Anne Babaya Kısa Kısa Öneriler - Öğütler
Bugüne kadar “çocuk eğitimiyle” ilgili yaptığımız çalışmaların özetini oluşturan kuralların bazılarını maddeler halinde okuyucularımıza sunmak istiyoruz.
Bu ana kurallar başlı başına bir kitap dolusu bilgileri ihtiva ediyor.
Başta eğitimciler, anne ve babalar olmak üzere herkese yararlı olacağını umuyoruz.
Mustafa K. Topaloğlu'nun Kaleminden
Çocuğunuza örnek olun
Çocuğa karşı en önemli görevlerin başında “adaletli olmak” gelir.
Eğitim, doğruları söylemek değil, doğruları yapmaktır.
Çocuklar öğütten daha çok, iyi örneğe ihtiyaç duyarlar.
Çocuk, anne babanın görülen birçok özelliğini aldığı gibi, gözle görülmeyen özelliklerini de alır.
Çocuklar da insandırlar. Onlar da herkes gibi kendilerin devamlı emir verilmesinden hoşlanmazlar.
Topluma faydalı, değişiklik ve yenilikler yapan insanları, çocuklarınıza örnek gösterin.
Yollarını açın
Çocuğunuzun kendisi olmasına izin verin.
Çocuklara “ne” düşünecekleri değil, “nasıl” düşünecekleri öğretilmeli.
Çocuklarımızı “kişilik sahibi” yapabilmek için düşündüklerini, isteklerini ve inandıkların keşfetmelerine izin verin.
Çocuğunuzun yaşına ve gelişimine göre, uygun görev ve sorumluluklar verin.
Çocuğunuzun problemlerini kendi kendine çözmesine fırsat verin. Çözemediği vakit devreye girin.
Çocuğunuza hep çocuk gibi davranırsanız, o da hep çocuk kalır.
Çocuğunuz 14 yaşını geçtikten sonra, tatillerde çalıştırın. Kendi işyeriniz olsa bile, başkaları yanında çalışmasına imkân hazırlayın.
Onlarla ilgilenin
Çocuğunuza vereceğiniz en değerli hediye, “ilgi ve zamanınızdır”.
Çocuklarınızla duygu ve ihtiyaçları hakkında konuşun.
Çocuklarınızı, tüm duygularınızla dinleyin ve onlara değer verdiğinizi “beden dilinizle” onlara hissettirin.
Çocuğunuzun duygu ve düşünceleri hakkında karşılıklı konuşun.
Hangi yaşta olursa olsun, çocuğunuzla oynama ve onun heyecanına katılma fırsatını kaçırmayın.
Çocuğunuzun her yaşta anlattığını, sıkıntıdan patlasanız bile dinleyin.
Çocuğunuzun anlattıklarını dinlemiyorsanız, bir süre sonra onun da sizi dinlemediğini görürsünüz.
Çocuğunuzu dinlerken, mutlaka yüzüne bakın ve onunla “göz ilişkisi” içinde olun.
Hangi yaşta olursa olsun, her fırsatta çocuğunuzun fikrini sorun.
Çocuğunuzu ilgilendiren bütün konularda, kararı onunla birlikte verin.
Ona karşı dengeli olun
Çocuğunuzu başkasının çocuğuyla karşılaştırmayın.
Çocuğunuzun yanlışlarını değil doğrularını yakalayın.
Dengeli takdir edilen ve övülen çocuklar, anne-babalarını ve arkadaşlarını da takdir etmeyi öğrenirler.
Aşırı sevgi ve takdir çocuğunuzu “şımarıklığa” yöneltir.
Anne-babaların davranışları ne aşırı “baskıcı” ne de aşırı “serbest” olmamalı.
Anne-babalar, çocuklarına karşı davranışlarında mutlaka tutarlı olmak zorundadırlar.
Korkuya dayalı disiplin yerine, sorumluluğa dayalı disiplin verin.
Çocuğunuza istemediğiniz hareketleri yasaklamadan önce yasaklama nedeninizi mutlaka açıklayın.
Çocuğunuza ne kadar çok kural koyarsanız, o kadar çok çatışır, kızar ve disiplin sorunu yaşarsınız.
Dövülen çocuklar, kavgayı, geçimsizliği ve düşmanlığı öğrenirler.
Olumsuz ifadelerden kaçının
Çocuklarınıza ne derseniz öyle olma ihtimalini artırırsınız. “Tembel”, “sorumsuz”, “inatçı”, “huysuz” gibi olumsuz sıfatlar, bu özellikleri geliştirir.
Sık eleştirilen çocuklar, içe kapanık ve güvensiz olurlar.
Suçlanan her konuda kabahati bulunan çocuklar, suçlamayı ve yalan söylemeyi öğrenirler.
Kızgın olduğunuz bir sırada, çocuklarınıza hayat dersi vermeye kalkmayın.
Çocuğunuza hep kendi isteklerinizi söylerseniz, ergenlik çağından itibaren istemediklerinizi işitirsiniz.
Anne ve babalar çocuklarını “sevmek” zorundadırlar. Ancak, bunu her fırsatta söylemelerine gerek yoktur.
Çocukların büyüme hormonu gece uykuda iken salgılanır. Bu nedenle geç yatan çocuklar sağlıksız olurlar. On iki yaşına kadar çocuklar, kışın en geç 21.00, yazın 22.00`da yatmalı.