* FANİ DUNYA FORUM HABERLER


Gönderen Konu: Becerebilirsek Kurtulacağız – Ümmet Olmak  (Okunma sayısı 96 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimiçi fanidunya NET

  • Administrator
  • *****
  • İleti: 7241
Becerebilirsek Kurtulacağız – Ümmet Olmak
« : Nisan 05, 2023, 07:07:42 ÖÖ »


Becerebilirsek Kurtulacağız – Ümmet Olmak

Yeniden ümmet bilincini tesis etmek zor görünse de yaşanan acı tecrübeler aslında bizi buna mecbur kılıyor değil mi? An itibarıyla mezhebi taassuplarımızı, ulusal çıkarlar adına bencil ve tek dünyalı duygularımızı bir kenara bırakmamız gerekiyor. Geleceğe dönük hesaplarımızı, ulusal çıkarlar ve mezhebi menfaatlerin etkisinden arındırılmış olarak yapabildiğimiz gün, ümmet olmaya dönük ilk adımı attığımız gündür. Ümmet olmayı becerdiğimiz günde rezillikten kurtulduğumuz gün olacaktır Allah’ın izniyle.
 
Hep söylüyoruz yaşadığımız günler zor günler, hem ülke olarak hem de yakın coğrafyamız için zor zamanları yaşıyoruz. Zulüm, ölüm ve kargaşa ortamı, kara bulut gibi çökmüş üstümüze kafamızı kaldıramıyoruz. Bölgemizde kimimizin yuvası başına yıkılmış ölmüş, kimimizin de yuvasında huzur ve güven kalmamış. İşin kötüsü bu kara bulutun dağılacağına dair umudumuzda giderek tükeniyor.

Birkaç gün evveldi, Doğan Cüceloğlu’nun bir sosyal medya paylaşımı ilgimi çekti. Görenleriniz olmuştur muhtemelen, üç beş cümleden ibaret söz konusu bu paylaşım aslında çok şey anlatıyordu!

“Bir arkadaşım göndermiş, vurgu olarak, okumaya, paylaşmaya değer gerçekten. Sabah, müdavimi olduğum sebze halinin karşısındaki amele kahvesine uğradım. Bir masada benimle aynı yaşlarda dört kâğıt hurdacısı vardı, Muhabbet ettik. Halepliymişler, biri Suriye’de Baas partisinin üyelerinden radikal bir solcu, Biri Türkmen milliyetçisi, biri ise Kürt, diğeri ise Arap/Türkmen melezi ve tarikat ehliymiş.

Dediler ki; “Ağabey biz Suriye’de bırak aynı masada oturmayı, aynı caddede bile birbirimize tahammül edemezdik, şimdi vatan elden gitti, aynı çöplüğü karıştırıyoruz”

Nerden nereye değil mi? Çok değil beş altı sene önce hiç birinin aklının ucundan dahi geçmezdi, bütün düzenlerinin alt üst olup, kiminin öleceğini, kimisinin de ölmemek için başka diyarlara göç edeceğini. Evet, İslam dünyası olarak zor zamanlardan geçiyoruz. Bu zorlukları aşmanın tek yolu uyanık olup, bizleri birbirimize düşürmeye çalışan odakların oyunlarını fark etmekten geçiyor. Müslüman halkların yeniden ümmet bilincini kuşanması zor ama zorunluluktur hem de kaçınılmaz bir şekilde.

Aslına bakacak olursak Müslüman halkların(ümmetin) bu perişan hale düşmesinin vebali hepimizin boynunda. Bu günah bize yeterde artar bile.

Maalesef Müslümanlar olarak hepten tükendik, olayları, oyunları okuyamıyor debelenip duruyoruz. Ümmetin (ümmet diye bir şey kaldıysa eğer) bir tarafı bombalanarak ölüyorken diğer tarafı rahatlıktan hissizleşiyorsa bir ‘beden’ olamayışımızdandır. Resullullah hani diyordu ya ‘müminler bir bedenin uzuvları gibidir, bedenin bir yeri ağrırsa diğer tüm uzuvlarıda o acıyı çeker’ işte bugün tamda bu noktadayız. Bizim bir beden olamayışımızdan faydalanıyorlar. Böyle giderse de bunu başaramayalım diye her şeyi yapacaklar. Ümmet olma bilincini kaybettik, zaten çöküşün başlangıcı tamda burası değil mi? Bizi önce parçalara bölüp sonra yok edecekler, plan buydu. İşin kötüsü buna razı oluşumuzdur!

Osmanlının yıkılması da, aslında parçaların daha rahat yutulacağı gerçeğinin gereği değil miydi? Bu parçalama organizasyonundan sonra ortaya çıkan (Türkiye’de dahil) devletcikler hem daha kolay yönetilebilinir hem de gerektiğinde ortadan kaldırılabilinirdi. Masa başında oluşturulan yapmacık sınırlar, tayin edilmiş liderler eliyle ululanıp, ulusal değerler haline getirilirken ümmet bilincinden vazgeçildiğinin ilk adımları atılmaya başlanmış oluyordu. Siyaseten güçsüz, silik görünümlü ülkelerin bu durumları onları her zaman batılı ülkelerle ittifaklar kurarak ayakta kalabileceklerine iman ettirmişti. Ümmet olmak gibi doğal ittifaklardan vazgeçip batılı güçlere kuyruk olmayı tercih edişin bedeli değil midir bugün ödenen.

İşi icabı sürekli İran’a gidip gelen bir kişi, fark ettiği bir şeyi aktarıyorıyor. İran televizyonları, Suriye ve Irak’ta Şii köylerini basan, talan eden, her türlü zulümden kaçınmayan Sünni milislerin marifetlerini(!) çevirip çevirip yayınlanıyormuş. Benzeri marifetleri(!) bizde çeşitli şekillerde Sünni yerleşim yerlerindeki Şii milislerin yaptığını izlemiyor muyuz? Her iki yayını (silahı mı demeliydik) yaptıran asıl güçte aynı gibi geliyor insanın aklına. Yakın tarihte Türkiye’de ki sağ ve sol grupları birbirine kırdıran, aynı silahı bir sağcılara, bir solculara verdiren gücün sahibi ile çok benzeşiyor bu medya operasyonları. Ümmet olmaktan vazgeçip, ulusal çıkarları peşine düşen ülke yöneticilerinin gözden kaçırdığı şey, ümmet olmayı becerebilseydik eğer ulusal çıkarlarımızı da bir şekilde garanti altına alacak olmamızdır. Ortadoğu coğrafyasında Şii’siyle, Sünni’siyle hiç fark etmiyor her ülke/millet ümmet olmaktan vazgeçmiş, yani tuzağa düşmüştür. Yok olmanın arefesini yaşadığımız bugünleri parça parça yaşıyoruz maalesef.

Ülkemizdeki ve diğer Sünni ülkelerdeki hemen herkesin Suriye meselesinde İran’a kızdığı kadar, İran ve diğer tüm Şiiler’de Türkiye’ye kızıyor.

Buradan bakınca İran ve Hizbullah Suriye’yi çözümsüzlüğe sürüklerken, oradan bakınca da Türkiye ve desteklediği muhalif guruplar (Esed’e ve İran’a göre teröristler) aynı kötülüğü yapıyor. Suriye’de yaşanan zulüm ve katliam konusunda Sünniler ne kadar suçluysa, Şiilerde o kadar suçludur. Kan ve gözyaşı Müslüman ülkelerin özelliklede bu ülkelerdeki yöneticilerin ortak vebalidir. Suriye meselesine insanlık/ümmet/adalet adına değil de ulusal çıkarlar adına müdahil olan akıldan başkaca ne beklenebilinirdi ki. Ha bu arada bireysel akıl ile devlet aklı aynı işlemiyordu değil mi, unutmuşum!

İran’da, kamuoyundan gelebilecek Suriye’ye neden müdahil olduk sorusuna en öneli cevaplarından birisi hz. Zeyneb’in kabrinin Sünnilerce tarumar edildiği, bölgedeki ‘’ehli-beytin mukaddes hatırasına’’ sahip çıkmak gerektiği dillendirilirken, Sünni ülkelerde de bunun muadili malzeme her zaman üretilir. Ya da Türkiye’de olduğu gibi terör ve sınır güvenliği öncüllenir. ‘’Biz Hindu ve Müslümanlar ne zaman İngilizleri karşı birlik olsak, bir ‘ineği’ kesip Hindu mahallesinin girişine atıyorlardı. Sonra halk birbirini boğazlıyordu.’’(Mahatma Gandhi ) Yaşadığımız coğrafya için ne kadar da tanıdık geliyor değimli bu gibi kurgular. Ama ne hikmetse her zaman prim yapan, müşterisi olan, işe yarar bir metot.

Dün Afganistan bugün Suriye, Irak hatta Türkiye kandan, kaostan beslenenler için hedef topraklar oldu. Yaşadığımız bu coğrafya daha birçok savaşa, kaosa gebe. Bu gidişe dur deme ihtimalimiz ancak ve ancak ümmet olmayı becerebilmemizle alakalıdır. Yapay ve salt menfaat üzere oluşturulmuş ittifaklardan medet ummanın bir fayda sağlamayacağı görülmüştür her halde. Yeniden ümmet bilicini tesis etmek zor görünse de yaşanan acı tecrübeler aslında bizi buna mecbur kılıyor değil mi? An itibarıyla mezhebi taassuplarımızı, ulusal çıkarlar adına bencil ve tek dünyalı duygularımızı bir kenara bırakmamız gerekiyor. Geleceğe dönük hesaplarımızı, ulusal çıkarlar ve mezhebi menfaatlerin etkisinden arındırılmış olarak yapabildiğimiz gün, ümmet olmaya dönük ilk adımı attığımız gündür. Ümmet olmayı becerdiğimiz günde rezillikten  kurtulduğumuz gün olacaktır Allah’ın izniyle.

RADYO  FANİDUNYA FM
Yükleme linklerini görebilmek için üye olmanız gerekmektedir. Üye Ol veya Giriş Yap

 


* BENZER KONULAR

Allah’ı Ne Kadar Seviyoruz Gönderen: anadolu
[Dün, 08:40:07 ÖS]


Böyle Sevdik Gönderen: anadolu
[Dün, 08:35:30 ÖS]


Dostluk Üzerine Gönderen: anadolu
[Dün, 08:27:16 ÖS]


Sevmek-Sevilmek Gönderen: anadolu
[Dün, 08:21:12 ÖS]


Sermayemiz takvamız olsun Gönderen: anadolu
[Dün, 08:14:00 ÖS]


Bize De Dua Yâ Rasulallah (S.A.V) Gönderen: anadolu
[Dün, 08:09:36 ÖS]


Çoban Deyip Geçmeyelim 2 Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 08:04:55 ÖÖ]


Çoban Deyip Geçmeyelim 1 Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:57:14 ÖÖ]


Yabancılaşmadan Değişmek ve Gelişmek Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:44:43 ÖÖ]


Suriye Olaylarının Perde Arkasında Neler Var 8 Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:34:29 ÖÖ]


O insanı Yetiştiremezsek 1 Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:25:16 ÖÖ]


Mutluluğun Sırrı Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:12:56 ÖÖ]


Murada Ermek İçin Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:07:00 ÖÖ]


Bize Kalana Bakın Siz Gönderen: gurbetciyim
[Aralık 21, 2024, 06:02:09 ÖS]


Âlemler O’na Hayran Gönderen: gurbetciyim
[Aralık 21, 2024, 05:34:39 ÖS]


Dünya Nedir Gönderen: gurbetciyim
[Aralık 21, 2024, 05:25:53 ÖS]


Gönül Allah (CC) 'ta Gönderen: gurbetciyim
[Aralık 21, 2024, 05:22:44 ÖS]


İmani olgunluğun sırrı - Teslimiyet Gönderen: gurbetciyim
[Aralık 21, 2024, 05:15:04 ÖS]


İnsanın Manevi Yapısı (Ruh, Kalb, Akıl ve Nefs) İle İlgili Meseleler Gönderen: gurbetciyim
[Aralık 21, 2024, 05:06:24 ÖS]


Esat Kabaklı - Sürgün - 320 KBPS Gönderen: fanidunya NET
[Aralık 21, 2024, 04:50:26 ÖS]