DÜNYAYI İYİLİK DEĞİŞTİRECEK
Karanlık aydınlığın yokluğudur aslında. Gece de güneşin yokluğunda gecedir. Güneş doğunca gece kaybolur. Kötülük de öyledir. Kötülük, iyiliğin yokluğudur. Kötülüğü yok edeceksek işe evvela iyiliği ikame ederek başlamak lazım. Zira kötülüğe küfrederek kötülük yok olmaz. Kötülüğün düşmanı iyilik hayata geçirilerek kötülükler hayattan çıkar.
Rabbimiz de öyle diyor Kur’an’ında: “…Şüphesiz iyilikler kötülükleri giderir…”(Hud 11/114) Bu durum iyiliklerin günahları silmesi manasında olabileceği gibi bu dünyada da yapılan iyiliklerin kötülükleri defedeceği şeklinde de anlaşılabilir. Hulâsâ iyiliğin olduğu mekânda kötülükler kalmayacaktır. Bu sebeple bize düşen iyilik safında olmaktır. İyilik namına kılı kıpırdatmadan devamlı sûrette kötülüklere saydırmak da sağlıklı bir yaklaşım olmayacaktır. Tam bu noktada şunu da vurgulayalım. Toplumda kötülükler her zaman olagelmiştir. Kötülüğü yaymamak lazım. Sık dillendirmemek lazım. Zira böyle olunca toplumda kötülük zamanla normalleşmeye başlıyor. Toplumda meydana gelen olumsuzlukları, kötülükleri engelleyemiyorsak bile en azından yaymamak lazımdır.
Diğer taraftan iyilik herkes tarafından istenen, benimsenen bir haslettir. Lakin herkes iyiliği bir başkasından bekler ne hikmetse! Bu manada en fırıldak bir adam bile iyiliği över, iyi insanlara gıpta eder. Lakin “sen neden böyle olmuyorsun?” sualine verecekleri tatmin edici cevapları da yoktur. Mesela adam ayyaştır, namaz niyazla, cami ve cemaatle alakası yoktur. Ama çocuğunu İmam Hatibe göndermeyi arzular. Sebebi sorulunca da “biz okumadık, biz yapamıyoruz o bari okusun dinini öğrensin namazlı-niyazlı olsun..” şeklinde cevaplar alırsınız.
İşte tam bu noktada şu ayeti zikredelim: “Ey inananlar! Kendinizi ve ailenizi, yakıtı insanlar ve taşlar olan ateşten koruyun…” (Tahrim 66/6) Bu ayetin verdiği mesaj şu: Kendinizi ateşten koruyamazsanız başkalarını da koruyamazsınız. Siz kendinizi düzeltmeden başkalarını düzeltemezsiniz. Önce kendinizi kötülüklerden koruyun, önce kendiniz iyi birey olun ki aile efradınız da iyi insanlar olsun. Aile efradına ve çevrene güzel örnek ol ki tesir hasıl olsun. Herkes kendi evinin önünü süpürürse bütün sokaklar temiz olacaktır. Ailede ocuklarımıza, söylediklerimizden ziyade yaptıklarımız tesir eder. Çocuk, dediklerimizi değil yaptıklarımızı takip eder. Çocuğa ders çalış, kitap oku deyip de kendisi Tv karşısına geçen bir velinin dedikleri çocuk için boş şeylerdir.
Hz. Peygamber’in davetinin kısa sürede insanların yüreklerinde şimşekler çakmasının en önemli sebebi iyiliğin safında olması ve kavmi arasında el-Emîn(Güvenilir insan) olmasıydı. O, iyiliği sözde değil özde gösteriyordu.