Gönderen Konu: Kardeşlerinizin Arasını Düzeltin (Okunma sayısı 189 defa)

anadolu · « : Ağustos 28, 2023, 08:24:51 ÖS »

Kardeşlerinizin Arasını Düzeltin

Rabbimiz buyurdu ki:

“Müminler ancak kardeştirler. Öyleyse kardeşlerinizin arasını düzeltin. Allah’a karşı gelmekten sakının ki size merhamet edilsin.” (Hucurat, 10)

Rabbimiz inananları kardeş ilan etmiştir. Müslümanlar, aralarındaki kardeşliğin tesisi için tüm gayretlerini sarfetmelidir. Kardeşlerin arasını bozanlar, bozulan kardeşlikleri düzeltme gayretinde olmayanlar, Rablerine karşı gelmiş olurlar. Rabbimizden dolayı kardeşiz.

Bugün Müslümanların kardeşliklerindeki sıkıntı, başka yani dolaylı olaylardan kardeş olduğundandır. Din kardeşliği ile yetinmeyip, mezhebinden, meşrebinden, mesleğinden, siyasi kanaatlerinden, ırkından, hocasından, şeyhinden, cemaatinden dolayı kardeşliği, din kardeşliğinin önüne geçirenler, dine büyük zarar vermektedirler. İslam tarihinde bu yanlışların bedeli büyük olmuş, hala da olmaya devam etmektedir. Her biri bir yerde gruplar oluşturup bir şeyler yapmaya çalışsalar da hakiki kardeşler olamayanlar, ümmet olamayanlar dünyanın dört bir tarafında zalimlerin zulmü altında inlemektedirler.

Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu ki:

“Nefsim yed-i kudretinde olan zata yemin ederim ki iman etmedikçe cennete giremezsiniz, birbirinizi sevmedikçe iman etmiş olamazsınız!” (Müslim, Ebu Davud, Tirmizi)

Müminlerin temel görevlerinden biri de kardeşlerini sevmesidir. İslam medeniyeti, sevgi medeniyetidir. İslam bu günlere bu sevgi ve kardeşlik sayesinde ulaşmıştır. Müslümanlar hangi kardeşlerini daha çok seviyor? Rabbinden dolayı kardeşlerini mi? Liderinden dolayı kardeşlerini mi? Hocasından dolayı kardeşlerini mi? Şeyhinden dolayı kardeşlerini mi?

Kendimizi kandırmayalım. Müslümanlar Rabbi için kardeş olup Rabbi için sevmedikçe, gerçek kardeşliğe ve gerçek sevgiye eremezler. Bundan dolayı da aralarındaki husumet ve düşmanlıklar bitmez. En ufak çıkar çatışmasında kardeşliklerini bitirenler, aslında kardeş olamamışlardır.

Resulullah sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu ki:

“Müslüman, Müslümanın kardeşidir. Ona zulmetmez, onu tehlikede yalnız bırakmaz. Kim kardeşinin ihtiyacını görürse Allah da onun ihtiyacını görür. Kim bir Müslümanı bir sıkıntıdan kurtarırsa, Allah da o sebeple onu kıyamet gününün sıkıntısından kurtarır. Kim bir Müslümanı örterse Allah da onu kıyamet günü örter.” (Buhari; Müslim; Ebu Davud; Tirmizi)

Kardeşliği bundan daha güzel tarif etmek mümkün mü? Kardeşlerine zulmetmeyeceksin, onları yalnız bırakmayacaksın, ihtiyaçlarını göreceksin, Sıkıntılarını gidermeye çalışacaksın, ayıplarını örteceksin. Günümüzde nebevi kardeşliği tesis edebilen kaç kardeş var acaba? Kardeşliği başarmadan İslam adına hiçbir hayırlı iş başarılamaz. Ashabcasına kardeş olamadan ümmet olunamaz. Ümmet olamadan da hakiki bir kul olunamaz.

Rabbimiz buyurdu ki:

“Allah’a ve Resulüne itaat edin ve birbirinizle çekişmeyin. Sonra gevşersiniz ve gücünüz, devletiniz elden gider. Sabırlı olun. Çünkü Allah sabredenlerle beraberdir.” (Enfal, 46)

Allah ve Resulüne hakiki manada itaat edenlerin birbirleri ile çekişmeleri mümkün değildir. Rabbimiz, kendisine iman eden müminlerin birbiri ile çekişmesine razı değil. Birbiriyle çekişen Müslümanlar, Allah ve Resulüne itaat etmemiş, isyan etmiş olurlar.

Müslümanlık iddiasında olanlar, Müslümanlarla savaşmakla Allah’a savaş açtıklarının farkındalar mı? Bugün bazı Müslümanların, bazı Müslümanlara karşı olan tavrını, gayrimüslimlere bile göstermediğine şahit olmaktayız ki bu, Müslümanlar için büyük bir felaket, büyük bir sapmadır. Birbirini tekfir eden hocalar, birbirini tekfir eden Müslümanlar, Resulullah sallallahu aleyhi ve sellem münafıklığı kesin olanları bile mescidinden kovmamışken hangi yetki ile Müslümanları İslam’dan kovabilir? Müslümanlar buna mı memurdur? Müslümanlar imara memur, imhaya değil. Bir de bunlar Allah adına mı yapılıyor? Nefis adına mı? Müslümanlık bunun neresinde? Dini gayret bunun neresinde?

Nefsî gayretlerini, dinî gayretle boyamaya kalkışmak en adice bir iştir. Dünyevi çıkar ve menfaatlerini, din kisvesi altında elde etmeye çalışanları Rabbimiz helak eder.

Dün birbirini katleden yahudiler, hıristiyanlar ve dinsizler bugün birleşerek, birlikler oluşturarak güçlenirken Rabbimizin birlik çağrısına uymayan Müslümanlar her geçen gün parçalanıp bölünerek kan kaybetmeye devam etmektedirler.

Kalplerinde müminlerden çok başkalarının sevgisini barındıranlar, dönüp tekrar tekrar yaptıklarını gözden geçirsinler.

Çıkar ve menfaatlerine, kardeşliğini, müminlerin birlik ve beraberliğini, vatanın huzurunu satanlar, dönüp tekrar tekrar yaptıklarını gözden geçirsinler.

Dinî değerlere saldırılırken ses çıkarmayıp, çıkar ve menfaatler söz konusu olunca bangır bangır bağıranlar, dönüp tekrar tekrar yaptıklarını gözden geçirsinler.

Hainlerin, zalimlerin, katillerin desteklediği din düşmanlarını mücahid ilan edenler, Müslümanları bırakıp onları destekleyenler, hesaba çekilmeden önce kendilerini hesaba çekerek dönüp tekrar tekrar yaptıklarını gözden geçirsinler.

Gayrimüslimlere dua edip Müslümanlara beddua edenler, dönüp tekrar tekrar yaptıklarını gözden geçirsinler.

Müslümanların birbiri ile kavgasından kimler kazanıyor, kimler kaybediyor, tarihe bir baksınlar da dönüp tekrar tekrar yaptıklarını gözden geçirsinler.

Yaptıklarının kimleri sevindirip kimleri üzdüğüne bir baksınlar da dönüp tekrar tekrar yaptıklarını gözden geçirsinler.

Mümin her işinde samimidir. Dostluğunda da düşmanlığında da her işini Allah için yapar.

“İçlerinden ihlasa erdirilmiş kulların hariç, onların hepsini azdıracağım, dedi.” (Hicr, 40)

Azmamak, yoldan çıkmamak, haddi aşmamak için Allah’a kullukta samimi olmak şarttır.

İslam kardeşliğinin önüne geçirilen siyasî, ırkçı, cemaatçi her türlü oluşum merduddur.

Dostluklarınızı ve düşmanlıklarınızı belirleyen şey nedir? Menfaatleriniz mi? Mezhebiniz mi? Meşrebiniz mi? Dininiz mi? Dostluklarınızı ve düşmanlıklarınızı belirleyen değer nedir? “Gizlediğinizi de açığa vurduğunuzu da bilen Allah’ın” bunu size soracağını unutmayın.

Rabbimiz şöyle buyurmaktadır;

“Eğer inananlardan iki gurup birbiriyle savaşırlarsa aralarını düzeltin. Eğer biri ötekine karşı haddi aşarsa, Allah’ın buyruğuna dönünceye kadar haddi aşan tarafa karşı savaşın. Eğer (Allah’ın emrine) dönerse artık aralarını adaletle düzeltin ve adaletli davranın. Çünkü Allah adaletli davrananları sever.” (Hucurat, 9)

Samimi Müslüman, Müslümanların birbiri ile kavgasına asla razı olamaz, gücü nispetinde onu engellemeye, onların aralarını bulmaya çalışır. Buna gücü yetmezse, haklının yanında yer alır. Bunu yaparken tamamen Rabbine ve Resulüne kulak verir. Haksızlarla mücadele eder. Müslümanları kardeş ilan eden Rabbimiz, ancak Müslüman kardeşine karşı haddi aşanlarla savaşı mübah kılmıştır. Haksızlar hakka dönerse, elime düştü diye zulmedilmez, adaletle muamele edilir. Müslüman imhaya değil, ihyaya memurdur.

RADYO FANİDUNYA FM
Yükleme linklerini görebilmek için üye olmanız gerekmektedir. Üye Ol veya Giriş Yap

FANİ DUNYA FORUM HABERLER

Gönderen Konu: Kardeşlerinizin Arasını Düzeltin (Okunma sayısı 189 defa)

anadolu

Kardeşlerinizin Arasını Düzeltin

BENZER KONULAR