www.FaniDunya.Net |HUZURUN, DOSTLUGUN, KARDEŞLİGİN EN GENİŞ PAYLAŞIMIN TARAFSIZ, KALİTELİ, DEVAMLI HİZMETİN ADRESİ

FANİDUNYA NET iSLAMİ YAŞAM HAYAT TOLUM VE AİLE => İSLAMİ YAŞAM HAYAT TOLUM VE AİLE => Mutlulık Yolu İslam => Konuyu başlatan: fanidunya NET - Nisan 09, 2025, 09:01:27 ÖÖ

Başlık: Kötülüğü İyilikle Savmak
Gönderen: fanidunya NET - Nisan 09, 2025, 09:01:27 ÖÖ
(http://www.fanidunya.net/resimler/besmele.png)

Kötülüğü İyilikle Savmak

Payla؛tıkça çoğalan nimet: İyilik

İyilik ve kِtülük mücadelesi, insanlık tarihi kadar eskidir. İlk insan Hz. آdem’den bu yana süregelen bu mücadele, kıyamete kadar devam edecektir. Allah, toplumları kِtülüklerden uzakla؛tırıp iyiliğe yِnlendirmek için peygamberler gِndermi؛ ve bu peygamberler aracılığıyla insanlara kِtülüğü ortadan kaldırmanın yِntemlerini ِğretmi؛tir. Bu yِntemlerden biri de “kِtülüğü iyilikle ortadan kaldırma” ilkesidir. Bu ilke, kِtülüklerin bula؛ıcı ِzelliğini ortadan kaldırmaya yِnelik ilahi bir tedbir niteliği ta؛ımaktadır.

İyilik sadece bir garibe yardım etmek, bir yoksulu yedirmek ya da bir hayır yapmakla sınırlandırılamayacak kadar geni؛ bir kavramdır. İnsanlık tarihiyle ya؛ıt olan bu kavramın ِzünde, gِrsellikten ziyade bir ya؛am tarzı, tüm varlıkların huzur ve uyum içerisinde ya؛ayabileceği bir hayat standardı olu؛turmak vardır. İnsan fıtratına en uygun davranı؛lardan biri olan iyilik; toplumsal barı؛ı sağlayan, payla؛ım duygusunu güçlendiren, insanı ِtekinin derdiyle hemhâl olmaya yِnelten bir erdemdir.

İyilik, bolluk zamanlarında olduğu gibi darlık zamanlarında da maddi ve manevi bütün imkânları payla؛abilmektir. İyilik, aynı zamanda empati yapabilmektir. İyilik, payla؛ımlarımızda muhataplarımıza üstenci bir bakı؛la ya da sadece bir acıma duygusuyla değil, aynı gِz ve yürek hizasından bakarak yapılması gereken bir değerdir.

İlahi ilke: Kِtülüğü iyilikle ortadan kaldırmak

Kur’an’ın hedeflerinden birisi de insanlar arasındaki ili؛kilerin iyilik esasına dayalı olduğu bir toplum in؛a etmektir. Her alanda iyiliğin çe؛itlerini artırmaktır. Bu sebeple Kur’an-ı Kerim insanlığa, ِnce iyiliğin ve kِtülüğün ne olduğunu anlatmı؛, iyilik kavramının merkezine Allah’a, ahiret gününe, meleklere, kitaplara ve peygamberlere imanı yerle؛tirmi؛ (Bakara, 2/177.) sonra da kِtülüğün nasıl ortadan kaldırılacağına ve iyiliğin yaygınla؛tırılacağına dair prensipler ortaya koymu؛tur. (Nahl, 16/90; آl-i İmran, 3/104; Hud, 11/114; Bakara, 2/44.)

İslam, kِtülüğe kar؛ı iyilikle mukabelede bulunmayı ahlaki bir ilke olarak tavsiye eder. Kِtü ile değil, kِtülükle mücadele ederek ِtekinin de iyiliğini ister. Bu bağlamda Yüce Allah, kِtülükler kar؛ısında iyiliği elden bırakmamayı, “kِtülüğü iyilikle savmayı” (Kasas, 28/54.) ahlaki bir ilke olarak “iyiliklerin kِtülükleri gidereceğini” (Hud, 11/114.), “iyilikle kِtülüğün asla bir olmayacağını” (Fussilet, 41/34.) hatırlatarak iyilik kar؛ısında en azılı dü؛manların bile bu güzel, yapıcı yakla؛ımın tesiriyle samimi bir dost/arkada؛ olabileceğini vurgular. Bِylece, kِtülük yapanın yaptığı kِtülükten utanıp çekineceği, olumsuz davranı؛ından vazgeçeceği umulur.

Dü؛manı bile samimi bir dosta çevirmek, gِnüllere hitap etmekten, onlara iyilik yapmaktan geçer. Kur’an’a gِre ِncelikli amaç, kِtülük yapan bir kimseyi yeniden kazanabilmektir. Kur’an, “Kِtülüğü iyi ile savma” yِntemini benimser. اünkü her insanın hayatında iyilik kِtülükten daha üstün bir yere sahiptir. Bu yüzden iyilik, insanı iyile؛tirir, yapanı mutlu eder. Yuvaları huzurlu kılar. İ؛leri kolayla؛tırır; kin, nefret ve dü؛manlığı giderir. Hz. Yusuf’un karde؛lerine, “Bugün size kınama yoktur.” (Yusuf, 12/92.) buyurduğu gibi Mekke’nin fethinde Hz. Peygamber (s.a.s), yıllarca kendisine i؛kence eden, hatta ِldürmek için komplo kuran insanlara, “Bugün size kınama yoktur. Gidiniz, serbestsiniz!” buyurarak (İbnu’l-Esîr el-Cezâirî, el-Kâmil-fi’t-Târîh, Matbaatü’l-Müniriyye, c.2, s.170.) tüm insanlığa ِrnek olacak bir tavır gِstermi؛tir.

Hz. Peygamber (s.a.s.), kِtülüğe iyilikle kar؛ılık vermenin nefse ağır geldiğine, ama aynı zamanda yüksek bir ahlaki hedef olduğuna da i؛aret etmi؛, kِtülüğe iyilikle kar؛ılık vermenin dü؛manlıkları sıcak dostluklara çevireceğine i؛aret etmi؛tir. Bu ilke, ideal bir Müslüman olmanın ve sağlıklı bir toplum ili؛kisi kurmanın temel esaslarından biridir.

Kِtülüğü iyilikle ortadan kaldırmanın sınırları

Kِtülüğe iyilikle kar؛ılık vermek Müslümanın ؛iârıdır. Ancak her kِtülüğün iyilikle kar؛ılanması mümkün değildir. Zira Kur’an’ın bakı؛ açısı ve Hz. Peygamber’in (s.a.s.) uygulamaları bize gِstermektedir ki kِtülüğe iyilikle kar؛ılık vermek ilkesi bireysel hak ihlalleriyle sınırlıdır. Bu ilke, kamu haklarını, dinin temel değerlerini tehdit eden kِtülükleri, Allah ve Resulü’nün koyduğu ilkelere kar؛ı dü؛manca tavrı, toplumun huzur, güven ve barı؛ına zarar veren davranı؛ları kapsamaz. (Ali Bardakoğlu, “E؛kıya”, TDV İslam Ansiklopedisi, c.11, s.463-466; c.4, s.499.)

Payla؛manın ve iyiliğin dِnü؛türücü gücü

İslam dini payla؛mayı ve iyilik yapmayı sadece bir erdem değil, aynı zamanda bir ibadet olarak gِrür. Kur’an-ı Kerim’de, iyiliğin ve payla؛manın en küçük bir davranı؛la bile Allah katında değer gِrdüğü ifade edilir: “Kim zerre miktarı hayır yapmı؛sa onu gِrür.” (Zilzal, 99/7.) Küçük de olsa payla؛ılan her iyilik değerlidir. İnsanın eliyle, diliyle, malıyla, ilmiyle, mesleğiyle yapabileceği nice iyilik vardır ki Allah, o iyilikler sayesinde insanlığa rahmet eder.

Mümin için payla؛ma ve iyilik, bir hayat tarzıdır. Hz. Peygamber’in (s.a.s.) ifadesiyle, “Mümin, bir iyilik yaptığında sevinen, bir kِtülük yaptığında ise üzülen kimsedir.” (İbn Hanbel, Müsned, 4/399.) İyilik, insanın bu hayattaki en ِnemli kazancı, en değerli mirasıdır. Muaz b. Cebel’den rivayet edildiğine gِre Hz. Peygamber (s.a.s.) ؛ِyle buyurmu؛tur: “Nerede olursan ol, Allah’tan kork. Kِtülüğün hemen arkasından iyilik yap ki o kِtülüğü silip süpürsün. İnsanlara da ahlaka uygun biçimde davran!” (Tirmizi, Birr, 55.) Bu hadis bizlere, iyiliğin kِtülük üzerindeki dِnü؛türücü gücünü vurgulayan ِnemli bir ِğretidir. Aynı zamanda bu hadis, insanın hata yapabileceğini, ancak yaptığı kِtülüğü de telafi edebileceğini, kِtülük i؛leyen bir ki؛inin, iyilik yaparak Allah’ın affına ve rahmetine ula؛abileceğini, bِylece manen temizlenebileceğini hatırlatır. İyiliğin, toplumsal barı؛ın anahtarı olduğunu ve kِtülüğün dِngüsünü kıracağını anlatır.

İslam’ın payla؛ma ve iyilik anlayı؛ı, sadece maddi yardımlarla sınırlı değildir. Güler yüz gِstermek, güzel sِz sِylemek, selam vermek, hâl hatır sormak, bir çocuğa sevgi, bir ya؛lıya saygı gِstermek, tüm canlılara merhamet etmek, ba؛kaları için hayır duada bulunmak gibi sِz ve davranı؛lar da iyilik kapsamındadır. Payla؛mak ve iyilik yapmak için büyük imkânlara sahip olmak ؛art değildir. Her ؛eyin mükemmelini yapacağım diye küçük payla؛ımları ve iyilikleri gِz ardı etmemek gerekir. Küçük payla؛ımlar ve iyilikler ısrarla yapıldıkça nice kِtülüklerin ِnüne geçecek, büyük dِnü؛ümlere sebep olacaktır. Sevginin, bilginin, ilim ve hikmetin nebevi ilke ve yِntemlerle payla؛ılması toplumun dِnü؛türülmesinde ِnemli bir etkendir.

Küçük bir tebessümle nice kalpler yumu؛ayacak, nice gِnüller huzur bulacaktır. Tatlı bir sِz nice iyiliklerin ve güzelliklerin ilk adımı olacaktır.
Payla؛tıkça bereketlenen ay: Ramazan

Ramazan ayı, hatalarımızdan ve günahlarımızdan arınmak, eksik kalan ibadetlerimizi yapmak, kulluk bilincimizi tazelemek iyiliği, sevgiyi, merhameti, duayı, hayrımızı ve zekâtımızı payla؛mak için ِnemli zaman dilimidir. Merhum Muhammed İkbal’in ifadesiyle kendisini dünyanın gidi؛atından sorumlu gِren Müslümanlar için her alanda bir payla؛ma ve yenilenme ayıdır.

Ramazan, payla؛mak ve iyiliğe dair umutlarımızı ye؛ertebilmek için ümmet bilinciyle daha çok çaba gِstereceğimiz bir ay olmalıdır. Zira bu ay, Peygamberimizin (s.a.s.) her alanda payla؛mayı ve iyilikleri artırdığı bir aydır. Onun yaptıkları, bizlere sadece ibadet hayatımızla ilgili değil aynı zamanda toplumsal duyarlılık ve payla؛ma açısından da yol gِstermektedir. Ramazan ayını, Hz. Peygamber gibi cِmertlikle, merhametle ve iyilikle değerlendirmek, İslami değerlerle yenilenmek bu mübarek ayın ruhuna uygun bir davranı؛ olacaktır. Unutulmamalıdır ki payla؛ma ve iyilik iyile؛tirir, sadece yapanı değil, yapılanı da güzelle؛tirir ve yüceltir. Nitekim Hz. Peygamber (s.a.s) iyiliği çe؛itlendirerek, “Her iyiliğin bir sadaka olduğunu…” (Buhari, Edep, 33.); “Allah’a ve ahiret gününe iman eden kimsenin kom؛usuna iyilik etmesi gerektiğini…” (Müslim, İman, 77.);

“Karde؛inin ihtiyacını giderenin ihtiyacını da Allah’ın gidereceğini…” (Müslim, Birr, 58.) müjdelemi؛, müminin her zaman ve her yerde iyilik yapması gerektiğini haber vermi؛tir.

Ramazan, payla؛mayı ve iyiliği sadece maddi infaka indirgemeden, ilim, fikir, bilgi, güler yüz, tatlı dil gibi bütün çe؛itleriyle âdeta yeniden bir iyilik hareketi ba؛latma ayıdır. Ramazan, mazlumlara umut olma, yetim ve kimsesizlere kol kanat germe, maddi ve manevi imkânlarımızı payla؛ma, sorumluluklarımızı daha da ileriye ta؛ıma ayıdır. Peygamberimiz (s.a.s.), bu mübarek ayda ِzellikle ihtiyaç sahiplerine, yetimlere, kimsesizlere, ya؛lılara, mazlumlara yardım ederek toplumsal dayanı؛mayı güçlendirmi؛tir.

O hâlde bizler de bu ayda, payla؛ma ve iyilik hikâyelerimizi çoğaltmalıyız. İyilik sayesinde bizimle ba؛kaları arasında güçlü kِöprüler kurmalıyız.

İyiliklerimizi artırarak dünyanın dِnü؛ümüne katkı sağlamalıyız. İyilik gِrdüğümüz her yerde onu besleyip büyütmeliyiz. Kِtülük gِrdüğümüz yerde ise onu ِnce elimizle, dilimizle düzeltme yoluna gitmeliyiz. Bunu da yapamıyorsak en azından kalbimizle buğzetmeliyiz. ( Müslim, İman, 78.)

İnsanların kalabalıklar içerisinde yalnızla؛tığı, daha çok konfor pe؛inde ko؛tuğu, a؛ırı tüketimin esiri olduğu, bencilliğe yِneldiği bِyle bir dِnemde, Allah’ın bize emanet olarak verdiği nimetleri ihtiyaç sahipleriyle payla؛mamız gerekir. (Hadid, 57/7; Bakara, 2/267.) Bu ayda, ihtiyaç sahiplerinin hakkı olan (Zariyat, 51/19.), insanın nefsini ve malını temizleyen (Tevbe, 9/103.) zekâtlarımızı da eksiksiz vermemiz gerekir. Zira payla؛ma asla malı eksiltmez. Tam aksine bereketlendirir. Payla؛tığımız malın yerine Allah ba؛kasını verir. (Sebe, 34/39.)

Sevdiğimiz mallardan Allah yolunda infak edip payla؛acağız ki iyiliğe ula؛abilelim. (آl-i İmran, 3/92.) Payla؛tıklarımızı Allah için payla؛acağız ki O’nun rızasını elde edebilelim. (İnsan, 76/9.) İyiliğin her çe؛idini payla؛ıp toplumda yaygınla؛tıracağız ki hayırlı bir ümmet olabilelim. (آl-i İmran, 3/110.) Ne kadar ya؛ayacağımızın garantisinin olmadığı bu dünyada, payla؛tıkça malımız artacak, ِmrümüz bereketlenecek, mazlumların yüzü gülecek, yuvalarımız huzur bulacaktır.

Sonuç olarak; “Payla؛mak ve iyilik”, sadece kendimizin ve ülkemizin değil, bütün dünyanın ihtiyaç duyduğu, ِzlemini çektiği değerlerdir. Payla؛ma ayı olan ramazanda insani ili؛kilerde kِtülükleri iyilikle savmanın nebevi bir metot, ilahi bir emir olduğu bilinci ile iyiliği gِrdüğümüz yerde besleyip kِtülüğü gِrdüğümüz yerde ortadan kaldıracağız. Kapımızı kom؛ularımıza, yüreğimizi tüm karde؛lerimize açacağız. Kalplerimizi iyilikle bulu؛turup unutulmayacak iyilik hikâyeleri yazacağız. Mazlumların umudunu kaybettiği dünyayı iyiliklerimizle deği؛tireceğiz. Payla؛tıkça, iyilik yaptıkça huzurlu olacağız; iyilik bizimle hayat bulacak, biz de iyilikle ya؛ayacağız. İyilik tohumlarını küçük ya؛ta çocuklarımızın kalbine ekerek iyilik hareketleri için en büyük mirası bırakacağız. Ailelerimizi iyiliğin merkezi hâline getireceğiz ve iyiliğe aileden ba؛layacağız. İbadetlerimizle arınıp iyiliklerimizle gِnüllere dokunacağız, iyilik hareketlerimizi güçlendireceğiz. Bir lokma ekmek, bir güler yüz ve bir tatlı sِzle de olsa iyiliği ve payla؛mayı toplumun her zaman gündeminde tutacağız. Bilgimizi, hizmetimizi, emeğimizi, yemeğimizi, sevgimizi, hüznümüzü payla؛arak bir farkındalık olu؛turacağız. Hülasa, hayatımızı ve dünyayı iyilikle dِnü؛türüp payla؛mayla güçlendireceğiz; bu ramazan ve her zaman…

İNTERNET RADYOMUZ 24 SAAT YAYINDADIR.
www.fanidunya.net