21, 2024, 05:34:39 ÖS]


Dünya Nedir Gönderen: gurbetciyim
[Aralık 21, 2024, 05:25:53 ÖS]


Gönül Allah (CC) 'ta Gönderen: gurbetciyim
[Aralık 21, 2024, 05:22:44 ÖS]


İmani olgunluğun sırrı - Teslimiyet Gönderen: gurbetciyim
[Aralık 21, 2024, 05:15:04 ÖS]


İnsanın Manevi Yapısı (Ruh, Kalb, Akıl ve Nefs) İle İlgili Meseleler Gönderen: gurbetciyim
[Aralık 21, 2024, 05:06:24 ÖS]


Esat Kabaklı - Sürgün - 320 KBPS Gönderen: fanidunya NET
[Aralık 21, 2024, 04:50:26 ÖS]