Güzel Sözler - Barış Manço
İnsanın öğrenmesi gereken ilk dil, tatlı dildir.
" Sana uzatılan elleri görmek istemesen de
Bir gün o eller üstünde bu dünyadan göçmek var ya" Abbas Yolcu şarkısından
Yıllardır sürüp giden bir pay alma çabası, topu topu bir dilim kuru ekmek kavgası... Bazen durur bakarım bu ibret tablosuna. Kimi tatlı peşinde kimininse tuzu yok.
Taş üstüne taş koya koya, yarattığın dünyanın çöktüğünü görmek bir yana birde altında kalmak varya!
Sana uzattılar ellerini görmek istemesende, bir gün o eller üstünde bu dünyadan göçmek varya!
Dünya küçük, insanlar kardeş.
Şam ipeğinden burma giysen bile. Zemzem suyuyla yıkansan bile. Dünya ahiret bir keyif sürmek için. Mutlak dökmeli helal alınteri.
Topraktan geldi insan, yine toprağa dönecek iki lokma ekmek için ömür boyu dövüşecek.
Her yeni doğan bebek yeni bir dünya demek.
Usta terzi dar kumaştan bol gömlek diker, doğru tartan esnaf rahat huzurlu gezer, eğrinin ve doğrunun hesabı mahşerde, dünyada biraz huzur herşeye bedel.
Adresim çok basit: Barış Manço, Moda, 81300, İstanbul... Barış Manço, Moda, 81300 İstanbul
(Pazar sabahları yayınlanan "Barış Manço ile 7'den 77'ye" adlı programını kapatırken söylediği sözler.)
Ben ne çağdaş Türk ozanı, ne çağdaş Dede Korkut ne de günümüzün Nasrettin Hoca'sıyım. Sadece 20. yüzyılda yaşamış ve o yüzyıla damgasını vurmaya çalışan bir Türk'üm. 20.yüzyılın Türk müziğini yapıyorum.
Hiç bir Allah'ın kulu, hiç birşeyi laf olsun diye yapmıyor. Bunun karşılığı bazen maddeyle, bazen maddenin dışı manevi şeylerle, bazen her ikisiyle ölçülür.
Oğullarımın isimleri doğdukları gün aklıma geldi. Belki de doğunun ve batının barış içinde olmasından dolayı bu isimleri koymuşumdur.
Bir kişinin adı en son ne zaman telaffuz edilirse o gün ölmüş oluyor insan. Yani fizik olarak bu dünyayı terk etmek çok da önemli bir şey değil. Nasıl olsa günün birinde hepimiz terk edeceğimiz için ve milyarlar terk ettiği için... Ama adınız anılmadığı gün gerçek anlamda bu dünyayı terk etmiş oluyorsunuz.
Ben hep sizin şarkınızı söyledim.
Ben yaşanmış her şeyi seviyorum, birileri tarafından yaşanmış, paylaşılmış her şeyi seviyorum. Düşünülenin aksine ben tarih sevmiyorum, geleneği seviyorum. Tarih ölür, gelenek yaşar.
Çıkmaz sokağa girmeden gösterelim ve hiçbir insandan esirgemeyelim sevgilerimizi. Üç beş günlük dünya hayatı değmiyor hiçbir kavgaya...
Ben bir şarkıcı, besteci olarak bu dünyaya gelmedim. Düşüncelerimi aktarmak üzere geldim. Bu; gün geldi şarkı söylemekle oldu, gün geldi bir televizyon programında çocuğun saçlarını okşamakla oldu.
Geçmişini bilmeyen bugününü anlayamaz ve yarınını kuramaz.
Ne yazık ki, her beraberliğin bir de ayrılığı oluyor; ne yazık ki, her başlangıcın bir sonu olduğu gibi...
Gençlerimizin ülkemizi iyi yerlere getireceğinden eminim; biz onlara köstek olmayalım yeter.
Unutma ki dünya fani, veren Allah alır canı.
Ben yaşarken kendime sanatçı diyemem, çok ayıptır. Ancak on, yirmi, kırk yıl sonra diyebilirler.
Gelecek nesiller, kuşaklar tarafından Yâd-ı Cemil olmak. Tek niyetim ve gayretim bundan ibaret...