* FANİ DUNYA FORUM HABERLER


Gönderen Konu: Dünya Fani Ahiret Baki  (Okunma sayısı 136 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimiçi fanidunya NET

  • Administrator
  • *****
  • İleti: 7241
Dünya Fani Ahiret Baki
« : Kasım 26, 2022, 08:04:45 ÖÖ »
Dünya Fani Ahiret Baki

وَاضْرِبْ لَهُمْ مَثَلَ الْحَيٰوةِ الدُّنْيَا كَمَٓاءٍ اَنْزَلْنَاهُ مِنَ السَّمَٓاءِ فَاخْتَلَطَ بِهٖ نَبَاتُ الْاَرْضِ فَاَصْبَحَ هَشٖيماً تَذْرُوهُ الرِّيَاحُؕ وَكَانَ اللّٰهُ عَلٰى كُلِّ شَيْءٍ مُقْتَدِراً

“Onlara dünya hayatına dair şu örneği de ver: O, gökten indirdiğimiz su gibidir; o su sayesinde yerdeki bitkiler gelişip birbirine karışır, sonra da bu bitkiler rüzgârın savurduğu çerçöp hâline gelir. Allah her şeye muktedirdir.”
(Kehf, 18/45.)

İnsanın doğumla başlayıp ahirete uzanan yolculuğunun en önemli durağı hiç şüphesiz dünya hayatıdır. Öyle ki ebedî hayat olan ahirette kurtuluş veya hüsran, insanın dünya hayatındaki yaşantısına bağlıdır. Bu yüzden Kur’an’da değişik vesilelerle dünya hayatının, aslında ahiret hayatı için bir araç olduğu vurgulanmış, insanın ahireti kazanmak için nasıl bir hayat yaşaması gerektiği ilahi yönlendirmelerle belirlenmiş, hem olumlu hem de olumsuz örnekler gözler önüne serilmek suretiyle insanların ibret almaları hedeflenmiştir.

Kur’an’ın dünya hayatı ile ilgili tasvirlerine baktığımızda ortaya çıkan şudur ki insan, dünyaya imtihan için gönderilmiştir. Bu imtihanın en önemli basamağı ise Yüce Allah’ı tanıyıp O’na iman etmektir. Allah ile beraber başka varlıklara da değil sadece ve sadece O’na iman etmek, O’nu rab edinmektir. Zira insanı kurtuluşa götürecek olan tevhit inancının gereği budur. İmtihanın diğer basamağı ise bir olan Allah’a gereğince kul olabilmek, rab olarak kabul ettiğimiz Yüce Allah’a teslimiyet göstermek, emir ve yasaklarına riayet etmektir. Kısacası, iman ve salih amel şeklinde özetlenen bu iki haslet, dünya hayatında insandan istenen kurtuluş anahtarıdır.

Her fırsatta ahiret hayatının önemine vurgu yapan Kur’an-ı Kerim’de, ahireti isteyen ve bir mümin olarak ahiret için ona yaraşır şekilde çalışıp çabalayanların bu gayretlerinin karşılıksız kalmayacağı ifade edilmektedir.

(İsra, 17/19.) Dünya hayatında yapılan fiillerin ahirette faydalı olabilmesi için gerekli olan ise sağlam bir iman, halis niyet ve doğru ameldir. (Zemahşerî, el-Keşşâf, 2/656.) Buna göre, işlediğimiz fiillerin doğru olması gerektiği gibi niyetimizin de halis olması gerekir. Zira gösteriş için yapılan fiiller belki dünyada bir kazanca vesile olacaktır ama bunların ahirette bir faydası olmayacaktır.

Kur’an’da yer alan benzetmelerde dünya hayatı, yağan yağmurlarla yemyeşil olan, insanların hoşuna giden, içini aydınlatan ancak bir süre sonra kuruyup yok olan bir yer olarak sunulmaktadır. (Yunus, 10/24; Kehf, 18/45; Hadid, 57/20.) Dünya hayatında insanın en çok değer verdiği, uğruna pek çok değerden vazgeçtiği şeyler ise “Servet ve oğullar, dünya hayatının süsüdür; kalıcı olan iyi davranışlar ise Rabbinin nezdinde hem sevapça daha hayırlı hem de ümit bağlamaya daha layıktır.” (Kehf, 18/46.) ayetinde yer aldığı üzere gelip geçici şeyler olarak takdim edilmektedir. Bu dikkat çekici benzetme, insanları aldatan dünya hayatının fâni olduğunu, dünyada övünç vesilesi olan mal, mülk ve çocukların ise bir süsten ibaret olduğunu ifade etmektedir. Kısa bir süre sonra ise fâni olan gidecek, asıl değerli olan salih amel kalacaktır. (Kur’an Yolu, 3/557.) Ayrıca Kur’an’da yer alan, dünyanın yok olacağı; dağların, denizlerin, güneşin, ayın, yıldızların vb. düzeninin bozulacağı yönündeki kıyamet tasvirleri de dünyanın fâni olduğuna, insanın dünya hayatına kendisini kaptırmaması gerektiğine yönelik etkili anlatımlardır.

Kur’an’da değişik vesilelerle peygamberlerin mücadelelerinden, önceki toplumların hayatlarından kesitler sunulmaktadır. Bazı toplumların Allah’a ve peygamberlerine karşı gelmeleri sebebiyle bazılarının gayriahlaki yaşantıları sebebiyle bazılarının ticarette hile yaparak insanları aldatmaları sebebiyle vb. helak edildikleri anlatılmaktadır. Bütün bunların ortak noktası ise insanların dünya hayatına kendilerini kaptırmaları, asıl yaratılış gayeleri olan kulluk sorumluluklarını unutmalarıdır. İnsanlık tarihi boyunca tekerrür eden bu hakikat ne yazık ki günümüzde de farklı şekillerde tezahür etmektedir. Dünyaya kendini kaptırma, dünyayı ebedî gibi görme, ahireti ise hesaba katmama ne yazık ki bizleri de kuşatan bir hastalık olmuştur. Kur’an’da, “Dünya hayatı bir oyun ve eğlenceden başka bir şey değildir. Müttaki olanlar için şüphesiz ki ahiret yurdu daha hayırlıdır.

Hâlâ aklınızı kullanmayacak mısınız?” (Enam, 6/32; Ankebut, 29/64; Muhammed, 47/36; Hadid, 57/20.) buyrulduğu hâlde bu hakikati yeterince idrak edemedik. Ahiretin yanında dünya hayatının geçici bir faydadan ibaret olduğunu vurgulayan Kur’an’ın (Rad, 13/26; Mümin, 40/39.) bu ikazını anlayamadık.

Kimimiz daha çok kazanma uğruna heba etti ömrünü kimimiz makam ve mevki uğruna feda etti ahiretini.

Daha çok kazanma hırsı esir etti bizi dünyaya. Öyle ki kendimizi kaybettik, çoluk çocuğumuzu unuttuk bu uğurda. Bizi biz yapan sabır, şükür, kanaat, cömertlik, helal haram bilinci gibi değerlerimizi yitirdik. Hırs, tamah ve açgözlülüğün pençesine düştük. Kulluğumuzu unuttuk, Rabbimizden uzaklaştık. Dünyaya gereğinden fazla değer verdik, değerli olan ahireti ise ihmal ettik.

Yüce Allah’ın, “Bilin ki dünya hayatı, bir oyun, bir eğlence, bir gösteriş, aranızda bir övünme, mal ve evlatta bir çokluk yarışından ibarettir...” (Hadid, 57/20.) şeklindeki ikazlarını unuttuk. Gösteriş yaptık, övündük, daha çok kazanma yarışına girdik.

Oysa Allah (c.c.) bizleri ebedî kurtuluş olan “Dârusselâm”a, esenlik yurduna çağırmaktadır. (Yunus, 10/25.) O hâlde, Rabbimizin bu çağrısına kulak verelim, geçici olan dünya hayatı için ebedî olan ahiretimizi kaybetmeyelim. Yüce Allah’ın “Dünya hayatı zaten aldatıcı şeylerden ibarettir.” (Âl-i İmran, 3/185.) şeklindeki ikazını aklımızdan çıkarmayalım. Dünyaya aldanmayalım. Başıboş bırakılmadığımızı (Kıyamet, 75/36.), kulluk için yaratıldığımızı (Zariyat, 51/56.) her daim hatırlayalım. Oyun ve eğlence gibi geçici bir heves olarak kabul edilmesi gereken dünya hayatının kendilerini aldattığı kimselerden olmayalım. Kul olalım, kulluğumuzun bilincinde olalım. Ahirette malın mülkün değil, salih amellerin ve kalbiselimin fayda vereceğinin idrakinde olalım. Dünyamızı imar ederken, ahiretimizi ihmal etmeyelim. Dengeli olalım, dengeyi bozmayalım. Bir araç olan dünyayı amaç hâline getirmeyelim. Dünya menfaatleri uğruna dinimizden, imanımızdan, onurumuzdan, duruşumuzdan asla taviz vermeyelim.

Kısacası, Müslüman olalım Müslümanca yaşayalım.

Dr. Bayram Köseoğlu.

RADYO DİNLEME LİNKİMİZ
Yükleme linklerini görebilmek için üye olmanız gerekmektedir. Üye Ol veya Giriş Yap

 


* BENZER KONULAR

Allah’ı Ne Kadar Seviyoruz Gönderen: anadolu
[Bugün, 08:40:07 ÖS]


Böyle Sevdik Gönderen: anadolu
[Bugün, 08:35:30 ÖS]


Dostluk Üzerine Gönderen: anadolu
[Bugün, 08:27:16 ÖS]


Sevmek-Sevilmek Gönderen: anadolu
[Bugün, 08:21:12 ÖS]


Sermayemiz takvamız olsun Gönderen: anadolu
[Bugün, 08:14:00 ÖS]


Bize De Dua Yâ Rasulallah (S.A.V) Gönderen: anadolu
[Bugün, 08:09:36 ÖS]


Çoban Deyip Geçmeyelim 2 Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 08:04:55 ÖÖ]


Çoban Deyip Geçmeyelim 1 Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:57:14 ÖÖ]


Yabancılaşmadan Değişmek ve Gelişmek Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:44:43 ÖÖ]


Suriye Olaylarının Perde Arkasında Neler Var 8 Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:34:29 ÖÖ]


O insanı Yetiştiremezsek 1 Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:25:16 ÖÖ]


Mutluluğun Sırrı Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:12:56 ÖÖ]


Murada Ermek İçin Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:07:00 ÖÖ]


Bize Kalana Bakın Siz Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 06:02:09 ÖS]


Âlemler O’na Hayran Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 05:34:39 ÖS]


Dünya Nedir Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 05:25:53 ÖS]


Gönül Allah (CC) 'ta Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 05:22:44 ÖS]


İmani olgunluğun sırrı - Teslimiyet Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 05:15:04 ÖS]


İnsanın Manevi Yapısı (Ruh, Kalb, Akıl ve Nefs) İle İlgili Meseleler Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 05:06:24 ÖS]


Esat Kabaklı - Sürgün - 320 KBPS Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 04:50:26 ÖS]