Adab’ı Muhaşaret Nedir
Birlikte yaşayan insanların uyması gereken ve ‘yazılı olmayan’ bu kurallar toplumun olmazsa olmazlarıdır.
“Adâb-ı muâşeret” denilen bu nezaket ölçüleri, birlikte yaşama ve güzel geçinmenin de temelini oluşturur. Öyle ki evden okula, toplu taşıma araçlarından bütün ortak kullanım alanlarına kadar her yerde varlığını/yokluğunu iyiden iyiye hissettirir.
Günümüzde Müslüman estetiğiyle, nezaketi-nefasetiyle bağdaşmayan, hatta insan onurunu zedeleyen kıyıcı ve kırıcı davranışlar ne yazık ki sıkça görülmektedir. Yüksek sesle “Edep ya hu” diyerek ve altını kalın çizgilerle çizerek sosyal hayatımızın vaz geçilmez Adab-ı Muaşeret kurallarını hatırlayalım:
Önce Selam Sonra Kelam:
Biriyle karşılaştığımız zaman, öncelikle selâm veririz:
“Size bir selâm verildiği zaman, siz de ondan daha güzel bir selamla karşılık verin veya benzeri bir selâmla karşılık verin. Şüphesiz Allah, her şeyin hesabını gereği gibi yapandır” (Nisâ 4/ 86).
Görgü kurallarına uymakla insanlara saygı gösterildiği unutulmamalıdır. Aynı zamanda onların duygu ve düşüncelerine önem verdiğimiz mesajını da göndermiş oluruz.
Genel görgü kurallarına uyma zorunluluğu yoktur. Hukuken suç sayılmaz; ancak toplum, genel görgü kurallarına uymayanlara cahil, bencil, kaba, saygısız vs. sıfatlarla tanımlar ve kınar. Uyanları ise terbiyeli, saygılı ve nazik şeklinde vasıflandırır.
İslam’da toplum fertlerinin birbiriyle olan ilişkilerini ‘olumlu yönde sonuç verecek’ tarzda düzenleyen en önemli temel kaynak Kuran-ı Kerim ve sevgili peygamberimizin uygulamalarıdır.
Bizi bizden daha iyi tanıyan/bilen ve bizlere şah damarımızdan daha yakın olan Yüce Allah, dünyada rahat, huzurlu ve mutlu, ahirette ise kendisinden memnun olacağımız bir hayat geçirmemiz için günlük yaşantımızın şekillenmesinde, ahlaki özelliklerimizi olgunlaştırmamızda, sosyal yaşantımızı hak ve hukuk çizgisinde yürütmemizde bizlere rehberlik edecek şaşmaz prensipler göndermiştir. İşte Adab-ı Muaşeret kuralları konu edinen ayetlerden bazıları:
Öfkeyi Dizginlemek ve Affedici Olabilmek
“Sen affetmeyi ve müsamahayı esas al, cahillerden yüz çevir. İyiyi ve güzeli emret, cahillerden yüz çevir” (Araf,7//199).
Yürüyüş ve Konuşma Adabı
“Küçümseyerek surat asıp insanlardan yüz çevirme ve yeryüzünde böbürlenerek yürüme! Çünkü Allah büyüklük taslayıp böbürlenenleri sevmez. Yürüyüşünde mütevazı ol, orta bir yol tut, sesini de yükseltme! Unutma ki seslerin en çirkin olanı eşeğin anırmasıdır." (Lokman, 31/18-19)
“Ey inananlar! Allah’ın emirlerine uygun yaşayın ve her zaman doğruyu konuşun, doğru söz söyleyin ki, Allah işlerinizi düzeltsin (değerli ılsın) ve günahlarınızı bağışlasın. Kim Allah’a ve Resulüne itaat ederse, muhakkak büyük bir başarıya ulaşmıştır.” (Ahzab, 33/71)
Yeme Ve İçme Adabı
“Ey iman edenler! Size verdiğimiz rızıkların temiz olanlarından yiyin ve eğer sadece O’na kulluk ediyorsanız Allah’a şükredin. siz ancak Allah’a kulluk ediyorsanız, size verdiğimiz rızıkların iyi ve temizlerinden yiyin ve Allah’a şükredin. Şüphesiz, Allah çok bağışlayandır, çok merhamet edendir.” (Bakara,2/172-173)
Alay Etmemek
“Ey müminler! Bir topluluk diğer bir toplulukla alay etmesin. almasın. Belki de onlar, kendilerinden daha iyidirler. Kadınlar da diğer kadınları alaya almasınlar. Belki onlar kendilerinden daha iyidirler. Birbirinizi ayıplamayın, birbirinizi kötü lakaplarla çağırmayın. İnandıktan sonra (kişinin) adının kötüye çıkması, fâsık damgası yemesi ne kötü bir şeydir. Kim tevbe etmezse işte onlar zalimlerdir.” (Hucurat, 49/11)
İyilikte Bulunmak
“Bunlar; Allah'a ve ahiret gününe inanırlar; iyiliği emreder, kötülükten menederler; hayırlı işlere koşuşurlar. İşte bunlar iyi insanlardandır.” (Al-i İmran, 3/114)
Aile Hayatında Adab-ı Muaşeret Kuralları
“Allah’a kulluk edin ve O’na hiçbir şeyi denk tutmayın. Ana babaya, akrabaya, yetimlere, yoksullara, yakın komşuya, uzak komşuya, yakın arkadaşa, yolcuya, elinizin altındakilere iyilik edin. Şüphesiz, Allah kibirlenen ve övünen kimseleri sevmez.” (Nisa, 4/36)
Kendi Evinin Dışındaki Evlere İzin Almadan Girmemek
“Ey iman edenler, evlerinizden başka evlere, yakınlık kurup (izin almadan) ve (ev halkına) selam vermeden girmeyin. (Bu konuda hassasiyet göstermeniz) sizin için daha hayırlıdır; umulur ki öğüt alıp düşünürsünüz. Eğer orada kimseyi bulamazsanız, size izin verilinceye kadar artık oraya girmeyin ve eğer "Dönün" denirse, siz de dönün, bu sizin için daha temizdir. Allah yaptıklarınızı bilendir. İçinde oturulmayan ve sizin için bir meta (yarar) bulunan evlere girmenizde bir sakınca yoktur. Allah, açığa vurduklarınızı da, sakladıklarınızı da bilir.” (Nur 24/27-29)
Yetimleri Korumak, Kimsesizlere ve Muhtaçlara Yardım Etmek
“Mallarını cihad ve hayır işlerinde Allah için harcayanlar ve sonra harcadıklarının arkasından başa kakmayı uygun görmeyenler, fakirlerin gönlünü kırmayan kimseler var ya, işte onların mükâfatları Rableri katındadır. Onlar için hiç bir korku yoktur ve onlar üzüntü de çekmeyeceklerdir.” (Bakara, 2/262)
İnsanlar Hakkında Kötü Zanda Bulunmamak, Kusur Araştırmamak ve Gıybet Etmemek
“Ey iman edenler! Zannın birçoğundan sakının. Çünkü zannın bir kısmı günahtır. Birbirinizin kusurlarını ve mahremiyetlerini araştırmayın. Birbirinizin gıybetini yapmayın. Herhangi biriniz ölü kardeşinin etini yemekten hoşlanır mı? İşte bundan tiksindiniz! Allah’a karşı gelmekten sakının. Şüphesiz Allah tövbeyi çok kabul edendir, çok merhamet edendir.” (Hucurat, 49/12)
Mütevazı Olmak
“…(Ey Muhammed!) O ihlaslı ve mütevazı insanları müjdele!” (Hac, 22/34)
Adaletli Olmak
“Ey iman edenler! Allah için hakkı titizlikle ayakta tutan, adalet ile şahitlik eden kimseler olun. Bir topluma olan kininiz sizi adaletsizliğe itmesin.
Adil olun. Bu, Allah’a karşı gelmekten sakınmaya daha yakındır. Allah’a karşı gelmekten sakının. Şüphesiz Allah yaptıklarınızdan hakkıyla haberdardır.” (Maide, 5/8)
Ve… Hz. Peygamberin dilinden düşürmediği dualar: Allah’ım yaratılışımı güzel kıldığın gibi huyumu da güzelleştir. Allah’ım ömrümün kalan kısmını geçen kısmından hayırlı eyle.”
“Terbiye, ana kucağından başlar; her söylenilen kelime, çocuğun şahsiyetine konan bir tuğladır.”