ÖLÜM AHİRET HAYATI
Bazı insanlar ölümü, insanın yokoluşu gibi anlarlar. Oysa ölüm, sadece dünya hayatı ile ahiret hayatı arasında bir geçiş, bir kapı gibidir.
Kapının arkasında, yani ahiret hayatımızda, cennette veya cehennemde bir yerde olmamız da Allah'ın, dünyadaki hareketlerimizi beğenmesine veya beğenmemesine bağlıdır...
Ölüm sadece bir sürenin dolmasıdır. Sınavın bittiğini belirten zilin çalması ve çıkış kapısının açılması gibi.
Allah herkese dünyada ayrı bir sınav süresi vermiştir. Kiminin süresi 30 yılda, kimininki ise 100 yılda bitebilir.
Nasıl sizin dünyadaki sınavınızın başlangıcı olan doğumunuza siz değil Allah karar verdiyse, sürenin bitimine de Allah karar vermiştir. Yani kaç yaşında öleceğinizi yalnızca Allah bilir.
Ölümü nasıl karşılamamız gerekir?
Dünyadaki sınavın bitişi demek olan ölüm, iman eden kişiler için bir sevinç vesilesidir.
Süresi dolup da sınavdan çıkan ve başarılı olan bir insanın ardından üzülmek çok anlamsız olur.
İşte bu şekilde ölen bir insanın ardından üzülmek de aynı şekilde, hatta daha da anlamsızdır.
Ölen kişi çok yakın tanıdığımız ve çok sevdiğimiz biri olabilir. Ancak iman eden bir insan ölümün kesin bir ayrılık olmadığını, ölen kişinin sadece dünyadaki imtihanın bittiğini düşünür ve buna göre davranır.
Allah'ın isteklerine göre yaşayan Müslümanları Allah'ın ahirette yeniden biraraya getireceğini ve cennetle mükafatlandıracağını bilir.
Bu durumda üzülmek bir yana bu kişi için büyük bir sevinç duyar.
Allah bizi dünyadan istediği an çıkartabilir yani dilediği an canımızı alabilir. İnsanın yapması gereken bu süre dolmadan önce elinden geleni yapıp Allah'ın sevgisini kazanmaya çalışmaktır.
Sonuç olarak aklınızdan çıkarmamanız gereken şudur:
Ölüm bir son değil, bir geçiş kapısıdır. Sonsuza kadar sürecek olan asıl hayat, ahirettedir.
Bizim de her an ahiretteki bu gerçek hayatımıza hazırlık yapmamız gerekir.
Hiç sınavdaki insan orada sonsuza kadar yaşayacakmış gibi bir çaba içine girer mi?
Elbette hayır. Sadece soruları dikkatlice cevaplayıp sınavdan bir an önce çıkmayı düşünür.
İşte dünya hayatında da insan Allah'ın kendisi için hazırladığı imtihanı en iyi şekilde bitirip Allah'ın rızasını ve cenneti kazanmayı istemelidir.
Her insanın dünyadaki en önemli çabası Allah'ı sevmek ve O'nun rızasını kazanmak için çalışmak olmalıdır.
Çünkü sonsuz merhamet sahibi olan Rabbimiz Kendisine inanan kullarını sevmekte ve her an korumaktadır.
Bir ayette şöyle buyrulmaktadır:
Doğrusu benim Rabbim, herşeyi gözetleyip-koruyandır." (Hud Suresi, 57)