İslam Kolaylık Dinidir ZORLAŞTIRMAYIN
«يَسِّرُوا وَلاَ تُعَسِّرُوا، وَبَشِّرُوا، وَلاَ تُنَفِّرُوا»
(Müsamahakâr olun) kolaylaştırın; (merhamet edin) zorlaştırmayın; (güzel görün, güzel gösterin) müjdeleyin; (kaba saba davranarak soğutmayın ve) nefret ettirmeyin.
(Buhari, İlim, 11.)
İlk Müslümanlardan biri kabul edilen Ebu Berze el-Eslemi, bir yolculuk esnasında namaz vakti girince atından indi ve namaza durdu. Atını bir yere bağlamadığı için o namazda iken atı uzaklaşmaya başladı. Bunun üzerine Ebu Berze hemen namazını bozup atının peşinden gitti ve onu yakaladı. Daha sonra gelip namazını kıldı. Bu hadiseyi görenlerden biri de Harici zihniyetinde bir adamdı ve Ebu Berze’nin bu davranışı üzerine “Şu ihtiyara bakın! Atı için namazını terk etti.” demeye başladı. Bu sözleri işiten Ebu Berze namazdan sonra ona yöneldi ve şöyle dedi: “Hz. Peygamber’den (s.a.s.) ayrıldığım zamandan beri hiç kimse bana bu şekilde kaba davranmamıştı. Benim gideceğim yer uzaktadır. Eğer atımın gitmesine aldırış etmeyip namazı tamamlayacak olsaydım geceye kadar ailemin yanına varamazdım.” Bu sözlerden sonra Ebu Berze, kendisinin Hz. Peygamber’in ashabından olduğunu ve ondan her zaman kolaylaştırıcılık gördüğünü söyledi. (Buhari, Edeb, 80 (Hadis no: 6127).)
Ebu Berze’nin bu söyledikleri, yukarıdaki hadisi destekleyen ve onun anlaşılmasına katkı sağlayan önemli bir hadisedir. Hz. Peygamber’in bu hadisi, her ne kadar yönetici olarak tayin ettiği kişilere “son nasihat” kabilinden söylediği bir söz olarak değerlendirilse de Ebu Berze’nin anlattıkları, hadisin hükmünün her zaman ve zeminde geçerli olduğunu net bir şekilde göstermektedir. Dolayısıyla bu hadis, İslam’ın yaşanması, yaşatılması ve tanıtılması noktasında İslam dininin özeti mahiyetinde olan hadislerden bir tanesidir.
Müsamahakâr olun; kolaylaştırın
İnsan fıtratı kolay olanı sevmeye, zor olandan yüz çevirmeye meyillidir. Yüce Allah’ın insanların dünya ve ahiret selameti için seçtiği din olan İslam da kolay ve yaşanabilir olması bakımından fıtrata uygun bir dindir. “O sizi seçti ve dinde sizin için bir güçlük kılmadı.” (Hac, 22/78.), “Allah sizin için kolaylık diler, zorluk dilemez.” (Bakara, 2/185.), “Zorlukla beraber kolaylık vardır.” (İnşirah, 94/5.) ayetleri İslam’ın kolaylık yönünü açıkça ortaya koymaktadır. Aynı şekilde Hz. Peygamber (s.a.s.) “Muhakkak ki din kolaylıktır. Hiç kimse dini zorlaştırmaya kalkmasın, mağlup olur…” (Nesai, İman, 28.) buyurmuş ve (Hz. Aişe validemizin bildirdiğine göre) iki seçenek arasında tercih yapma durumunda kaldığında eğer günah değilse en kolay olanını tercih etmiştir. (Buhari, Edeb, 80.) Hatta namaz kıldırırken bile kolaylık adına namazın uzun tutulmamasını istemiş; bu emrine aykırı davrananları ikaz etmek durumunda kalmıştır. (Buhari, İlim, 29.) Hz. Peygamber’in kolaylaştırma ile ilgili söz ve davranışları sadece inanç ve ibadet konularıyla da sınırlı değildir. Örneğin o (s.a.s.) “Satarken, alırken ve hakkını isterken kolaylık gösteren kula Allah rahmet eylesin.” (İbn Mace, Ticarat, 28.) diye dua etmek suretiyle ümmetinin, hayatın her alanında kolaylaştırıcı bir tutum benimsemesini istemiştir. Bu doğrultuda irşat ve tebliğ makamında bulunan din görevlileri başta olmak üzere her bir Müslümanın, hem dinî ahkâmın tatbiki noktasında hem de hayata dair her konuda müsamahakâr olması ve insanlara gerekli kolaylığı göstermesi gerekmektedir. Buna göre alım satım yapan tüccarların, evlenecek bireylerin ve ailelerinin, kamu veya özel sektörde insanlara hizmet eden görevlilerin, idarecilerin, kısacası herkesin muhataplarına hem dinî hem de dünyevi işler konusunda kolaylaştırıcı bir tutum sergilemesi nebevi bir metottur.
Merhamet edin; zorlaştırmayın
Hadiste “kolaylaştırın” emri ile yetinilmemiş ve özellikle “zorlaştırmayın” diye vurgu yapılmıştır. Bu ifadenin bir gereği olarak çoğu alanda kolaylaştırıcı bir tutum takınan bir kişi bazı hususlarda zorluk çıkaracak olsa bu hadis-i şerife aykırı davranmış olacaktır. Kaldırımlara aracını park edenler başta engelli bireyler olmak üzere bütün yayalara; trafikte emniyet şeridini işgal edenler ambulans, itfaiye, polis gibi kamu araçlarına; evlilik arifesinde olmadık masraf yaptıranlar evlenecek gençlere zorluk çıkarmaktadırlar. Bu ve benzeri tutumlar “...Allah beni sıkıntı verip zorlaştırıcı olarak göndermedi. Beni ancak kolaylaştırıcı bir öğretmen olarak gönderdi.” (Müslim, Talak, 29.) buyuran Hz. Peygamber’in ümmetinde asla bulunmamalıdır. Dolayısıyla her bir Müslümanın, başta ailesi olmak üzere birlikte yaşadığı kişilere hayatı zorlaştırmamak adına bütün gayretini sarf etmesi icap etmektedir.
Güzel görün, güzel gösterin; müjdeleyin
“Ebşirû” kelimesi müjdeleyin, sevdirin, sevindirin gibi anlamlarda olmakla birlikte bir işi güzel ve revnaklı yapmak, güzel görüp güzel göstermek, olumlu/pozitif yaklaşmak, bardağın dolu tarafını görmek gibi manalara da gelebilmektedir. Buradan hareketle bir Müslümanın; etrafına pozitif enerji veren, insanların kendisini görmekten ve sözlerini işitmekten haz aldığı, hem kendinin hem de başkalarının hayatına değer katan bir kimse olduğunu söylemek yanlış olmayacaktır. Birtakım insanların dine âdeta pamuk ipliğiyle bağlı olduğu şu modern dönemde akl-ı selim, kavl-i leyyin, tab‘-ı mülayim ve vech-i mütebessim ile İslam’ın sevgi, şefkat ve rahmet yönünü daha çok vurgulamaya özen gösterilmelidir.
Kaba saba olup soğutmayın; nefret ettirmeyin
İslam barış ve rahmet dinidir. Bu dinin peygamberi âlemlere rahmet olarak gönderilmiştir. İnsanlığın hem dünya hem de ahirette kurtuluşunu sağlayacak böylesine mükemmel bir dini insanlara sunarken bu mükemmelliğe gölge düşürecek davranışlardan kaçınılmalı; insanları İslam’dan soğutacak her türlü söz ve davranıştan uzak durulmalıdır.
Son olarak; tebliğ ve irşat vazifesinde görevli/gönüllü olanlar, gerek minber ve kürsülerden gerekse kitle iletişim araçlarından ayrıştırıcı, ötekileştirici ve hedef gösterici bir dil kullanmamalı, kuşatıcı olmaya özen göstermeli ve “benim yüzümden birileri dinden soğur mu?” düşüncesiyle hareket etmelidirler.
Hadisten öğrendiklerimiz
1. İnsanlara gerek dinî gerekse dünyevi konularda kolaylaştırıcı bir tavır takınmak; zorlaştırıcı her türlü tutumdan uzak durmak nebevi bir metottur.
2. Müslüman; seven, sevindiren, güzel görüp güzel gösteren, bardağın dolu tarafına odaklanan, etrafına pozitif enerji saçan kimsedir.
Halil Kılıç.