* FANİ DUNYA FORUM HABERLER


Gönderen Konu: Dağlarla Boy Ölçüsemezsin  (Okunma sayısı 95 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

fanidunya

  • Ziyaretçi
Dağlarla Boy Ölçüsemezsin
« : Haziran 19, 2021, 06:54:26 ÖÖ »
Dağlarla Boy Ölçüsemezsin

Bir kalpte kibir ve iman bir arada bulunamaz. Ya kibri yenip iman sahibi olursun ya da kibrine mağlup olup imanını yitirirsin. En azından imanını zayıflatırsın.

Birçok günah sebebi, kisinin kibirli davranmasıdır. Zira insanları küçük, kendini büyük gören huy sahibi öyle bir hâle doğru savrulur ki, kalbinde yüce Allah'a sayginin zerresini bulamazsın. Kendini dev aynasında, başkalarını ise karinca gibi görür. Kibri, böbürlenmeyi azdırdıkça imanı ve teslimiyeti azalır. Halbuki bu kibri haklı çıkaracak hiçbir özelliği de yoktur. Dün anne rahmindeki bir cenindi, bugün büyük bir varliktır, yarın da topraktır.

Neyine güveniyor ve kabarıyorsun? Senden sana gelen hiçbir meziyetin yok! Boyunu bosunu, gücünü kuvvetini, varliğını, bugününü yarıninı planlayan bir Rabb'in var! O vermese sende ne var ki?

"Yeryüzünde böbürlenerek dolaşma! Ne yeri yarabilir ne de dağlarla boy ölçüşebilirsin" (Isra, 37).

Dünün böbürlenen, Allah'a meydan okuyan, ben en yüce Rabbinizim diyen simarık putperestleri nerede?
Sırrı Sakati der ki:

"Keşke Bağdat'ta, tanındigım bu şehirde ölmesem. Garip bir yerde ölsem ve beni kimsesizlerin mezarliğına gömseler. Mezarımı öyle toprakla bıraksalar. Üstüme türbe veya işaret koymasalar.

Zira bilindiğim yerde ölür ve mezarım belli olursa insanlar iyi bir insan diye beni ziyarete gelirler. Ya Allah beni affetmemişse. Işte o zaman sahtekârlar arasına yazılırım."

Seytani iyi tanıyın

 Şeytan, yaldızlı sözlerle insanı kandırır. Bir de ahirette iman etmeyenlerin kalpleri, o yaldızlı söze kansın, ondan hoşlansın ve isledikleri suçları işlemeye devam etsinler diye böyle yaparlar (En'am, 112-113).

 Şeytan, insanların arasını açmaya çalısır. Mümin kullarıma söyle, en güzel olan sözü söylesinler. Çünkü şeytan aralarına fesat sokar. Şüphesiz şeytan, insan için apaçık bir düşmandır (Isra, 53).

 Şeytan, insanları vesvese vererek korkutur. Şeytan sizi fakirlikle korkutur ve çirkin işlere teşvik eder (Bakara, 268).

 Şeytan, insana kusur ve günahlarını itiraf ettirmez.

 Şeytan, insani aldattıktan sonra yüzüstü birakır. Tipkı seytanın yaptığı gibi ki, hani insana "Küfret" dedi de, o insan küfredince "Ben senden uzağım. Çünkü ben âlemlerin Rabbi olan Allah'tan korkarim" dedi (Hasr, 16).

 Şeytan, insanları günahlara teşvik eder.

 Şeytan, insanlara Allah'ı zikretmeyi unutturur. Şeytan onları istila etmiş, onlara Allah'ı anmayı unutturmuştur. Onlar, seytanın hizbidir. Iyi bilin ki şeytanin hizbinde olanlar tam bir hüsrandadır (Mücadele, 19).

Günahı kime karşı isledin?

Büyüklerden bir büyük, günahinı azımsayan birine şöyle dedi:

"Sen günahının azlığına veya çokluğuna aldanma. Günahı kime karşı islediğine bak. O zaman günahın nasıl bir bela olduğunu anlarsın."

Tavafta 'Sen, Sen!' diyen adam

Zunnuni Mısrı der ki:

Kâbe'de tavaf esnasında bir adam gördüm. Tavaf duası okuyacağına sadece ve sadece Allah'ı kastederek şöyle diyordu:

"Sen, Sen, Sen!" Bu hâl bütün bir yedi dönüş boyunca devam etti. Sen kelimesinden başka hiçbir şey demedi. Yanına yanaştım şöyle dedim: "Dostum, tavaf boyunca hiçbir dua etmedin. Sadece 'Sen, Sen' deyip durdun. Başka söz, başka dua bilmiyor musun?" Adam başını kaldırdı, şehadet parmağını göğe doğru işaret etti ve şöyle cevap verdi bana:

"O, yüce Allah kendisinden başka söze geçmeme müsaade etmiyor. Evrende O'ndan başka ne var ki?"

Bir dua

Ümmü Seleme (RA) diyor ki:

Peygamberimiz evden çıktiğında bakışlarını göğe çevirir ve şöyle buyururdu:

 "Allah'ım! Saptırmaktan ve sapıtmaktan, zelil etmekten ve zelil olmaktan, zalim olmaktan ve zulme uğramaktan, cahilce davranmaktan ve cahilce muamele edilmekten sana siginırım."

Sırtında un çuvalı

O gün Medine çarşısına çıkanlar hayretle donakaldılar. Halife Hz. Ömer, bir elinde bastonu diğer elinde sırtina aldığı un çuvalının ucu çarşıyı baştan başa geçiyor. Insanlar hamle yapıyor, Halife'nin sırtındakı çuvalı almak için, ama o buna müsaade etmiyor.

Çarsınin sonuna doğru yaklastığındanda oğlu Abdullah, babasına yanaştı ve "Baba, sen halifesin. Insanlar saşkınlar. Sen bu cografyanın devlet reisisin. Senin çuval tasıman uygun olmaz.

Birak ben sırtıma alayım da bırakman gerekli olan yere bırakayım" dedi.

Hz. Ömer bir taraftan yürüyor, diğer taraftan da oğlunu dinliyordu. Nihayet varacağı yere varınca çuvalı indirip oğluna döndü:

"Oğlum, bu sabah aynada, yüzüme bakarken, içime şöyle bir duygu girdi. Ömer, sen bu cografyanın devlet başkanısın.

Hüküm senin elinle dağılıyoror. Bir an içime nefsimi beğenmek girdi. Işte bu hâl olunca nefsimi küçültmek istedim. Ona ders vermek istedim. Ve nefsime, 'Sen hiçbir şey olamazsın. Senden ancak un çuvalı taşıyan bir adam olur' dedim. Oğlum, sen de babanı böyle gör. Un taşıyan bir adam sadece!"

Tövbesi olmayan bir günah var mı?

Içten tövbe ettiginizde affedilmeyecek günah yoktur. Önemli olan gerçek anlamda pişman olmak ve aynı günaha dönüş yapmamaktır. Ancak, bir insan günah işler ve sonra da tövbe edemeden ölürse onun durumu yüce Allah'ın verecegi karara kalır. Dilerse affeder. Bunun tek istisnası "şirk, yani küfür" içine girmektir. Bir kişi Allah'ı, peygamberi, kitabı, ahireti inkâr eder ve sonra da tövbe etmeden ölürse onun yeri cehennemdir.

Affedilmez. Bu hususta şu ayet gözden uzak tutulmamalıdır. "Muhakkak ki Allah kendisine ortak kosulmasını bağışlamaz. Bunun dışındaki günahları dilerse bağıslar. Kim Allah'a ortak koşarsa, elbette o derin bir sapıklığa düşmüştür" (Nisa, 116).

 Mahrem ve namahrem ne demektir?

Bu iki kavram fıkhidir; evlilikle ilgili birer ifadedir. Namahrem, "kendisiyle evlilik caiz olan, evlenmesi haram olmayan kişiler" demektir. Iki kişinin evlenmesine bir engel yoksa - prensip itibarıyla - o kişiler birbirlerine namahrem sayılır. Mahrem ise "yakın akrabasi olduğu için nikâh düşmeyen, ebediyen evlenmeleri caiz olmayan kişiler" demektir. Kişinin amca, dayı, hala, teyzesi gibi akrabaları mahremdir.

Nihat hatipoğlu.

 


* BENZER KONULAR

Allah’ı Ne Kadar Seviyoruz Gönderen: anadolu
[Bugün, 08:40:07 ÖS]


Böyle Sevdik Gönderen: anadolu
[Bugün, 08:35:30 ÖS]


Dostluk Üzerine Gönderen: anadolu
[Bugün, 08:27:16 ÖS]


Sevmek-Sevilmek Gönderen: anadolu
[Bugün, 08:21:12 ÖS]


Sermayemiz takvamız olsun Gönderen: anadolu
[Bugün, 08:14:00 ÖS]


Bize De Dua Yâ Rasulallah (S.A.V) Gönderen: anadolu
[Bugün, 08:09:36 ÖS]


Çoban Deyip Geçmeyelim 2 Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 08:04:55 ÖÖ]


Çoban Deyip Geçmeyelim 1 Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:57:14 ÖÖ]


Yabancılaşmadan Değişmek ve Gelişmek Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:44:43 ÖÖ]


Suriye Olaylarının Perde Arkasında Neler Var 8 Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:34:29 ÖÖ]


O insanı Yetiştiremezsek 1 Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:25:16 ÖÖ]


Mutluluğun Sırrı Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:12:56 ÖÖ]


Murada Ermek İçin Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:07:00 ÖÖ]


Bize Kalana Bakın Siz Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 06:02:09 ÖS]


Âlemler O’na Hayran Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 05:34:39 ÖS]


Dünya Nedir Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 05:25:53 ÖS]


Gönül Allah (CC) 'ta Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 05:22:44 ÖS]


İmani olgunluğun sırrı - Teslimiyet Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 05:15:04 ÖS]


İnsanın Manevi Yapısı (Ruh, Kalb, Akıl ve Nefs) İle İlgili Meseleler Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 05:06:24 ÖS]


Esat Kabaklı - Sürgün - 320 KBPS Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 04:50:26 ÖS]