Borcu Olanın Nafile Namaz Kılması
Nafilelerin farz yanındaki kıymeti, denizde bir damla bile değildir.
Sual: Farz borcu olanın, nafile ibadeti boşa mı gider?
Cevap: İmâm-ı Rabbânî hazretleri buyuruyor ki:
“Hadis-i şerifte; (Bir insanın mâ-lâ-ya'nî ile vakit geçirmesi, Allahü teâlânın, onu sevmediğinin alametidir) buyuruldu. Mâ-lâ-ya'nî, faydasız iş demektir. Bir farzı yapmayıp, bunun yerine, nafile ibadet yapmak, mâ-lâ-ya'nî ile vakit geçirmek olur.
Nafilelerin farz yanındaki kıymeti, bir damlanın, deniz yanındaki kıymeti kadar bile değildir. Sünnetin farz yanındaki kıymeti de böyledir.”
Sual: Bir kimse, ben kaybolanları, çalınanları bilirim dese, bu kimsenin imanına bir zarar gelir mi?
Cevap: Bir kimse; “Ben çalınanları ve kaybolanları bilirim” dese, bunu söyleyen ve buna inanan kafir olur. Bana cin haber veriyor dese, yine kâfir olur.
Peygamberler ve cinniler dahi gaybı bilmezler. Gaybı, ancak Allahü teâlâ bilir ve bir de Onun bildirdikleri bilir.
Sual: Allah gökte şahidimdir diyenin, imanı giderir mi?
Cevap: Bir kimse, Allahü teâlâ, gökte benim şahidimdir dese, kâfir olur. Zîra Allahü teâlâya, mekân isnat etmiş olur. Allahü teâlâ, mekândan beridir.
Sual: Bazı kimseler, git Allah babadan iste diyor. Böyle söylemek imanı giderir mi?
Cevap: "Allah baba" diyenin imanı gider, kâfir olur.
Sual: Namaz kılarken boğazı, öksürür gibi yaparak temizlemek ihtiyacı oluyor. Böyle yapmak namaza zararı verir mi?
Cevap: Boğazından, özürsüz, öksürür gibi ses çıkarmak namazı bozar. Bu hâl, kendiliğinden olursa bozmaz. Okumayı kolaylaştırmak için yapılırsa, zararı olmaz.
Sual: Namazda sure ve duaları okurken hareke hatası olursa, namaz bozulur mu?
Cevap: Sonradan gelen âlimler, irâb hatası, hiçbir zaman bozmaz dedi. Birincisi ihtiyat, ikincisi ruhsat yoludur.
Sual: Cenaze taşınırken bunu gören Müslümanlar, ayağa kalkıp beklemeli midir?
Cevap: Bir yerden cenaze götürülürken, oradaki dükkânlarda, kahvede olan Müslümanlar, bu cenazeyi görünce, gidip hiç olmazsa kırk adım taşımalı ve biraz arkasından yürümeli, ruhuna Fâtiha ve dua okumalıdır. Cenazeyi görünce, olduğu yerde ona karşı dikilip beklemenin tahrimen mekruh olduğu, Merâkıl-felâh ve Halebî-i kebîrde yazılıdır. Cenazeyi taşıdıktan sonra, arkasından yürümelidir. Peygamber efendimiz, Sa’d bin Mu’âz hazretlerinin cenazesini taşımışlardı.