* FANİ DUNYA FORUM HABERLER


Gönderen Konu: Islam’da Ruhbanlik Yoktur  (Okunma sayısı 96 defa)

0 Üye ve 2 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

fanidunya

  • Ziyaretçi
Islam’da Ruhbanlik Yoktur
« : Temmuz 11, 2021, 08:08:23 ÖS »
Islam’da Ruhbanlik Yoktur

Medine'de en sevilen ve tanınan Peygamber dostlarından biridir Osman bin Maz'un. Bir gün kendince bir karar alır. Eşinden uzaklaşır, çarsıyı  pazarı, insanları terk eder. Üstüne başına sade bir giysi alır ve bir odaya kapanır. O artık 24 saatini ibadet ve zikirle meşgul etmek niyetindedir.

Eii ise bundan rahatsızdır. Zira Osman (RA) onu da terk etmiştir. "Benim kadınla-eşimle işim yok artık" demiştir.

Karisı bu meseleyi Efendimizin eşi olan Hz. Aişe'ye zarif ve edepli bir şekilde iletir:

"Osman bizi terk etti. Kendini ibadete adadı. Artik 24 saat sadece ibadet yapıyor. Bu nedenle ben de üstümü başımi eşim için süslemiyorum." Aslında, Osman bin Maz'un'un hanımını  bakımsız gören Hz. Aişe bunu sorgular da mesele ondan açılır. Hz. Aişe, Osman'ın eşine, "Ne bu halin? Eşin seni bakimlı  görmek ister" deyince kadın durumu anlatır.

Hz. Aise, meseleyi Hz. Resulullah'a aktarır. Bu tavrın doğru olup olmadığını ögrenmek ister.

Hz. Peygamber, Osman bin Maz'un isimli arkadasinin bu kararini hos karsilamaz. Rahatsiz olur ve Osman'in kendini soyutladigi adresi sorar. Ögrenince de gidip kapiyı çalar. Osman bin Maz'un, yukarıdan "Kim o?" deyince de "Muhammed" cevabini verir. Hz. Osman hızla asağı iner. Heyecanla kapiyı açar. "Buyurun Allah'in Resulü, şeref verdiniz. Onurlandırdınız" der.

Efendimiz ise içeri girmez. Şöyle der çok sevdiği Osman bin Maz'un'a: "Osman, bu odayı terk et ve insanların içine katıl. Unutma ki eşinin senin üzerinde hakkı var.

Bedeninin senin üzerinde hakkı var. Ibadet et ama dinlen, uyu, yemek de ye. Hayata katıl. Ben apaçık bir dinle gönderildim. Bana inen dinde ruhbaniyet -hayattan soyutlanıp dağlara çekilmek- yoktur. Ben güzel örnek değil miyim? Eşimle, çocuklarımla ilgilenirim, ibadeti yaparım. Uyurum da, yemek de yerim."

Efendimiz, Osman'ı soyutlandığı dünyadan İslam'ın "Hakkini verin" dediği gerçek hayata katar. Bu hayatta Islam'ın ölçülerini aşmadan, şaşmadan.

Ilginç olan şu:

Dün hayattan ibadete soyutlanıyorlardı. Dünyayı bırakıp ahirete yöneliyorlardı. Bugün ise ibadeti birakıp hayata soyutlanıyor insanlar. Ahireti düşünmüyor, sadece gününü gün etmeye çalisiyoruz. Insanlar; adaleti, hakkaniyeti, vicdani, ahireti, teraziyi ne az hatirlar oldular.

KUR'AN SIZI ANLATIYOR

Rahmân'in (has) kullari onlardır ki, yeryüzünde tevazu ile yürürler ve kendini bilmez kimseler onlara laf attığında  (incitmeksizin) "Selam!" derler (geçerler).

Gecelerini Rablerine secde ederek ve kıyam durarak geçirirler.

Ve şöyle derler:

Rabbimiz, cehennem azabını üzerimizden sav. Doğrusu onun azabı gelip geçici değil, devamlıdır.

Orası cidden ne kötü bir yerleşme ve ikamet yeridir.

O kullar, harcadıklarında  ne israf ne de cimrilik ederler; ikisi arasında orta bir yol tutarlar.

Yine onlar ki, Allah ile beraber (tuttukları) başka bir tanrıya yalvarmazlar.

Allah'in haram kıldığı  cana haksız yere kıymazlar ve zina etmezler. Bunları yapan, günahının cezasıni bulur.

Kiyamet günü azabı kat kat artirılır ve onda (azapta) alçaltiımış olarak devamlı kalır.

Ancak tövbe ve iman edip iyi davranışta bulunanlar başkadır.

Allah, onların kötülüklerini iyiliklere çevirir. Allah çok bağıslayıcıdır, engin merhamet sahibidir.

Kim tövbe edip iyi davranış gösterirse, şüphesiz o, tövbesi kabul edilmiş olarak Allah'a döner.

(O kullar), yalan yere şahitlik etmezler, boş sözlerle karşılastıklarında vakar ile (oradan) geçip giderler.,

Kendilerine Rablerinin ayetleri hatirlatildiginda ise onlara karsi sagir ve kör davranmazlar.

(Ve o kullar) "Rabbimiz! Bize gözümüzü aydınlatacak eşler ve zürriyetler bağışla ve bizi takvâ sahiplerine önder kıl" derler.

Işte onlara, sabretmelerine karşılık  cennetin en yüksek makamı verilecek, orada hürmet ve selamla karşılanacaklardır.

Orada ebedi kalacaklardır.

Orası ne güzel bir yerleşme ve ikamet yeridir.

(Resulüm!) De ki:

 (Kulluk ve) yalvarmanız olmasa, Rabbim size ne diye değer versin? (Ey inkârcılar!

Size Resul'ün bildirdiklerini) kesinkes yalan saydınız; onun için azap yakanızı bırakmayacaktır!
(Furkan Suresi, 63-77)

TÜCCARIN DOGRUCUSU

Şöyle buyuruldu:

"Dürüst ve güvenilir tüccar, peygamberler, sadıklar ve şehitlerle beraber haşrolur" (Tirmizi, 1209).

EVDEN ÇIKARKEN UNUTMA

Hz. Peygamber'imiz şöyle buyurdu:

"Evinden çikarken 'Bismillah! Tevekkeltu ale'llah. La havle vela kuvvete illa billah' (Allah'in adiyla. Allah'a güvenip yanastım. Güç, kuvvet, kudret sadece Allah'a aittir) diyen kişiye şöyle cevap verilir:

Sen artık rahatça işine bak. Sana hidayet verildi. Korundun. Bu sana yeter" (Tirmizi, daavat, 3422).

CENNETE GIREMEZSIN

Efendimiz (SAV) buyurdu:

"Iman etmedikçe cennete giremezsiniz. Birbirinizi sevmedikçe de iman etmis olamazsiniz" (Müslim, Tirmizi).

'ALLAH HER YERDEDIR' DIYORUZ, BUNU NASIL ANLAYALIM?

Öncelikle yüce Allah'ın zatı hakkında konuşmak mümkün değildir. O'nun varlığınin şekli hakkında bir fikir beyan etmek mümkün değildir. Zira O, düşüneceğiniz, hayal edeceğiniz her türlü şekilden ayrı ve gayrıdır. Biz O'nun yüce varliğıni sıfat ve esmasıyla biliyoruz. Bu sıfatlardan biri de Allah'ın zaman ve mekân üstü olmasıdir. Zira mekân ve zaman yokken de o vardı.

Mekânı, zamanı, varliğı, evreni o yarattı. Yarattiğı bir şey ile -âlem, cevher, varlık- sınirlanması mümkün değildir. Biz O'nun her yerde olmasını; gücü, kudreti, hâkimiyeti, bilgisi, görmesi, isitmesi ile her yere tecelli etmesi olarak anlarız.

 Camilere neden "Allah'in evi" diyoruz? Bu tanımlama da mecazi anlamda bir ifadedir. Kâbe için de "Allah'ın evi" diyoruz. Allah'ın eve barka ihtiyaci yoktur. Allah'ın evi demekle biz şunu kastediyoruz:

"Buraya minnetsiz girin. Burasi dokunulmazdir. Buraya girince kendinizi özgür ve güvende hissedin. Kimseye buraya girmenizden dolayı hesap vermek zorunda degilsiniz.

Burada çirkin bir is yapmayin, yaptırmayın. Burası -yani camiler- kimsenin malı mülkü değildir. Herkesin ortak kullanım alanıdır."AT

Nihat Hatipoğlu.

 


* BENZER KONULAR

Allah’ı Ne Kadar Seviyoruz Gönderen: anadolu
[Bugün, 08:40:07 ÖS]


Böyle Sevdik Gönderen: anadolu
[Bugün, 08:35:30 ÖS]


Dostluk Üzerine Gönderen: anadolu
[Bugün, 08:27:16 ÖS]


Sevmek-Sevilmek Gönderen: anadolu
[Bugün, 08:21:12 ÖS]


Sermayemiz takvamız olsun Gönderen: anadolu
[Bugün, 08:14:00 ÖS]


Bize De Dua Yâ Rasulallah (S.A.V) Gönderen: anadolu
[Bugün, 08:09:36 ÖS]


Çoban Deyip Geçmeyelim 2 Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 08:04:55 ÖÖ]


Çoban Deyip Geçmeyelim 1 Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:57:14 ÖÖ]


Yabancılaşmadan Değişmek ve Gelişmek Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:44:43 ÖÖ]


Suriye Olaylarının Perde Arkasında Neler Var 8 Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:34:29 ÖÖ]


O insanı Yetiştiremezsek 1 Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:25:16 ÖÖ]


Mutluluğun Sırrı Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:12:56 ÖÖ]


Murada Ermek İçin Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:07:00 ÖÖ]


Bize Kalana Bakın Siz Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 06:02:09 ÖS]


Âlemler O’na Hayran Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 05:34:39 ÖS]


Dünya Nedir Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 05:25:53 ÖS]


Gönül Allah (CC) 'ta Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 05:22:44 ÖS]


İmani olgunluğun sırrı - Teslimiyet Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 05:15:04 ÖS]


İnsanın Manevi Yapısı (Ruh, Kalb, Akıl ve Nefs) İle İlgili Meseleler Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 05:06:24 ÖS]


Esat Kabaklı - Sürgün - 320 KBPS Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 04:50:26 ÖS]