* FANİ DUNYA FORUM HABERLER


Gönderen Konu: HAYDİN CAMİYE  (Okunma sayısı 409 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

fanidunya

  • Ziyaretçi
HAYDİN CAMİYE
« : Ekim 11, 2018, 12:19:43 ÖÖ »
HAYDİN CAMİYE

Ezan, günde beş kez bizi Rabbimizle buluşmaya çağırır: “Haydi namaza! Haydi felâha!”

Bu çağrı camiye, namaza ve secdeyedir. Cami, kurtuluşun ve Rabbimizle buluşmanın merkezidir.

İslam medeniyeti bir anlamda cami medeniyetidir. İslam şehrinin merkezinde cami, caminin merkezinde de namaz vardır. Namaz ise ibadetin odağıdır.

Câmiler, Müslümanları toplayıp bir araya getiren, onların hayatını kuşatan mekânlardır.

Camiler, İslam’ın sembolüdür, imzasıdır; Müslümanların güvencesidir.

Camiler yeryüzüne vurulan İslam mührüdür.

Camiler “Allah’ın evi” olan Kâbe’nin şubeleridir.

Camiler Allah’ın adının anılması için yapılan mekânlardır (Cin, 18).

İnsanlığın tarihi cami ile başlar; ibadet yeri olarak yeryüzünde yapılan ilk bina, Mekke’deki pek feyizli ve insanlar için hidayet rehberi olan Kâbe’dir (Âl-i İmran, 96).

Peygamberimizin (s.a) Medine’ye hicretinde ilk işi cami yapmak olmuştur. Bu, toplum hayatının kalbi camide atacak anlamına gelir. Bu tarihten itibaren cami İslam toplumunda merkezi rol oynamıştır. Hem ibadet, hem eğitim, hem dayanışma, hem de idare yeri olmuştur.

İnsan, camilere yabancılaştıkça Rabbine, kendine ve topluma yabancılaşır. İnsan ancak Allah’ın evleri olan camileresığınarakkendini bulurveyeniden dirilir.

Bir insanın camide bulunması, Peygamberimizin (s.a) ifadesiyle, kişinin gurbetten yakınının eve dönmesi ile sevinmesi gibi Allah’ı hoşnut kılar. (Bkz: İbn Mâce, Mesâcid 19)

Bugün, her alanda yeniden bir diriliş ve öze dönüş çabası içinde olan Müslümanlar, modern dünyanın ifsad edici saldırıları karşısında, camileri yeniden bir sığınak, bir merkez haline getirmeli; camileri tekrar hayatın merkezine yerleştirmelidirler.

Her namazda okuduğumuz Fatiha, bize cemaat olmayı emreder: “Yalnız Sana kulluk ederiz ve yalnız Senden yardım isteriz” derken ben olmaktan çıkar, biz haline geliriz. İşte Fatiha’daki “biz”in içini doldurabilmemiz için biz hepimiz camide omuz omza vermeliyiz. Cami, “ben”in gittiği, “biz”in geldiği; bencilliğin bittiği, kardeşliğin dirildiği yerdir. Camide cemaat olmak, Fatiha’nın anlamını yaşamaktır. Modern dünyanın ırk, renk, milliyet, sınıf ayırımcılığı ile parçaladığı bilincimizi onardığımız yer camidir.

Dünya ve ahiret için neler istiyorsak, bunu camide dile getirmek bizim için sonsuz bir hazinedir. Bunun farkında olabilmek için şu kudsî hadisteki müjdeye kulak verelim:

“Benim dünyadaki evlerim mescitlerdir. Misafirlerim ise oraları bina edip şenlendirenlerdir. Ne mutlu o kuluma ki evinde abdest alır da Beni evimde ziyarete gelir. Ev sahibinin de evine gelen misafirine ikram etmek borcu vardır.” (Buharî, Ezan 36)

Cami, Peygamberimiz döneminde Allah›a secde edilen yer, ümmeti eğiten, bilinçlendiren mekân, hayatın merkezi ve toplum faaliyetlerinin odağı idi; İslâm›ın güçlü, berrak çağlarında da öyle oldu.

Mescidin fonksiyonlarının aşındığı çağlar, İslâm ümmetinin de güçten düştüğü çağlardır.

Öyleyse bizler mescidin yolunu yeniden keşfetmeli değil miyiz? Mescidi yeniden bir ortak sevgi odağı haline getirmeli değil miyiz? Allah sevgisiyle mescit inşa edenler, Allah sevgisi etrafında bir ümmet olmaya da karar verirlerse, işte o zaman Peygamber Mescidi, her mescitte hayat bulur...

Camilerin Allah katındaki değerini kavrayabilmek için işte muhteşem iki âyet:

“Allah’ın mescitlerini ancak Allah’a ve âhiret gününe iman eden, namazı dosdoğru kılan, zekâtı veren ve Allah’tan başka kimseden korkmayanlar imar eder. İşte doğru yola ermişlerden olmaları umulanlar bunlardır” (Tevbe, 18) “Allah’ın mescitlerinde, Allah’ın adının anılmasına engel olan ve onların harap olmasına çalışandan daha zalim kim vardır? Bunların oralara korka korka girmeleri gerekir. Bunlar için dünyada rezillik, ahirette de büyük azap vardır.” (Bakara, 114)

Allah’ın mescidlerini imar edersek, oradan ümmet olarak, yepyeni bir hayata doğacağız. Harap olmasına göz yumarsak, zulme ortak olacağız.

Caminin imarı ancak “ibadet etmek ve namaz kılmak”la olur. Peki, biz hangi taraftayız?

Cemaat caminin süsüdür; cami cemaatle şenlenir, süslenir ve mamur olur...

O halde, camilerimizi cemaatsiz bırakarak harap etmeyelim!

Ne mutlu yönünü Kâbe’ye, gönlünü Rabbine ve omzunu mümin kardeşine vererek saf tutanlara!

Abdullah Yıldız.

fanidunya

  • Ziyaretçi
Ynt: AİLECE CAMİYE
« Yanıtla #1 : Ekim 11, 2018, 12:22:59 ÖÖ »
AİLECE CAMİYE

Rasûlüllah (s.a) birçok hadislerinde, cemaatle namazın muazzam faziletini ve sevabını vurgulamıştır:

“Sizden birisi, güzelce abdest alır ve namaz kılmak için camiye giderse, oraya varıncaya kadar, attığı her adım için, Yüce Allah onu bir derece yükseltir ve bir günahını affeder. Camiye girip, orada kaldığı sürece de, hep namazdaymış gibi sevap kazanır. Oradan ayrılmadığı müddetçe melekler, ‘Allah’ım bunu bağışla, Allah’ım buna rahmet et’ diyerek dua ve istiğfar ederler.” (Buharî, Ezan 30)

“Eğer halk yatsı ve sabah namazlarındaki fazileti bilselerdi, emekleyerek dahi olsa cemaate gelirlerdi.” (İbn Mâce, Mesâcid 18)

“Yedi kişi vardır ki, Allah onları hiçbir gölgenin olmadığı kıyamet gününde kendi gölgesinde gölgelendirir. (Bunlardan biri de) tekrar dönünceye kadar kalbi camiye bağlı olan kimsedir.” (Buhârî, Ezan 36)

Rasûlüllah (s.a), ashabına sordu:

-“Size, Allah’ın kendisiyle günahları yok edip, dereceleri yükselteceği hayırları haber vereyim mi?”

-“Evet, yâ Rasûlallah!” dediler. Efendimiz şöyle buyurdu:

-“Güçlüklerle de olsa abdesti güzelce almak, mescitlere doğru çok adım atmak, bir namazı kıldıktan sonra öteki namazı beklemek. İşte ribâtınız, işte bağlanmanız gereken budur.” (Müslim, Taharet 41)

Efendimiz (s.a), cemaatle namazın hikmetini şöyle açıkladı:

“Üç kişi bir köy veya sahrada bulunur ve aralarında cemaatle namaz kılınmazsa, şeytan onlara hâkim olur. Öyleyse cemaatten ayrılma; zira kurt ancak sürüden ayrılan koyunu yer.” (Nesâî, İmamet 48)

Cenâb-ı Hak, kutlu Rasûlü’ne savaşta dahi cemaatle namaz kılmayı emretti:

“Sen içlerinde olup da onlara namaz kıldıracak olursan, onlardan bir bölümü seninle birlikte namaza dursun, silahlarını da yanlarına alsınlar.” (Nisâ, 4/102).

Savaşta bile terkedilmeyen cemaatle namaz, güven ortamında nasıl terkedilebilir?

Camiye gitmemek için bahaneler üretebiliriz. Oysa Asr-ı Saadet’te gözü görmeyenler bile camiye gelirdi.

“Beni mescide getirecek kimsem yok. Evimde namaz kılabilir miyim?” diyen, görme özürlü sahabeye Efendimiz (s.a): “Ezan sesini işitiyor musun?” diye sormuş, “Evet” cevabını alınca da: “Öyle ise davete icabet et, cemaate gel” buyurmuştu. (Müslim, Mesacid 255)

Efendimizin, vefatına yakın, ayakta duramaz haldeyken ashabının yardımıyla mescide gidip cemaatle son namazını kılmış olması, camiye gelmemek için öne sürdüğümüz tüm bahaneleri geçersiz kılar.

Cemaatle namaz kılmanın, tek başına kılmaktan 27 kat daha faziletli olduğunu (Buhârî, Ezan 30-31; Müslim, Mesâcid 249; Tirmizî, Salât 161; Nesâî, İmamet 42) açıklayan Rasûlüllah’ın ümmeti olarak, gelin bu fazilete nail olalım.

Kadınlara gelince; erkekler gibi cemaate devam etme yükümlülüklerinin olmaması, onların camiye gelmelerine engel değildir. Peygamberimiz devrinde kadınların ve kızların, vakit namazları ve cuma namazlarından başka bayram namazlarına da katıldıklarını biliyoruz. Hatta Efendimiz (s.a), özürlü olanların da namaz kılamasalar da gelip bayram coşkusuna katılmalarını istemiştir.

Kadınlar, Rasûlüllah (s.a) ile beraber namaz kılmaya çok istekli olduklarından Hz. Peygamber (s.a), kadınların mescide gitmelerinin engellenmemesini emretmiştir. Hatta gece namazları için mescide gitmeye izin isteyen kadınlara, bunun güvenlikli bir şekilde sağlanmasını istemiştir (Buhârî, Cum’a 13; Ebu Dâvûd, Salât 52).

Çocukların da camiye geldiklerini, hatta çok küçük yaşta çocukların bile hem de sabah namazında anneleri tarafından camiye getirildiğini biliyoruz.

Çocuğun gönlündecami, tanıdık tanımadık bütün büyüklerin gülücükler dağıttığı, coşkuyla kucaklaştığı bayram yeridir… Büyüklerin büyülü dünyasından, ibadetin uhrevî atmosferine geçişin eşiğidir cami… Dininin sembollerini camide tanır çocuklar. Çocuklara Allah’ı sevdirmek, camileri sevimli hale getirmekten geçiyor. Öyleyse, camilerimizi çocukların kendisinden kaçacağı yerler değil, kendisine kaçacağı yerler haline getirmek gibi çok acil bir görev bizi bekliyor.

O halde “hayatın merkezi” haline getirmemiz gereken camilerimizde neden ailecek yer almayalım?

Hanımları, kızları ve çocukları camiyle yeniden buluşturarak, dini hayatın canlılığını, ailede huzur ve mutluluğu daha iyi yakalayabiliriz.

Gelin, güzelce camiye gelelim, camiyi güzel eyleyelim, cemaatle namaz kılarak güzelleşelim.

Unutmayalım ki camiler, içini çocuk, kadın, erkek hep birlikte, omuz omuza, cıvıl cıvıl insan nefesi ve sesiyle, dua fısıltısı ve ibadet coşkusuyla doldurdukça güzelleşecektir.

Abdullah Yıldız.

 


* BENZER KONULAR

Allah’ı Ne Kadar Seviyoruz Gönderen: anadolu
[Dün, 08:40:07 ÖS]


Böyle Sevdik Gönderen: anadolu
[Dün, 08:35:30 ÖS]


Dostluk Üzerine Gönderen: anadolu
[Dün, 08:27:16 ÖS]


Sevmek-Sevilmek Gönderen: anadolu
[Dün, 08:21:12 ÖS]


Sermayemiz takvamız olsun Gönderen: anadolu
[Dün, 08:14:00 ÖS]


Bize De Dua Yâ Rasulallah (S.A.V) Gönderen: anadolu
[Dün, 08:09:36 ÖS]


Çoban Deyip Geçmeyelim 2 Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 08:04:55 ÖÖ]


Çoban Deyip Geçmeyelim 1 Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:57:14 ÖÖ]


Yabancılaşmadan Değişmek ve Gelişmek Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:44:43 ÖÖ]


Suriye Olaylarının Perde Arkasında Neler Var 8 Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:34:29 ÖÖ]


O insanı Yetiştiremezsek 1 Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:25:16 ÖÖ]


Mutluluğun Sırrı Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:12:56 ÖÖ]


Murada Ermek İçin Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:07:00 ÖÖ]


Bize Kalana Bakın Siz Gönderen: gurbetciyim
[Aralık 21, 2024, 06:02:09 ÖS]


Âlemler O’na Hayran Gönderen: gurbetciyim
[Aralık 21, 2024, 05:34:39 ÖS]


Dünya Nedir Gönderen: gurbetciyim
[Aralık 21, 2024, 05:25:53 ÖS]


Gönül Allah (CC) 'ta Gönderen: gurbetciyim
[Aralık 21, 2024, 05:22:44 ÖS]


İmani olgunluğun sırrı - Teslimiyet Gönderen: gurbetciyim
[Aralık 21, 2024, 05:15:04 ÖS]


İnsanın Manevi Yapısı (Ruh, Kalb, Akıl ve Nefs) İle İlgili Meseleler Gönderen: gurbetciyim
[Aralık 21, 2024, 05:06:24 ÖS]


Esat Kabaklı - Sürgün - 320 KBPS Gönderen: fanidunya NET
[Aralık 21, 2024, 04:50:26 ÖS]