* FANİ DUNYA FORUM HABERLER


Gönderen Konu: Namazda Huşu  (Okunma sayısı 1918 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı anadolu

  • Administrator
  • *****
  • İleti: 813
    • www.fanidunya.net
Namazda Huşu
« : Eylül 27, 2024, 09:04:38 ÖÖ »


Namazda Huşu

Namaz hususunda yazılacak o kadar çok şey var ki, hepsi ayrı bir konu başlığı olur. Biz burada kısaca namazın önemine değinip geçeceğiz. Namaz insanlara dünyevi zevkler nedeniyle Allah’tan gafil olmamaları ve insanın kendi başına bağımsız bir varlık değil, Allah’ın kulu olduğunu hatırlamaları için farz kılınmıştır. Namaz, insana Allah’ın varlığını hatırlatmak için günde beş vakit olarak farz kılınmıştır. Mahkeme-i Kübra’da (büyük mahkeme olan ahiret gününde) kişinin ilk sorgusu namazdan olacaktır. Namazı kolay geçenin diğer sorgulaması da kolay geçecektir. Aksi olursa zorlandıkça zorlanacaktır.

Zaten mü’min ile diğerleri arasındaki fark da namazdır. Peygamber -aleyhisselatü vesselam- Efendimizin son sözleri “Namaza devam edin… Namaza devam edin…” olmuştur. Bu kadar önemli bir ibadeti terk etmek, gafletten başka bir şey değildir.

“Namazı dosdoğru kıl, gerçekten namaz hayâsızlıktan ve fenalıktan alıkoyar.” (Ankebut-45)

Hz. Ömer -radıyallahu anh- namaz hususunda şöyle demiştir:

“Kişi namaz kılmaya devam ederse bir gün gerçek namaz kılmayı öğrenir.” Yani kıldığı namaz öyle bir zaman gelir ki onu iyiliklere sevk etmeye başlar, haramlardan sakındırmaya başlar. Rabbine kul olduğunu ve O’nun ilminin her şeyi kuşattığını bilir ve davranışlarını ona göre ayarlar.

Namaza son derece önem veren Hz. Ömer (r.a) ölüm döşeğinde dahi bu titizliğinden taviz vermemiştir. Ateşgede, İranlı bir köle, Hz. Ömer Efendimizi namaz kılarken sırtından hançerlemişti. Namazını tamamlamak için belini doğrultmaya çalışıyordu.

Yanındakiler, “Sen namaz kılamazsın.” dedikçe, o “namaz” diyor, Rabbine “namaz” diyerek yürüyordu. Kendini kaybetmeye başlamıştı. Adeta komaya girmişti. Uyandırmaya çalışıyorlar, bir türlü muvaffak olamıyorlardı.

Bir ara içeriye ashabın gençlerinden Misver İbn-i Mehrame girdi. “Emir-ül Mü’minin’i uyandıramıyoruz!” dediler. Yaşı gençti ama Ömer'i çok iyi anlamıştı:

“Emir-ül Mü'minin’i namaza çağırın,” dedi. Birisi, ağzını kulağına doğru yaklaştırdı:

“Es salâh Ya Emir-ül Mü'minin,” dedi. “Namaza ey mü'minlerin emiri!” diyordu. Bıçak keser, ateş yakar, su ıslatır, Ömer namaza çağrılınca kalkardı. Uyuyan ve birkaç defa çağrıldıktan sonra “Geliyorum!” diyen bir insanın telaşıyla:

“Ha Allahi izen.” “Tamam, şimdi kalktım!” diyerek doğrulmaya çalıştı.

Kişi, ibadetlerini yaparken, yakınlarını da asla unutmamalı ve onları da namaza, zekâta, oruca ve diğer farizalara teşvik etmelidir. Kendisi kalktığında aile efradını da namaza kaldırmalıdır. Sabah namazına giderken çocuğum uyanmasın diye ayakuçlarına basarak ve ışığı yakmadan gidiyorsa, ibadetini bu şekilde yaptığında çoluk çocuğunu unutuyorsa, kendisini mesuliyetten kurtarmış olamaz. Zira Rabbimiz ayeti kerimesinde:

“Ehline namazı emret ve onda kararlı davran.” (Ta-Ha, 132) buyurmaktadır. Eğer çocuğa küçük yaşta İslamî terbiye verilmezse büyüdüğünde ona hiç güç yetmez. O çocuğu, yakıtı insan ve taş olan cehenneme odun olarak hazırlarız ki, bunun baş müsebbibi de biz oluruz. O dehşetli günde yakamızı da onun elinden kurtaramayız. Ağaç yaşken eğilir diyen atalarımız ne güzel söylemiş. Nasıl ağaç kartaldıktan sonra eğilmeyip kırılıyorsa, çocuk da büyüdükten sonra kendi yolunu çizer ve seni hiç dinlemez, dikleşir, sonu isyana kadar gider.

Namazı cemaatle kılmak, cemaate devam etmek pek mühimdir. Zira Müslüman, birlik ve beraberlik ruhunu canlı tutmalıdır. Bu da cemaatte vardır. Efendimiz -aleyhisselatü vesselam- hadislerinde:

“İçimden öyle geliyor ki, şu cemaate gelmeyenlerin evlerini başlarına yakayım.”buyurarak cemaatin ne kadar önemli olduğunu vurgulamışlardır. Onun mektebinde yetişen Hazreti Ömer radiyallahu anh da:

“Cennetin yolunu arayan cemaate sarılsın. Şeytan tek kişiyle beraberdir.” buyurarak cemaatin ne kadar önemli olduğu gerçeğini bizlere bildirmiştir.

Namaz, Allah’a imandan sonra yapılması gereken en önemli ibadettir. Mü’minin en önemli vasfıdır. Allah Rasulünün tabiriyle“Namaz gözümün nurudur”, dinin direğidir ve insan-ı kâmil olmanın birinci basamağıdır. Yüce Rabbimiz Kur’an’da mü’minin özelliklerini sayarken:“Namazı huşu ile kılarlar. Onlar (tümüyle boş) şeylerden yüz çevirirler. Irzlarını korurlar. (Başkalarının ırzlarına bakmazlar.) Emanet ve ahiretlerine riayet ederler.

Namazları titizlikle korurlar. Rablerinden saygıyla korkarlar. Hayırda  yarışırlar. Onlar sabrederler.” (Mü’minun, 1-9)buyuruyor. 

Mü’minlerin sözü edilen seçkin nitelikleri herhangi bir ırk, ulus veya ülkeye özgü değildir. Bu seçkin nitelikler ancak içten bir iman, güzel ahlak ve hayatın her yönünde öngörülen kurallara uymakla kazanılır.

“Mü’min”, yüce Allah’ın varlığına ve birliğine inanan anlamına geldiği gibi, başkalarına güven veren ve güvenilen kişi anlamını da taşır. Öyle ise mü’min, ahdine vefalı, anlaşmalarına sadık, sözü özü bir, dostluğuna güvenilen bir insandır. Yüce Rabbimiz, Mü’minûn Suresi’nin ilk ayetlerinde, kurtuluşa erecek müminlerin vasıflarını  açıklamakta ve 8. ayetinde meâlen şöyle buyurmaktadır:

“Yine onlar (o mü’minler) ki, emanetlerine ve ahitlerine riâyet ederler”. Bir Mü’min, sevdiğini sırf Allah için sever ve ondan maddî bir beklenti içinde olmaz. Sır saklar,  emanete hıyanet etmez. Hz. Peygamber -aleyhisselatü vesselam-’in yüksek ahlakına uymaya ve O’nun gibi güvenilir bir insan olmaya çalışır.

Yüce Allah, Peygamberlerini güvenilir kişilerden seçmiş ve onlar gönderildikleri toplumlar tarafından da, emin kişiler olarak tanınmışlardı (Şuara, 107). Nitekim Mekkeliler, Peygamberimiz –aleyhisselatü vesselam-’e, daha  peygamber olmadan önce, “el-Emin “ sıfatını vermişlerdi. Hatta müşrikler, Peygamber olduktan sonra bile çok güvendikleri için kıymetli mücevherlerini hicrete kadar O’na teslim etmişlerdir.

Namaz, sûret-i zâhirede bir şekildir. Ama içinde mücerred bir tefekkür âlemi vardır.

Kişinin namazı ona yaklaşabildiği ölçüde gerçek namaz olur. Namaz beşerî faaliyetler içinde ilâhî tecrîde en yakın olan bir amel olarak bilinir.

Mu'âz bin Cebel, oğluna şöyle vasiyet etmişti:

“Ey oğlum! Bir namazını kıldığın vakit, o namazın senin kıldığın son namazın olacağını düşün! Bir daha böyle bir namaz vaktine yetişeceğini ümit etme!

Ey oğlum! Mü'min olan bir kimsenin iki hayırlı iş arasında ölmesi lâzımdır. Yanî bir hayırlı işi yaptığın zaman, ikinci hayırlı işi yapmak niyetinde ve kararında olmalıdır.”

Peygamberimiz -aleyhisselatü vesselam-’ın son sözleri; “Namaz… Namaz… Namaza devam” olmuştur. Namaza ne kadar önem verdiğini varın siz düşünün.

İNTERNET RADYOMUZ. 24 SAAT YAYINDADIR.

RADYO  FANİDUNYA FM
Yükleme linklerini görebilmek için üye olmanız gerekmektedir. Üye Ol veya Giriş Yap

 


* BENZER KONULAR

Bize Kalana Bakın Siz Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 06:02:09 ÖS]


Âlemler O’na Hayran Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 05:34:39 ÖS]


Dünya Nedir Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 05:25:53 ÖS]


Gönül Allah (CC) 'ta Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 05:22:44 ÖS]


İmani olgunluğun sırrı - Teslimiyet Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 05:15:04 ÖS]


İnsanın Manevi Yapısı (Ruh, Kalb, Akıl ve Nefs) İle İlgili Meseleler Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 05:06:24 ÖS]


Esat Kabaklı - Sürgün - 320 KBPS Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 04:50:26 ÖS]


Ozanlardan Single Eserler - Karma 320 kbps Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 12:20:38 ÖS]


Esat Kabaklı - Oğul Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 12:07:15 ÖS]


Ehl-i Beyt ve Kerbelâ Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 10:49:31 ÖÖ]


Filistin’in Tarihçesi Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 10:42:17 ÖÖ]


Cennetlik Kadınlar 3 Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 09:10:52 ÖÖ]


Cennetlik Kadınşar 2 Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 09:06:00 ÖÖ]


Cennetlik Kadınlar 1 Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 09:00:00 ÖÖ]


Muallim - Öğretmen - Peygamber Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 08:54:03 ÖÖ]


Dar Günlerin Adamı Hz. Osman Gönderen: KOYLU
[Aralık 20, 2024, 11:18:19 ÖÖ]


İhlas ve Samimiyet Gönderen: KOYLU
[Aralık 20, 2024, 11:13:16 ÖÖ]


Zekat İslam’ın Köprüsüdür Gönderen: KOYLU
[Aralık 20, 2024, 11:09:53 ÖÖ]


Kurtuluş İslâm’dadır Gönderen: KOYLU
[Aralık 20, 2024, 10:58:52 ÖÖ]


Tevhid ve İstikâmet Gönderen: KOYLU
[Aralık 20, 2024, 10:55:38 ÖÖ]