Dijital Mutluluk
Bilmediğine karşı düşmanlık hissi geliştirmek insanın temel özelliklerindendir. İnsan bilmediği şeye karşı mesafelidir, kabullenmek istemez. Bilinmeyenle insanı buluşturmak barıştırmak onun için zordur. Haliyle oturup konuşmadan, tanışmadan, önyargıları kapının dışında bırakmadan anlaşmak da kolay değil. Kaldı ki kendi kardeşi, eşi, arkadaşları ile bile kavgası, tartışması, küsmesi eksik olmaz insanın. Bu anlamda insanın insanla olan ilişkisi ile eşyayla olan ilişkisi arasında pek fark yoktur. Her iki iletişim sürecinde de “sağduyu” kurtarıcı unsur olarak ilk yardımcımızdır. Sağduyu, güzel bakmak, iyi niyet sahibi olmak ve insanı sevmektir.
Sosyal medya dünyası ile olan ilişkimiz de bu duruma verilecek en güzel örneklerdendir. Çok ilginç, anlaması zor bir grup için sosyal medya tabi olarak şeytan işidir. Onlar yeni olan her şeye karşıdır. Detaylarla ilgilenmezler, geleneksel dünyadan kopamadıkları için bilmedikleri ve önlerine sonradan sunulan ne varsa karşı çıkarlar. Bu grubu geçelim. Aslında grupları olduğu gibi boş verelim. Gruplara yani insana yönelmek yerine değer üretecek fikirlere önem vermeli, öncelemeli ve çalışmalıyız. Güzel bakmak, değer üretmenin birinci şartıdır. Ancak güzel bakarak imkânsız olanın içindeki oluru görebiliriz. Daha sevindirici olan ise önümüzdeki dünyanın ve içindekilerin imkânsızdan çok daha kolay olması.
Güzel bakmak diyorduk. Sosyal medya dünyasında karşılaştığımız ve şimdi burada ifade etmemize gerek olmayan sayısız olumsuzluk yerine güzel olan şeylere odaklanabiliriz. Mesela sosyal medya mecralarının artık birer okula dönüştüğünü, iletişimimizi kolaylaştırdığını, kitlelere kolaylıkla ulaşabilme imkânı sağladığını, kaliteli işleri duyurmak için imtiyaza, birilerini tanımaya ya da maddi güce sahip olmanın gerek kalmadığını, tam bir fırsat eşitliğine kavuştuğumuzu söyleyebiliriz. Doğru ve sağlam bilgi ile nitelikli ve faydalı içerikler üreterek muhatap olmak istediğimiz hedef kitleye kolaylıkla ulaşabilme imkânı elbette sosyal medya kanalları ile oluşmaya başladı. Artık tek taraflı geleneksel medya dönemi kapandı. Çift yönlü, kullanıcının da aktif olduğu bir medya dönemindeyiz ve bize yani kullanıcıya beğenme, beğenmeme, paylaşma, takip etme, yorum yapma imkânlarının sunulduğunu sosyal medyanın renkli dünyasında görüyoruz.
Bir grup gönül insanı bir araya gelerek inanılmaz güzel işler yapabiliyor. En güzeli böyle güzel işler için eskiden muhtaç olduğumuz şeylere artık ihtiyacımızın olmaması. Artık özgürüz ve özgürlük en büyük mutluluktur. Eskiden diye başlayan olumsuz cümlelerden oldum olası haz etmemişimdir. Eskiden neyse bugün de odur. Eskiden güzelse bugün de güzeldir. “Eskiden güzeldi şimdi değil” diyorsanız sağa sola bakmayın, aynanın karşısına geçin ve kendinizle uzun uzun tartışın. Sizce siz gerçekten haklı mısınız?
Sosyal medya diyorduk. Evet, sosyal medya diğer tüm yeniliklerde olduğu gibi size bağlı olarak faydalıdır ya da zararlıdır. Sizin kullanımınıza, mantığınıza ya da duygularınıza bağlı olarak güzeldir ya da değildir. Dolayısı ile değerler, güzellikler insana, insanın bakış açısına ve yine insanın yapıp ettiklerine bağlı olarak anlam kazanır ya da anlamsızdır. İnsan isterse savaş değil barış hâkim olur, bıçakla sadece ekmek kesilir, savaş malzemeleri çocuk parklarına aksesuar olur ya da yok yaa bu biraz abartı oldu. Neyse sözün özü her şey bizimle başlar, biter, güzelleşir ya da berbat olur. Bu dünya daha da güzel olsun istiyorsak birlikte başarabiliriz, el birliği ile.