* FANİ DUNYA FORUM HABERLER


Gönderen Konu: MÜSLÜMAN OLMANIN ALAMETİ NAMAZ  (Okunma sayısı 815 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

fanidunya

  • Ziyaretçi
MÜSLÜMAN OLMANIN ALAMETİ NAMAZ
« : Nisan 30, 2017, 12:20:01 ÖS »
MÜSLÜMAN OLMANIN ALAMETİ NAMAZ

        Müslüman olmak, Allah`ın göndermiş olduğu İslam dinine şartsız ve şüphesiz teslimiyetin adıdır. Allah`ın insanların kurtuluşu için İslam dinini kullarına peygamberi aracılığı ile beyan etmesi kullarına olan merhametin ve adaletinin tezahürüdür.

İslam`ı din olarak kabul eden kul, Allah ile mukavele yapmıştır. Bu sözlü kabulün yaşamsal dönüşüme geçmesi, İslam’a olan teslimiyetinin ve Allah ile yapılan güvenlik anlaşmasının, ahdinin arkasında durması gerekmektedir..

Şahadetle (tanıklıkla) başlayan bu sözleşmenin iç dünyada kabulü (iman) ile birlikte dışa yansıyan, bir anlamda mukavelenin ilk maddesi olan kelimeyi şahadetle birlikte kul olmanın, ahde vefa gösterebilmenin, ebedi kurtuluşa gidebilmenin yolu namaz kılma sorumluluğu ile yerine getirmiş olur.   
 
İlk inen Kuran ayetlerinde namazın ikame edilmesi beyan edilirken zorlu bir hayat mücadelesine kullar hazırlanmaktadır.

Gecenin birazı hariç olmak üzere geceleyin kalk (namaz kıl).
 
Gecenin yarısında kalk yahut yarısından biraz eksilt.
 
Veya bunu artır ve ağır ağır Kur'ân oku.
 
Doğrusu biz, senin üzerine ağır bir söz bırakacağız. (Kur'an vahyedeceğiz).
 
Çünkü gece kalkışı hem daha etkili, hem de söz bakımından daha sağlamdır. (Müzemmil, 73 /2-6)
Müslüman olabilmenin en büyük alâmetifarikası namaz kılmaktır. Günün, hayatın her alanına yayılan bu ibadet kulluğun yıpranmışlığını yeniden gözden geçirebilmek adına gün içerisinde sürekli yeniden dirilişin adıdır, namaz.

Gelenek içerisinde namaz kılmadan da Müslüman olmaktan bahsedilmesi bu en büyük kulluk ispatının yeteri kadar ciddiye alınmaması namazsız Müslümanların ortaya çıkmasına zemin hazırlamıştır.

Kuran`ın ayetlerinde namaz kılmayanların akıbetlerinin neler olduğunu muhkem ayetlerle rabbimiz beyan etmiştir.
Her nefis kendi kazancına bağlıdır.
 
Ancak amel defterleri sağından verilenler hariç.
 
Onlar cennettedirler, sorup dururlar.
 
Suçluların durumunu.
 
"Nedir sizi Sekar'a sokan?" diye.
 
Suçlular der ki: "Biz namaz kılanlardan değildik."
 
"Yoksula da yedirmezdik."
 
"Boş şeylere dalanlarla dalar giderdik."
 
"Ceza gününü yalanlardık."
 
"Nihayet bize ölüm gelip çattı." (Müddesir,74/38-47)
 
Ayetlerin siyak ve sibakında müşrik bir algıya ve durumlarına da vurgu yapmaktadır. Müşriklerinde namaz algısı içinde olduklarını bu ayetlerde görebildiğimiz gibi Maun Suresinde de bu duruma işaretleri görmekteyiz.

Ahiret hayatını yalanlamayanların namazı terk etmeleri anlaşılır değildir. Müslüman olduğunu dili ile söyleyip, İslam`ın en temel rüknü olan namazı terk edenleri nasıl bir değerlendirmeye tabi tutacağız?..

Kuran bize namaz kılan, hacılara su dağıtan, tavaf eden müşriklerden bahseder.
 
Resulullah`tan yapılan rivayette iman ile küfrün arasında namazın beyan edilmesi, namazın iman açısından nasıl bir öneme haiz olduğunu anlatmaktadır. Namaz insanları kötülükten alıkoyması, kulun rabbi ile kurbiyyetini artırması, istikamet göstermesi, cehennemden azade kılması, kulluk görevinin en önemli cüzlerinden olmasına rağmen ümmetin büyük çoğunluğunun namaza gerekli duyarlılığı göstermemesi ve kötülükten alıkoymaması üzerinde çok düşünülmesi gereken bir konudur.

 Sana vahyolunan Kitabı oku ve namazı kıl. Muhakkak ki namaz hayâsızlıktan ve kötülükten alıkoyar. Allah'ı anmak elbette en büyük ibadettir. Allah yaptıklarınızı bilir. (Ankebut, 29/45)

İnsan, diğer yönü beşer olması hasebi ile hayatını sıfır hata ile yaşamak durumunda olamıyor, elbet hataların ve günahın yaşamda Müslüman`ı kontrol altında tutup şeytana teslim kılmaması için namaz şeytana karşı direnişin adıdır.

 Namaz kendi rükünleri içinde başladığımız en büyük nida haykırış âlemlere ilan olan Allahu Ekber nidasıdır. Kıyamda Allah için ayağa kalkmak ve hayatın her alanını namazdaki teslimiyet gibi kıyam üzere sürdürebilmek…
Kulun rabbine en yakın olduğu anın namazdaki secde anı olduğunu bildiğimizde namazın bizim için bir ritüel değil imanımızın ve sorumluluğumuzun göstergesi olduğunu farkediyoruz.

Hakkını vermeden kılınan, üzerlerinde yük gibi görülen bir namazın ve yaşamlarında kendilerini tezkiye etmeyen bir namazın anlamsız olduğunu rabbimiz söyle beyan etmektedir.

Vay haline o namaz kılanların ki,
 
 Kıldıkları namazın değerine aldırış etmezler (Maun, 107/4-5)

Münafıkların dahi namaz kıldıkları hatta müminlerin arasında fitne çıkarmak için mescid bile inşa ettiklerini Kuran bize haber verirken; kalplerin eğilmesinde, şahsiyetin yozlaşmasında çift karakterli tutarsız insan tiplemesi olan münafıkların namazı Allah`ı ve toplumu aldatmaya yönelik bir eyleme dönüştürdüklerini görmekteyiz.

Münafıklar, Allah'ı aldatmaya çalışırlar. Hâlbuki Allah, onların oyunlarını başlarına geçirecektir. Onlar, namaza kalktıkları zaman tembel tembel kalkarlar. İnsanlara gösteriş yaparlar. Allah'ı pek az anarlar.( Nisa, 4/142)

Namazlarında gerekli hassasiyeti gözetmeden adeta bir tevhid eylemi olan namazın bilincinden mahrum olmayı yeğleyenlerin durumu Allah tarafından veyl ( yazıklar olsun) ile kınanırken, namazlarını kılmayanların durumunun ne olacağını düşünmek bile can damarımızı koparmaya yetmektedir.

Okuduğumuz ayetlerin üzerinde düşünerek ibadetimizi anlamlı hale getirmemiz gerekmektedir. Rükûlarda, secdelerde, yaptığımız tesbihlerde ve secdede Resulullah`ın yaptığı gibi hacetimizi Allah`a beyan ederek bağışlanma dilememiz, bizleri hayata karşı büyük bir mukavemet ile hazırlayacaktır.

Savaş ( CİHAD) anında dahi terk edilmemesi gereken bir ibadet olan namazın, dünyevi meşguliyetler ve tembellik gibi nedenlerden terk edilmesi, bizleri hayatta nasıl Müslüman kılacaktır!

Yeryüzünde sefere çıktığınızda kâfirlerin size bir kötülük yapacağından korkarsanız namazı kısaltmanızda size bir vebal yoktur. Kuşkusuz kâfirler sizin apaçık düşmanınızdır.
 
 Sen onların aralarında bulunup da onlara namaz kıldırdığında içlerinden bir kısmı seninle beraber namaza dursun. Silahlarını da yanlarına alsınlar. Bunlar secdeye vardıklarında diğer bir kısmı arkanızda beklesin. Sonra o namaz kılmamış olan diğer kısım gelsin seninle beraber kılsınlar ve ihtiyatlı bulunsunlar, silahlarını yanlarına alsınlar. Kâfirler arzu ederler ki, silahlarınızdan ve eşyanızdan bir gafil olsanız da size ani bir baskın yapsalar. Eğer size yağmur gibi bir eziyet erişir veya hasta olursanız silahlarınızı bırakmanızda bir vebal yoktur. Bununla beraber ihtiyatı elden bırakmayın. Kuşkusuz Allah kâfirlere alçaltıcı bir azap hazırlamıştır.
 
 O korkulu zamanda namazı kıldınız mı gerek ayakta, gerek otururken ve gerek yanlarınız üzerinde hep Allah'ı zikredin. Korkudan kurtulduğunuzda namazı tam erkanı ile kılın. Çünkü namaz müminlere belirli vakitlerde yazılı bir farzdır.(Nisa, 4/101-103)

Müslümanlara hayat içinde ölüm kalım meselesi gibi bir durumda dahi namazdan geri kalmamaları emredilmektedir.
Ayetler muhkem olduğu için fazla yoruma bile gerek duymadan bütün netliği ile üzerimize düşen sorumluluğu hatırlatmaktadır.

 Namaz müminlere vakitli olarak farz kılınmıştır. Günde 5 vakit olarak yerine getirilmesi gereken bu ibadettir. Bu kulluk görevimiz zaman zaman tartışma konusu yapılmış olsa bile Resulullah`ın hayatından öğrendiğimiz şekli ile günde 5 vakit olarak kılınmaktadır. Namazların cem edilmesi konusu da Resulullah`ın uygulaması ile yaşamın pratiği içinde yer bulmuştur. Hanefi ulemasının bu konuyu yani namazların cem edilmesini sadece zilhiccede Arafat`ta vakfeden sürecinde yapılmasını uygun görmüştür..

Seferilikte namaz konusu ve namazlarda cem konusu sahih sünnetin ölçüleri içinde açıklanmıştır, ilgi duyanların müstakil olarak buralardan incelemeleri gerekmektedir.

Namaz çocukluk döneminden itibaren Müslümanların ömürlerinin son anına kadar yerine getirmekle mükellef olduğu ibadetin adıdır.

Şahsiyet gelişiminde namazın insan üzerinde etkisi inkâr edilemez bir hakikat olduğu gibi namazlarını hakkı ile ikame edenlerin Allah Celle tarafında gönüllerinde sürurun oluşacağını görmeleri gerekmektedir. Müslümanların kendi çocuklarını ve etraflarındaki insanları bu ibadete davet etmeleri, marufun emredilmesinde öne çıkan bir özellik olduğu gibi takva toplumunun teşekküllünde Allah`a karşı sorumluluk bilinci içerisinde yetişen bir camia oluşmasının en büyük sebebini teşkil edecektir.

         (Ey Muhammed!) Ehline namaz kılmalarını emret, kendin de ona sabırla devam et. Biz senden bir rızık istemiyoruz, sana rızık veren biziz. Güzel akıbet takva sahiplerinindir. (Taha, 20/132)

Sürekli Allah ile kulluk ilişkisinin özünü oluşturan namaz tilavet edilen ayetlerle murakabenin sağlanması hayatı her an canlı tutacak bir ruhun ve azmin oluşmasını sağlayacaktır. Müslüman her namazında Fatiha Suresinde Allah`a kulluk etmesi gerektiğini Allah`tan yardım istemesi gerektiğini hatırlarken bu ayetlerin ve duanın onu hayatın zorlukları karşısında sürekli zinde ve mesrur tutacaktır. Sabırla hayatımızı idame ettirirken Allahtan isteyeceğimiz yardımında namazla zikredilmesi sabrı Allah`tan gelen zorluklara boyun eğmek olarak anlamlandırırsak bizlere şekil veren yine namaz olacaktır.

Ey iman edenler! Sabır ve namazla yardım isteyin. Şüphe yok ki Allah, sabredenlerle beraberdir.
( Bakara, 2/153)
 
Müminlerin birbirleri arasında velayet bağının oluşmasında en belirgin olan bağlayıcılığın yine namaz konusunda oluştuğunu görmekteyiz.

Resulullah` la dost olabilmenin ölçüsünde de namazın kuşatıcılığı öne çıkmaktadır. Anlamsız iddialar ile değil vahyin dili ile dostluğumuz ve sevgimiz belirginleşmelidir.

Sizin asıl dostunuz Allah'tır, O'nun Resulüdür ve namazlarını kılan, zekâtlarını veren ve rükû eden müminlerdir.( Maide, 5/55)

Aynı zamanda imanın amentüsünü oluşturan gayb konusunda Allah`ın bu hükmü ortaya çıkarması gayba iman etmek ve namaz kılmak, zekâtı vermek, Allah`ın yolunda harcamada bulunmak bunların hakkı ile yerine getirilmesi namazın ikame edilmesi ile anlam bulmaktadır.

Onlar ki gaybe iman edip namazı dürüst kılarlar ve kendilerine verdiğimiz rızıktan (Allah yolunda) harcarlar.( Bakara, 2/3)

Namaz Müslümanlığın işaretidir, Müslüman kimse gafletine mazeret üretmeden Allahın karşısında teslimiyetini hakkı ile göstermek zorundadır. İslam bunu emreder.

Namaz kılmayan kâfir midir sorusundan ziyade ben namazımı terk edersem küfre düşerim kaygısı sinelere yerleşmelidir.

Namaz sorumluluğunu yerine getirmeyen kimse, sen benim ilahım olsan da seni ciddiye almıyorum demektedir. Bizleri bu ibadetten bu sorumluluktan ölümümüz veya akıl melekemizi yitirmiş olmak özür sahibi kılar o zaman da zaten üzerimizden kalem kalkmış demektir.

Şeytanın ilk isyanı Allah`a saygınlık içinde secde etmemekten kaynaklanmıştır müstekbirlik yapmıştır ve Allah onu kovmuştur. Acaba namaz kılmayanlar, Allah tarafından huzurundan kovulmuş kimseler midir?..
 
Namaz kılmak (Arapça: اقامةالصلاة; İkametü's-Salat), bir Kur' an kavramı olan ve Türkçe' ye, pek çok dini kavramda olduğu gibi Selçuklular' ca, Hintçe' den Farsça' ya geçmiş bir sözcük olarak İran' daki ateşe tapanların "ateş önünde eğilmek" anlamına gelen namaz (نماز) kelimesi salat kelimesi yerine kondu. Nitekim namaz kelimesi Farsça' da fiil olup eğilmek suretiyle saygı sunmaktır. Salat kendi başına genel anlamda "dua" dır. İkametü's-Salat ise namaz kılmaktır.

Ahmet Turgut Ulucak.

fanidunya

  • Ziyaretçi
Ynt: Müslüman’ın Var Olması - NAMAZ
« Yanıtla #1 : Nisan 30, 2017, 12:24:13 ÖS »
Müslüman’ın Var Olması - NAMAZ

            Yaratanla yaratılmış arasındaki iletişimin (tüm yaratılanla ilişkilerin kesilerek) gerçekleştiği tek eylem alanı namazdır.

Namaz kendi acziyetinin farkında olarak, yaratıcıya olan sevgi ve muhtaçlığın dil ve bedende ifade bulmasıdır. İmanın meydana çıkıp o kişide olduğunu haykırmasıdır.

Namaz gündelik meşgalelerden kendini bir an dahi olsa kenara çekip, Allah’ına yönelik ahreti hatırlamaktır.
            Namaz doğru konuşmaktır. Yalandan uzaklaşmak. Namaz ahde vefalıktır, sözünde durmak. Namaz ticaretinde doğru olmaktır.

Namaz yolda kalmışa yol olmaktır, Yetim kalmışa korunak. Namaz yakın akrabayı gözetmektir,  ana-babaya öf dememek.

Namaz hayıra çağırmaktır, hayır içinde olmak. Aç kalmışa sofra olmaktır, evini, cüzdanını açan.
Namaz ihtiyacından fazlasını dağıtmaktır, ihtiyacın ne olduğunu bilerek israftan kaçmak. Namaz açlıktan anlamaktır, tok iken.

Namaz Müslüman kardeşini sevmektir, öncelemektir, boğulmadan nefsinin yüksek arzularına. Namaz inanmanın pratiğidir, yokluğu kendini kandırmaca.

Namaz kendini mü’min olarak mühürlemektir, kınayıcının kınamasından korkmadan. Ebu Zer Gıfari (r.a.)’nin Kâbe’deki haykırışını seslendirmektir, yürekten inanılan.

Namaz O’nun huzurunda olduğunu bilmektir, huzurlanmak için boyun eğmek. Namaz O’nu tüm benliğinle içselleştirmektir, adaletli davranan.

Namaz mü’minin miracıdır, onunla yükseldiği. Namaz doğru yolu bulup koyulmaktır, şeytanın isteklerinden kaçınmak.
 Namaz tüm nimetlere şükürdür, verileni paylaşmak. Namaz kuş tüyü yastığa başını koyup yatmamaktır, komşusu açken.

Namaz Rabb’inle uzun soluklu hasbıhaldir, kardeşine karşı yumuşak dilli olmak. Namaz kendini bulmaktır, Rabb’ine giderken.

Namaz imanı ayakta tutan direktir, örtünmek namazsız anlamsızdır.  Namaz alçakgönüllülüktür, istemez tepeden konuşan ve buyurganı.

Namaz savaşta ve hastalıkta gönül kuşatandır, kabullenmez sonrasına sığınmayı. Namaz önce gelir, boğdurmaz kendini işlere. Boğulan şey ise namaz değildir.

Namaz kötülükten alı koyar, kötülük varsa namaz yok demektir. Hareketler sadece namazı taklitten öte bir şey değildir.
 
Namaz hayâ sahibi olmaktır, yüzünü tüm iğrençliklerden beri tutmak. Namaz isyana isyan etmektir, varlığını Allah’a adıyan.

Namaz gideceğin yeri belirlemektir, “Sizi sakar cehennemine sokan nedir?” “Biz namaz kılanlardan değildik” derler.
Namaz rızkı için çalışmaktır, helalinden yemek. Namaz tebessüm etmektir, kardeşine bakarken.

Namaz Rabb’inden yardım dilemektir, zorlukların üstesinden gelmek. Namaz Rabb’inin dinine yardım etmektir, kendine yardım olunan.

Namaz Allah’ı şahit kılmaktır kendine, şahit olmak inandığına. Namazla istemektir düşleri, düşünceyi onunla kaim kılmak.

Namaz dost doğru O’na yönelmektir, doğru konuşmak. Namaz güvenmektir O’na, güvenilmek.

Namaz emin olmaktır O’ndan gelebileceklere, emin olunmaktır. Namaz O’na hicrettir, kirden, şirkten ve tüm habislikten.

Namaz güzel ahlaktır, etrafını aydınlatan. Namaz fenalıktan kaçıştır, iyilikte kendini bulan ve iyilik anlatan.

Namaz “iman etmekle bırakılmayacağını” bilmektir, sınavını diri tutmak. Namaz sıkıntılara katlanmaktır, öncekilerin katlandığı gibi.

Namaz okumaktır, kendini, tabiatı, tüm insanlığı. Namaz anlamak ve anlatmaktır, kendinden başlayarak, bir suya düşmüş gibi yayılmak.

Namaz bilgiyi kolaylaştırmaktır, doğru ve bilinçli durmak. Namaz insan olmaktır, kitap taşıyıcı merkepten uzak.

Namaz Rabb’i birlemektir, ortak davada birleşmek. Namaz yüz çevirenlere “Bizim Müslüman olduğumuza şahit olun” demektir, yüzünü aydınlatan.

Namaz hayatı bütünlemektir, “bazısına inanır, bazısını tanımayız” anlayışını yıkan. Namaz yapmadığınız şeyi söylememektir, içi dışı bir olmak.

Namaz ilk adımını önce kendi atmaktır, “kitabı okuyup durduğunuz halde kendinizi unutur da, başkalarına iyilikle emretmek” değil.

Namaz arınmaya niyeti ortaya koymaktır, yalanlayıp, başkaldırmak değil. Namaz “malı toplayıp sayanın vay haline” nin bilincinde olmaktır, maldan yapılmış ateşten gömlekten uzak.

Namaz yoksulun yiyeceğiyle ilgilenmektir, verileni dağıtmak. Namaz aşırıya kaçınmamaktır, her şeyi yerli yerinde kullanmak.

Namaz mal karşısında eğilip bükülmemektir, “mallar, sizden zengin olanlar arasında dönüp-dolaşan bir güç olmasın”.
 
Namaz infaktır, paylaşmayı öğütleyen. Namaz berekettir, dağıttıkça çoğalan. Namaz hak ve hukuku gözetmektir, adil olmak.

Namaz başkasının malını yemekten kaçınmaktır, “karınlarına ateş tıkınmaktan” kaçınan. Namaz borcunu zamanında ödemektir, eksiltmeyen.

Namaz O’nun “uğruna canla başla çaba göstermektir”,  yoluna erişmek için. Namaz hayatı bir mücadele olarak görmektir.

Namaz özünde olanı değiştirmektir, değişime talepli olmak. Namaz sebat etmektir, sonuç alınan.
Namaz “bilmeyerek fenalık yapanın” tövbe mekanizmasına girmektir, sırat-ı müstakimle bütünleşmek.

Namaz İslam olmaktan, iman etmeye yolculuktur, Rabb’ine yakınlaşmak. Namaz “hayırda yarışmaktır”, öncü olmak.
 
Namaz islamı temsil etmektir, dik duruşu sağlayan. Namaz emin olmaktır, emin olunan.

Namaz hayırda yardımlaşmak ve dayanışmaktır, bir elin verdiğini öbürünün görmediği.

Namaz sorumluluğun bilincinde olmaktır, tüm hayatı orta yolda sürdürmek. Namaz erdemli bir Müslümanın topluma yansıyan yüzünün aynadaki yansıması demektir.     

“Ey iman edenler! Saadete ermeniz için hepiniz tövbe ederek Allah’ın hükmüne dönün.”      
 
     
Faruk Köse.





 


* BENZER KONULAR

Çoban Deyip Geçmeyelim 2 Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 08:04:55 ÖÖ]


Çoban Deyip Geçmeyelim 1 Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:57:14 ÖÖ]


Yabancılaşmadan Değişmek ve Gelişmek Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:44:43 ÖÖ]


Suriye Olaylarının Perde Arkasında Neler Var 8 Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:34:29 ÖÖ]


O insanı Yetiştiremezsek 1 Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:25:16 ÖÖ]


Mutluluğun Sırrı Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:12:56 ÖÖ]


Murada Ermek İçin Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:07:00 ÖÖ]


Bize Kalana Bakın Siz Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 06:02:09 ÖS]


Âlemler O’na Hayran Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 05:34:39 ÖS]


Dünya Nedir Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 05:25:53 ÖS]


Gönül Allah (CC) 'ta Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 05:22:44 ÖS]


İmani olgunluğun sırrı - Teslimiyet Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 05:15:04 ÖS]


İnsanın Manevi Yapısı (Ruh, Kalb, Akıl ve Nefs) İle İlgili Meseleler Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 05:06:24 ÖS]


Esat Kabaklı - Sürgün - 320 KBPS Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 04:50:26 ÖS]


Ozanlardan Single Eserler - Karma 320 kbps Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 12:20:38 ÖS]


Esat Kabaklı - Oğul Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 12:07:15 ÖS]


Ehl-i Beyt ve Kerbelâ Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 10:49:31 ÖÖ]


Filistin’in Tarihçesi Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 10:42:17 ÖÖ]


Cennetlik Kadınlar 3 Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 09:10:52 ÖÖ]


Cennetlik Kadınşar 2 Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 09:06:00 ÖÖ]