* FANİ DUNYA FORUM HABERLER


Gönderen Konu: Ölçülü Yaşamak  (Okunma sayısı 918 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

fanidunya

  • Ziyaretçi
Ölçülü Yaşamak
« : Kasım 30, 2014, 12:42:10 ÖÖ »
ÖLÇÜLÜ YAŞAMAK

İnsanlığın hidayeti, refahı ve mutluluğu için Allah (c.c) tarafından Cebrail (a.s) vasıtasıyla Hz. Muhammed (s.a.v)'e gönderilen en son ilahî kitap Kuran-ı Kerim, kıyamete kadar her çağın insanına hitap eden ve bizlere ilim, ilerleme, başarı ve me-deniyetin yollarını gösteren evrensel prensiplere sa-hiptir.  Kur'an'ın getirdiği prensipler bugüne kadar hiç eskimemiştir, kıyamete kadar da eskimeyecektir. Kişinin gerçek mutluluğa ulaşması, insanlık için bü-tün saadet ilkelerini içeren Kur'an-ı Kerim'in göster-diği yola yönelip onun hikmet dolu prensiplerini hayatında uygulamasıyla gerçekleşebilir.

Kur'an'ın içerdiği eskimeyen evrensel prensip-lerden biri de çalışmaktır. Çalışmak, Allah'ın ezelî kanunudur. Kâinatta her şey bu kanuna boyun eğ-miş, her zerrenin varlığı, çalışmaya bağlı kılınmıştır. Her yaratık, hayatını devam ettirebilmek için sürekli bir çalışma içindedir. Maddenin en küçük parçası olan atomda, elektronlar çekirdek etrafında dön-mezse atom parçalanır. Gezegenler güneş sistemin-deki hareketlerine devam etmeseler, âlemin düzeni bozulur. Kalbimiz çalışmazsa, hayatımız sona erer. Çalışmak genel anlamda iki türlüdür: Biri dünyevî, diğeri uhrevîdir. Dinimiz ikisini birbirinin tamam-layıcısı olarak kabul etmektedir. Zira dünyayı ahiret-ten ayırmak imkânsızdır. Ruhumuz bedenimizle na-sıl kaynaşmış ise ahiret de dünya ile öyle kaynaş-mıştır. Ahiret âlemi, bu dünyanın iç cephesi, ruhu demektir. Hangisi ihmal edilse öteki yarım kalır.

Kur'an, insanın dünyadan elini eteğini çekme-sini, mutlak olarak zühd yoluna girmesini ve kendi-ni tamamen ibadete vermesini ve Allah'a daimî bir yalvarış - yakarış içerisinde bulunmasını isteme-mektedir. Kur'an, kendisine tabi olanların tamamen dünyaya yönelmelerini, sırf dünya için çalışmalarını ve maddeye karşı aşırı hırs göstermelerini de kabul etmez. Zira bu iki anlayış da doğru değildir. Çünkü hayattan uzak kalmak, insanın enerjisini, fikrî ve ira-dî gücünü ve çalışma kudretini boşa harcamak-tır.İnsanın omzuna yüklenen kâinatın mamur edil-mesi ve ilerlemesi emaneti ve görevinin yerine geti-rilmesinde ihmalkâr davranmaktır.

Ayrıca sadece dünya için alabildiğine çalışmak; sevgi ve yardımlaşma bağlarını kesmeye, rahmetten mahrum kalmaya, katı kalpliliğe alışmaya, açgöz-lülüğe ve cimriliğin alışkanlık haline gelmesine, kin ve düşmanlık sebeplerinin artmasına, madde pe-restliğin artmasına, zevk ü sefa içine ve dünyanın süslerine dalmaya sebep olur.

Kur'an'daki hükümler sistemi ise dünyanın ahi-retle sıkı bir irtibat kurması, ikisi arasındaki birbirini tamamlama anlayışının gerçekleştirilmesi, 'dünya-nın ahiretin tarlası' şeklinde telakki edilmesi ve in-sanoğlunun hem dünya hem de ahiret hayatında mutluluğa erdirilmesi esası üzerine kurulur.

Zira dünya ekme yeri ise, âhiret hasat yeridir. Dünyada ekmeden, ahirette biçmek mümkün değil-dir. İnsanın ahirette, mutluluk ve başarıya ulaşabil-mesi için dünya hayatını iyi değerlendirmesi ve Al-lah'ın rızasına uygun salih ameller işlemesi gerekir.

Nitekim Kur'an-ı Kerim diyor ki: “Allah'ın sana verdiğinden (O'nun yolunda harcayarak) ahiret yur-dunu iste; ama dünyadan da nasibini unutma. Allah sana ihsan ettiği gibi, sen de (insanlara) iyilik et. Yeryüzünde fesat çıkarmağa çalışma. Allah fesat çı-karanları sevmez.” (28 Kasas,77) Görüldüğü gibi bu ayette ahireti aramak, dünyayı da unutmamak em-redilmiş, başka bir ifadeyle şöyle denilmek isten-miştir: Sınırlı ve geçici olan dünya hayatını küçük görmeyin, önemsiz saymayın. Zira sonsuz ve sınırsız olan ahiret mutluluğu ona bağlıdır. Hz. Peygamber bir hadis-i şeriflerinde “Dünya ahiretin tarlasıdır.” buyurmuştur.

Dünya ve ahiretin birlikte değerlendirilmesi ko-nusunda, Peygamber Efendimizin başka tavsiyeleri de vardır. Mesela; "Sizin en hayırlınız, ahireti için dünyasını, dünyası için ahiretini terk etmeyip, her ikisini birlikte yürüteninizdir. Zira dünya ahirete ulaştırıcı bir vasıtadır."

Peygamber Efendimiz; "Sakın insanlara yük ol-mayınız." "Ebedî yaşayacakmış gibi dünya için, ya-rın ölecekmiş gibi de ahiret için çalışınız." "İki günü birbirine eşit olan ziyandadır." buyurmuşlardır.

Hz. Peygamber sadece ahiret için çalışmayı, dünyayı ve dünya nimetlerini terk etmeyi planlayan sahabîleri şiddetle azarlamıştır. Şöyle ki; Sahabî-lerden bir grup, Peygamber Efendimizin zevcelerine gelir ve peygamberimizin nasıl ibadet ettiğini sorar-lar. Aldıkları cevap üzerine, kendi amellerini azım-sayarak; “Geçmiş ve gelecek günahları affedilmiş olan Peygamber (s.a.s) böyle ibadet ederken bizler ne haldeyiz?” derler. İçlerinden biri;

- Bundan sonra ben, geceleri uyumayıp, devam-lı namaz kılacağım, der. Öbürü;

- Ben de sürekli oruç tutacağım, der. Ötekisi de;

- Ben de kadınlardan (hanımlarımdan) ayrılaca-ğım ve asla evlenmeyeceğim der. Böylece sözleşir-ler. Bunların durumu Peygambere ulaşınca; bu kişi-leri çağırır ve onlara: “Şöyle şöyle konuşanlar sizler misiniz? Allah'a yemin ederim ki, ben Allah'tan siz-den daha çok korkarım, daha çok sakınırım. Fakat ben bazen oruç tutarım, bazen iftar ederim. Namaz kılarım, uyku da uyurum. Kadınlarla da evlenirim. Kim benim sünnetimi terk ederse, o benden değil-dir.” diyerek onları ikaz etmiştir.

Dinimizde sadece dünya için çalışmak da yoktur. “Çalışmak ibadettir”, diyerek Yüce Allah'ın farz kıl-dığı ibadetleri terk ederek, insanın kendini tamamen dünyaya vermesi doğru değildir. Evet, çalışmak da ibadettir, fakat üzerimize farz olan ibadetleri yerine getirdikten sonra, meşru yoldan çalışmak, çoluk ço-cuğumuzun rızkını temin etmek için gayret sarf et-mek ibadettir.     

Sadece dünya için çalışanlar, Kur'an'da şöyle ayıplanmaktadır: “Kim acele, şu peşin dünyayı ister-se, biz de ona, hemen çabucak dilediğimiz miktarda dünya zevkini veririz; sonra da onu, kınanmış ve kovulmuş olarak gireceği cehenneme sokarız.” (17 İsrâ, 18)

“Kim de ahireti ister ve inanarak ona yaraşır biçimde çalışırsa, öylelerin çalışmalarının karşılığı verilir.” (17 İsrâ, 19 )

Yine başka bir ayette ise şöyle buyrulmaktadır: “Kim ahiret ekinini istiyorsa onun ekinini artırırız; kim dünya ekinini istiyorsa ona da dünyadan bir şey veririz. Fakat onun ahirette bir nasibi olmaz.” (42 Şûrâ,  20)

İnsanlığın sapıklıktan dolayı yıkılmaya yüz tuttu-ğu bir zamanda, Hızır misali yetişen Kur'an, çalış-mayı, hem dünya hem de ahiret için çalışmayı em-rederek, gerçek medeniyetin yollarını açmıştır. Bu sebepledir ki, Kur'an'ın getirmiş olduğu temel pren-sipler tam tatbik edildiği zamanlarda, Müslümanlar maddî ve manevî huzura kavuşmuşlar, medeniyet örnekleri vermişlerdir.
Fadıl Özdemir



 


* BENZER KONULAR

Allah’ı Ne Kadar Seviyoruz Gönderen: anadolu
[Bugün, 08:40:07 ÖS]


Böyle Sevdik Gönderen: anadolu
[Bugün, 08:35:30 ÖS]


Dostluk Üzerine Gönderen: anadolu
[Bugün, 08:27:16 ÖS]


Sevmek-Sevilmek Gönderen: anadolu
[Bugün, 08:21:12 ÖS]


Sermayemiz takvamız olsun Gönderen: anadolu
[Bugün, 08:14:00 ÖS]


Bize De Dua Yâ Rasulallah (S.A.V) Gönderen: anadolu
[Bugün, 08:09:36 ÖS]


Çoban Deyip Geçmeyelim 2 Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 08:04:55 ÖÖ]


Çoban Deyip Geçmeyelim 1 Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:57:14 ÖÖ]


Yabancılaşmadan Değişmek ve Gelişmek Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:44:43 ÖÖ]


Suriye Olaylarının Perde Arkasında Neler Var 8 Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:34:29 ÖÖ]


O insanı Yetiştiremezsek 1 Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:25:16 ÖÖ]


Mutluluğun Sırrı Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:12:56 ÖÖ]


Murada Ermek İçin Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:07:00 ÖÖ]


Bize Kalana Bakın Siz Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 06:02:09 ÖS]


Âlemler O’na Hayran Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 05:34:39 ÖS]


Dünya Nedir Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 05:25:53 ÖS]


Gönül Allah (CC) 'ta Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 05:22:44 ÖS]


İmani olgunluğun sırrı - Teslimiyet Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 05:15:04 ÖS]


İnsanın Manevi Yapısı (Ruh, Kalb, Akıl ve Nefs) İle İlgili Meseleler Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 05:06:24 ÖS]


Esat Kabaklı - Sürgün - 320 KBPS Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 04:50:26 ÖS]