* FANİ DUNYA FORUM HABERLER


Gönderen Konu: NAMAZ  (Okunma sayısı 868 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

fanidunya

  • Ziyaretçi
NAMAZ
« : Aralık 21, 2018, 01:13:37 ÖS »
NAMAZ

“Namaz dinin direğidir, onu hakkıyla kılan dinini ayakta tutmuş olur, onu terk eden dinini yıkmış olur” diyor Kainatın Efendisi (asv). “Gözümün nuru namaz.” diyor diğer bir hadis-i şerifinde. Namaz Iibadeti, huşu ve hudu ile günde beş defa eda edilmesi gereken çok önemli bir ibadettir. Cenab-ı Hakk’a kulluğun en önemli göstergesidir namaz. Yüce Allah’la (cc) buluşma, O’nun huzuruna çıkıp O’nunla konuşma şerefine nail olmaktır.

Önünde esas duruşa geçip el pençe divan durmaktır. Rabbimize (cc), kulluğumuzu unutmadığımızı bildirmek, bir nevi tekmil vermektir. “Müminin miracıdır” namaz. Rüku ve secde ile yüce Rabbimizi ta’zim edip O’nun önünde eğilmektir, yere kapanmaktır. Sadece Allah’a ibadet etmek ve sadece O’ndan yardım dilemektir.

İstikamet için, doğru yolu elde edip yoldan çıkmamak için O’na yalvarmaktır, yakarmaktır. Namaz, kötü, sapıtmış, sapık ve azgın insanlardan uzak durmak ve onların şerrinden korunmaktır, sığınılacak önemli bir limandır. Namaz maddeten ve manen her türlü temizliktir, arınmadır. Namaz, buluşmadır, iletişimdir, duadır, tefekkürdür, tezekkürdür. İnsanların arasına karışmaktır, hal hatır sormaktır. Namaz, disiplindir, spordur, maddi ve manevi sıkıntıların halli için dost ve ahbap edinmektir, kaynaşmaktır, dayanışma ve yardımlaşma vesilesidir.

Namaz ibadeti, merhameti, adaleti, zühd ve takvayı... artırır; yanlıştan, fısk ve fücurdan uzaklaştırır. Günde beş defa ahdu fermanını tazelemektir. Din gününü, hesabı kitabı hatırlatan, amel defterini sağdan veya soldan alanları, mükafat ve cezalarını idrak ettiren temel bir ibadettir. Namaz, ölümü ve ahireti zihinde canlandıran, sıratı, mizanı düşündüren bir münacattır, müminin miracıdır. Namızın kalitesini artırmak için, mutlaka vaktinde kılmak, camide ve cemaatle eda etmek gerekir. Peygamber Efendimiz (sav), hesap günü, arşın gölgesi altında gölgelenen yedi sınıf insanı sayarken, “kalbi camilere bağlı olanlar”ı da bu yedi sınıftan birisi olarak saymaktadır. “Camiye komşu olanın namazı ancak camide olur.” buyuruyor (sav) Efendimiz. Onun için mümkün oldukça namazlarımızı camilerde, cemaatle ve vaktinde kılmamızda çok büyük faydalar var. Rüku ve secdelerimizi, kıyam ve kıraatlarımızı, aralarındaki duruşları uzatmalı, gaflete düşmemek için kendimizi çok zorlamalıyız. Abdestimiz olsa bile yeni abdestle namaz kılmak, namazın kalitesini artırır. Farz namazlardan önce ve sonra kılınması Sünnet olan revatıp namazları, vitir, evvabin, duha, kuşluk, teheccüt ve bazen de tesbih namazı kılmak azimettir, çok sevaptır. Cuma namazı farz bir namaz olup o bölgedeki Müslümanlarla haftalık toplantı mahiyetindedir. Hal hatır sormak, olumlu ve olumsuz, sevinç ve sıkıntılı konularda, kardeşlerinden haberdar olmak ve gereğini yapmaktır, cemaatin amacı. Bir nevi Müslümanların haftalık kongresi mahiyetindedir Cuma namazı. Bayram namazları da yine mü’minlerin bayramlaşması, kucaklaşması, varsa küskünlerin barışmasını sağlayan bir namaz hükmündedir. Ramazan ayında kılınan teravih namazının da hikmet ve faydaları çoktur.

Bu kadar mühim olan namaz ibadetini hiç kılmayan veya kılıp daha sonra terk eden bir mü’minin vay haline. Eski ifadeyle “Tarikü’s Selah” denilen, namazı terk edenler için çok ağır cezai müeyyideler getirilmiştir.

Küçük yaştan itibaren her anne ve babanın çocuklarına namazı öğretmesi farzdır. Bu görevini yapmayan ebeveynlerin mesuliyeti ağırdır. Namazını hakkıyla kılanların mükafaatı da Allah’a aittir. Bakara 277. ayette Cenab-ı Hak şöyle buyuruyor: “İman edip iyi işler yapan, namaz kılıp zekât veren kimselerin Rableri katında ecirleri şüphesiz kendilerinindir. Onlara bir korku yoktur, onlar mahzun da olacak değillerdir.” Mü’minun Sûresi’nin 1-2. ayetlerinde ise yüce Rabbimiz şöyle buyuruyor: “Müminler gerçekten kurtuluşa ulaştılar.

Onlar namazlarında huşu içindedirler.” Fatır Sûresi’nin 29. ayet-i kerimesinde ise, “Allah’ın kitabını okuyanlar, onun ardından gidenler, namazı kılanlar, rızık olarak kendilerine verdiklerimizden gizli ve açık olarak infak edenler, batma ihtimali hiç olmayan bir ticaret umabilirler.” buyrulmaktadır. Yüce Allah (cc). A’la Sûresi’nin 14 ve 15. ayet-i kerimelerinde ise şöyle buyuruyor: “Doğrusu kendisini arıtıp temizleyen, Rabbinin ismini anıp da namaz kılan kurtuluşa erdi.”

Demek ki kurtuluş namaz iledir, namazsız kimse için kurtuluş yoktur.

Efendimiz (sav), namaz konusunu ayırtılı bir şekilde ümmetine yaşayarak anlatmıştır. Kur’an-ı Kerim’in icmalen farz kıldığı ve önemini vurguladığı namazı, Efendimiz (sav) tafsilen anlatmış, ayrıntılı bir şekilde uygulamalı olarak ashabına ve tüm ümmetine göstererek öğretmiştir. Merhum Esad Coşan Hocaefendi’nin ifadesiyle; “Kur’an ne yapacağımızı, Sünnet ise nasıl yapacağımızı öğretir.”

Kur’an’da sarahaten her şey vardır, “Kur’an kafidir” fikri kesinlikle yanlıştır, doğru değildir. Sünnetsiz İslam olmaz. Tabii ki sünnet-i seniyye, Kur’an’a ters olamaz.

Ancak Sünnet’i hayatınızdan çıkardığınız zaman İslamiyet anlaşılmaz ve yaşanmaz bir hal alır. Kur’an’ı ve Sünnet’i ayrı ayrı şeylermiş gibi konuşmak, düşünmek büyük bir gaflettir ve abesle iştigaldir. Senayı Demirci’nin ifadesiyle “Biri iki görme”dir. İkisi aynı şey, Kur’an’ı anayasa gibi (Bila teşbih), Sünnet’i ise kanun ve yönetmelikler gibi düşünmeliyiz. İşin “nasıl”ını ancak Efendimiz’in (sav) tatbikatından anlıyoruz, öğreniyoruz. “O âlemlere rahmet olarak gönderilmiş” yüce Allah’ın son elçisidir.” Allah Resulü’nde sizin için güzel örnekler vardır. Allah’ı (cc) ve ahiret gününü arzulananlar için.”... ifadeleri Rabbimiz’ in ifadeleridir. O (sav), O’nun (cc) Habib’idir, O’nun son elçisidir. O’nun, ashabının, imam-ı muhaddisin ve müçtehit imamların itibarını özellikle düşürmek isteyenler vardır. Bunlar birer projedir, itibar edilmez. Konumuza dönecek olursak, namazın ayrıntılarını Sünnet’ten öğrenelim; Efendimiz’e (sav) kulak verelim:

Hz. Ali (ra) anlatıyor: Allah Resulü ile birlikte, mescitte namaz vaktinin girmesini bekliyorduk. Birdenbire aramızdan birisi kalkarak “Ben bir günah işledim.” dedi; ancak Allah Resulü onunla ilgilenmedi. Namazdan sonra adam, tekrar aynı şeyi söyleyince, Allah Resulü ona:

“Sen biraz evvel güzelce abdest alıp namaz kıldın mı?” diye sordu. Adam “kıldım” diye cevap verdi. Allah Resulü bu defa, “İşte kıldığın o namazın, evvelce işlediğini söylediğin günahına kefarettir.” buyurdu. (Taberani)

Enes bin Malik (ra) anlatıyor: Peygamber Efendimiz’in (sav), vefat ederken ettiği vasiyetinin tamamı şuydu:

“Aman namaza sarılın! Ellerinizin sahip olduğu kölelerinizin, cariyelerinizin, hizmetçilerinizin hukukunu da gözetin!” Resulullah, canı boğazına gelene kadar, dili dönene kadar bu cümleyi tekrar edip durdu. (Beyhaki)

Ebu Zer (ra) anlatıyor: Allah Resulü (sav) gece kalkıp sabaha kadar namaz kıldı. Namazda hep şu ayeti okuyordu: “Eğer onları cezalandırırsan, şüphe yok ki onlar Senin kullarındır. Onları affedersen, azizu Hakim ancak sensin!” (Maide Sûresi 118. ayet) İbni Kesir

Misver b. Mahreme anlatıyor: Hz Ömer’in hançerlendikten sonra yanına gittim. Orda bulunanlara “Durumu nasıl?” diye sordum. Gördüğün gibi dediler. Namazı hatırlatarak O’nu uyandırın. Namazın dışında bir şeyle O’nu ayıltmazsınız! Bunun üzerine “Ey mü’minlerin Emiri! Namaz vakti geldi.” dediler. “Ha, pekâlâ kalkayım.” dedi. İslamiyet’te namazı terk edenin durumunu hatırlamış olmalıydı ki, yarasından kan aka aka namazını kıldı.” (Haysemi)

İbni Abbas (ra) anlatıyor: Gözlerim görmez olmuştu. Bana: “Eğer birkaç gün namazı bırakırsan senin gözlerini tedavi ederiz.” diye bir teklifte bulundular. Ben de:

“Hayır, namazı terk edemem. Çünkü Allah Resulü: “Namazı terk ettiği bir zamanda, bir insan vefat ederse Allah’ın gazabıyla karşılaşır.” buyurmuştu dedim. Amr b. Ümmü Mektum anlatıyor: Allah Resulü’ne dedim ki:

“Ey Allah’ın Peygamberi! Ben, iki gözü de görmeyen biriyim. Evim ise camiye epeyce uzaktır. Bir de, beni camiye götürecek birini her zaman bulma imkânım olmuyor. Acaba namazımı evimde kılmama izin var mıdır?” Efendimiz sav: “Ezanı işitiyor musun?” dedi. “Evet” dedim. “O halde sana bu konuda izin yok” buyurdu. (Munzıri Terğib).

Ümmü Ruman anlatıyor: “Hz. Ebubekir beni, namazda sağa sola baktığımı görünce öyle azarlamıştı ki, neredeyse namazı bozacaktım. Namazı tamamladıktan sonra bana döndü ve şöyle dedi:

“Ben, Allah Resulü’nün: “Namaza durduğunuz zaman, etrafımızla ilişkinizi ve irtibatınızı kesin; Yahudiler gibi sağa sola dönmeyin. Çünkü namazda iken çevre ile ilişkiyi kesmek de namazın bir parçasıdır.” dediğini işittim.” (Ebu Nuaym)

“Revatıp” dediğimiz, farz namazların öncesinde ve sonrasında kılınan sünnet namazlara, Allah Resulü çok ihtimam gösterirdi. Sabah namazının iki rekat sünnetini, en çok önem verdiği sünnet olmasına rağmen biraz hızlıca kılardı, akşam namazının farzından sonraki iki rekatlık sünneti ise çok uzatırdı.

Selam verdiğinde bütün cemaat gitmiş oluyordu. Ayrıca akşamın iki rekat revatıp sünnetten sonra “Evvabin” denilen sünnete de çok önem verirdi ve genellikle dört rekat olarak kılardı. İkindinin farzından önceki dört rekat sünneti, terk etmemesi için Hz. Ali’ye tavsiyede bulunmuştur. Öğle namazından önce dört, sonra genellikle iki kılardı.

Sonrasında dört rivayetleri de vardır. Mesela Şafiiler hem öncesinde, hem sonrasında dörder rekat olarak kılarlar. Yatsının öncesinde dört, sonrasında iki revatıp, üç de vitir kılardı. Daha sonra “teheccüt namazı” denilen gece namazına kalktığında vitir namazını on bir rekata tamamlardı. Ayrıca, “Duha” dediğimiz kuşluk namazını da kılardı. Azı iki, çoğu on iki rekat olan bu namazı, Efendimiz (sav) genellikle sekiz rekat olarak kılardı. Sadece Ramazan ayında kıldığı ve Hz. Ömer’in hilafetinden itibaren düzenli olarak cemaatle ve yirmi rekat olarak kılınan “Teravih” namazını da burada zikretmemiz gerekir. “Tesbih” namazı, “Hacet” namazı, “Husûf” ve “Küsuf” namazları denilen, ay ve güneş tutulması namazları da vardır. Savaş ve korku esnasında namaz, özel bir biçimde kılınır. Cemaatle namaz terk edilmeden dönüşümlü bir şekilde iki rekat olarak eda edilir. Efendimiz (sav), hasta, bitkin olduğu zaman oturarak namaz kılardı.

Son olarak şunu söylemek gerekir ki, ümmetin bu duruma düşmesinde, namaza yeteri kadar ihtimam göstermemesinin payı çok büyüktür. Yeniden diriliş istiyorsak, ıslah olmak istiyorsak, ihya hareketine başlamak arzusundaysak, namazdan başlamamız gerekir. Önce namaz, sonra cihad. Ölü kalplerimizi ancak namaz ve zikirle canlandırabiliriz. Gözyaşlarıyla namaz, huşu ve hudu içinde namaz, cemaatle ve camilerde namaz, vaktinde kılınan namaz, okuduklarımızı tefekkür ettiğimiz bir namaz, bize can verir. Ne zaman sabah namazına, cuma namazı kadar ilgi göstermeye başlarsak, çocuklarımızın okul ödevleri kadar namazlarına dikkat edersek, küçük yaşlardan itibaren evlatlarımıza namazı anlatırsak, kıldırırsak, inanın pek çok manevi sorunumuz çözülür. Namazla dirilişe, namaz için seferberliğe var mısınız?

Hemen şimdi, başlamış olanlara destek olalım diyorum. Can verirken bile, namaz, namaz, namaz diyen Allah Resulü’nün değerli ümmeti! Haydi namaza, haydi kurtuluşa diyorum. Gayret bizden, tevfik Allah’tandır (cc).

Abdurrahman Sevgili

 


* BENZER KONULAR

Çoban Deyip Geçmeyelim 2 Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 08:04:55 ÖÖ]


Çoban Deyip Geçmeyelim 1 Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:57:14 ÖÖ]


Yabancılaşmadan Değişmek ve Gelişmek Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:44:43 ÖÖ]


Suriye Olaylarının Perde Arkasında Neler Var 8 Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:34:29 ÖÖ]


O insanı Yetiştiremezsek 1 Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:25:16 ÖÖ]


Mutluluğun Sırrı Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:12:56 ÖÖ]


Murada Ermek İçin Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:07:00 ÖÖ]


Bize Kalana Bakın Siz Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 06:02:09 ÖS]


Âlemler O’na Hayran Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 05:34:39 ÖS]


Dünya Nedir Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 05:25:53 ÖS]


Gönül Allah (CC) 'ta Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 05:22:44 ÖS]


İmani olgunluğun sırrı - Teslimiyet Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 05:15:04 ÖS]


İnsanın Manevi Yapısı (Ruh, Kalb, Akıl ve Nefs) İle İlgili Meseleler Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 05:06:24 ÖS]


Esat Kabaklı - Sürgün - 320 KBPS Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 04:50:26 ÖS]


Ozanlardan Single Eserler - Karma 320 kbps Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 12:20:38 ÖS]


Esat Kabaklı - Oğul Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 12:07:15 ÖS]


Ehl-i Beyt ve Kerbelâ Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 10:49:31 ÖÖ]


Filistin’in Tarihçesi Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 10:42:17 ÖÖ]


Cennetlik Kadınlar 3 Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 09:10:52 ÖÖ]


Cennetlik Kadınşar 2 Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 09:06:00 ÖÖ]