* FANİ DUNYA FORUM HABERLER


Gönderen Konu: Helal Kazanç  (Okunma sayısı 1197 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı KOYLU

  • *****
  • İleti: 2314
Helal Kazanç
« : Eylül 10, 2019, 08:47:45 ÖÖ »
Helal Kazanç

   Bütün ibadetlerin kabul olması helal lokmaya bağlıdır. Rasulullah (A.S.) Efendimiz: “Allah temizdir; ancak temiz olanları kabul eder, semaya ancak salih amel yükselir.” (Müslim, Tirmizî) buyurmuştur. Bunun için yediğimiz gıdanın helal olması gerektiği gibi, verdiğimiz zekat, hayır ve sadakanın da helal ve temiz maldan olması gerekmektedir.
   
   Malını ve rızkını helalinden kazanmak her müslümana farzdır. Bunun için, meşgul olduğu mesleğe ve işe haram karıştırmamak da farzdır. Hepsinden evvel, bir işe veya ticarete girecek bir mü’minin, o iş ve ticaretle ilgili dini hükümleri öğrenmesi farzdır. Bu öyle bir mühim konudur ki, haram mal, her türlü ibadeti etkilemektedir. Öyle ki, midesinde haram gıda, üzerinde haram eşya bulunan bir insanın kıldığı namaz, yaptığı zikir, gittiği hac, verdiği sadaka ve duası hiç bir fayda vermeyecektir. Bu konunun önemini Hz. Rasulullah (A.S.) şöyle belirtmiştir:

   “Helali aramak, her müslümana farzdır.” (Tabaranî, Beyhakî)

    Hz. Ömer (R.A.) kendi zamanında esnaf arasında şu talimatı yayınlamıştır:

   “Bu çarşı ve pazarımızda, ancak (alış verişle ilgili) dini hükümleri iyi bilen kimse ticaret yapsın. Aksi taktirde, isteyerek yahut istemeyerek faiz yer, harama girer.” (el-Mekkî)

   Hadis-i şerifte: “Haramla beslenen bir vücud, Cennet’e değil, Cehennem’e daha layıktır.” buyurulmuştur. (Hakim, Ahmed)

   Helali arama konusunda peygamberler ile ümmetleri aynı derecede sorumlu tutulmuştur. Efendimiz (A.S.) bu durumu şöyle beyan buyurmuştur:

   “Ey insanlar! Şüphesiz Allah temizdir, ancak temiz olanı kabul eder. Allahu Tealâ, bu konuda Peygamberlerine emrettiklerini mü’minlere de emretmiştir. Peygamberlerine ‘Ey Rasüllerim! Yiyeceklerin temiz olanlarından yiyin ve salih amel işleyin; şüphesiz ben, bütün yaptıklarınızdan haberdarım.’ (Mü’minûn/51) buyurmuştur. Aynı şekilde mü’minlere de:
   ‘Ey iman edenler! Size rızık olarak verdiklerimizin temiz olanlarından yiyin ve Allah’a şükredin.’ (Bakara/172) emrini vermiştir.

   Sizden birisi (hac, cihad veya ilim için) yorucu uzunca bir sefere çıkar. Saçı başı toz toprak içinde ellerini semaya kaldırıp: ya Rabbi, ya Rabbi diye dua eder. Halbuki onun yediği haram, içtiği haram, giydiği haram, gıdası haramdır. Bu şekilde duası nasıl kabul edilsin!” (Müslim, Tirmizi)

   “Bir kul, haramdan mal kazanıp ondan sadaka verse, sadakası kabul olmaz. Ondan (kendisine ve çoluk çocuğuna) infak etse bereketini görmez, arkadan gelenlere miras bıraksa, bu onun ancak azabını artırır. Şüphesiz Allahu Tealâ kötülükle kötülüğü temizlemez; kötülüğü ancak iyilikle temizler. Hiç şüphesiz pis olan bir şey, pis olan diğer şeyi temizlemez.” (Ahmed)

   En hayırlı ve tatlı kazanç, insanın el emeği, göz nuru, alın teri ile kazandığı rızıktır. Efendimiz (A.S.):

   “Hiç kimse, elinin kazandığından daha hayırlı ve tatlı bir yiyecek yememiştir. Allah’ın peygamberi Davud da (A.S.) bizzat çalışarak elinin emeğini yerdi.” (Buhari) buyurmuştur.

   Sıhhati yerinde olan ve gücü yeten müminlerin işe ve hizmete talip olmaları gerekir. Hz. Yusuf Aleyhisselam gibi, ehil ve emin olduğu bir işe el atmalıdır. Dünya ve para ancak müminin elinde güzeldir. Efendimiz (A.S.), güvenilir ve doğru sözlü tüccarın, kıyamet günü peygamberler, sıddıklar ve şehidlerle birlikte haşr olacağını müjdelemiştir. (Tirmizi)

   En emniyetlisi, şüpheli şeylerden kaçınmaktır. Buna vera ve takva denir. Çünkü, helal ve haram bellidir. Şüpheden sakınan insan dinini, şerefini, edebini korumuş olur. Devamlı helal yiyen ve şüphelilerden çekinen müminin duası kabul edilir. Zikri tatlı, ibadeti huzurlu, feraseti keskin, doğruya isabeti kesin olur. Rüyası salih, ilhamı sahih olur. Kalbi yumuşar, ibret alması kolaylaşır.

   Büyükler buna çok dikkat ederlerdi. Ebu Bekir Sıddık Efendimizin bir kölesi vardı. Ona yiyecek getirirdi. Bir gün yine yiyecek getirdi, Ebu Bekir (R.A.) yedi. Köle, getirdiği yiyeceğin bir kehanet parası ile alındığını söyledi. Sıddık-ı Ekber, hemen parmağını boğazına dayadı ve istifra ederek midesinde ne varsa boşalttı. Kendisini öyle zorladı kı, neredeyse boğulacak gibi oldu. Sonra, “Allahım ben elimden geleni yaptım, midemde kalıp damarlarına karışan kısmından da sana sığınırım” dedi.

   Büyük ariflerden İbrahim b. Ethem (K.S.): “Kemale erenler, ancak midelerine gireni kontrol etmekle kemale erdiler.” demiştir.

   Tezkiretü’l-Evliya kitabında nakledilir ki: İbrahim b. Ethem’e bir gençten bahsettiler. Onun gece gündüz ibadet ve taat içinde olduğunu, sık sık vecde gelip kendinden geçtiğini söylediler. O da bu genci merak eti, yanına gitti, üç gün misafiri oldu. Genci anlatılanların çok daha ötesinde bir halde gördü. Gençteki halin şeytandan mı yoksa Haktan mı olduğunu anlamak istedi. Onun yediğine baktı, lokmaları helalden değildi. “Allahu Ekber, bu haller hep şeytandan kaynaklanıyor” deyip, genci evine davet etti. Ona kendi temiz ve helal yiyeceklerinden yedirdi. Gencin hali değişti, o cezbe halleri gitti, gayreti kalmadı. Genç bu hale şaşırdı. İbrahim b. Ethem’e: “Sen bana ne yaptın?” diye sordu. Hazret:
   “Senin yediklerin helal değildi. Yediklerinle birlikte şeytan da midene giriyordu. Üzerindeki haller şeytandan kaynaklanıyordu. Helal yiyince, içine şeytan giremedi. Asıl ve doğru halin şimdi ortaya çıktı.” dedi.

   Haram yemek kalbi karartır ve hasta eder. Büyük veli Zunnun-i Mısrî (K.S.) demiştir ki: “Kalbin kararmasının dört alameti vardır:

   İbadetin tadını duymaz.

   Gördüklerinden ibret almaz.

   Allah korkusu hatırına gelmez.

   Okuduklarını ve öğrendiklerini alamaz.”

   Bunun için dinimiz, kazanca dikkat etmeyi temel farzlardan birisi saymıştır. İslamın bir şartı da helalinden yemek ve giyinmektir. Yediğine ve içtiğine dikkat etmeyen kimse, gerçek mümin olamaz. O gevşek ve laubali birisidir. Kazandıkları da kayıp hanesine yazılır.

 


* BENZER KONULAR

Rahîm Ve Rahmân Gönderen: türkiyem
[Bugün, 11:28:55 ÖÖ]


Davranışlarımız Kaydediliyor Gönderen: türkiyem
[Bugün, 11:22:46 ÖÖ]


Biliniz Cesedin Öyle Bir Et Parcası Vardır Ki Gönderen: türkiyem
[Bugün, 11:18:08 ÖÖ]


Melek Girmeyen Evler Gönderen: türkiyem
[Bugün, 11:04:30 ÖÖ]


Doğru Çalışma Methodu Gönderen: türkiyem
[Bugün, 10:59:59 ÖÖ]


Başınızı Çevirip Gitmeyin Gönderen: türkiyem
[Bugün, 10:39:23 ÖÖ]


Ozan Birgül 320 kbps - 2 kısım Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 09:15:33 ÖÖ]


Ozan Birgül - İlahiler 320 kbps Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 09:04:09 ÖÖ]


Dualarımız Neden Kabul Olmuyor Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 08:10:43 ÖÖ]


Birlikte Hizmet Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:59:59 ÖÖ]


Gizli Halleri Açık Hallerinden Daha Hayırlı Adamlara İhtiyacımız Var Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:40:31 ÖÖ]


Mücahitler Kazandığınızı Kaybetmeyiniz Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:32:32 ÖÖ]


İnsanlardan Övgü Beklemek Ateşle Oynamak Gibidir Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:24:29 ÖÖ]


Zamanın Kıymetini Bilmek Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:17:13 ÖÖ]


Allah’ı Ne Kadar Seviyoruz Gönderen: anadolu
[Dün, 08:40:07 ÖS]


Böyle Sevdik Gönderen: anadolu
[Dün, 08:35:30 ÖS]


Dostluk Üzerine Gönderen: anadolu
[Dün, 08:27:16 ÖS]


Sevmek-Sevilmek Gönderen: anadolu
[Dün, 08:21:12 ÖS]


Sermayemiz takvamız olsun Gönderen: anadolu
[Dün, 08:14:00 ÖS]


Bize De Dua Yâ Rasulallah (S.A.V) Gönderen: anadolu
[Dün, 08:09:36 ÖS]