KIYAMET
Kıyâmeti koparan biziz. Biz bütün gönlümüzle Allah desek, Allah nidâsına kulum hitâbını duysak, kopmaz kıyâmet. Allâh Allâh diyen bulundukça kıyâmet kopmaz. Nefsinde, Allah deyip kulluk yapan, evinde âilesinde, Resûlüllâh (sav) sevgisi, ehl-i beyt muhabbeti ve Kur’ân kıraati olan, işinde ticâretinde, helâl kazanca tâbi olan, idâresinde, âdil devlet reisi bulundukça kopmaz kıyâmet. Çünkü kıyâmet, hayırlılar üzerine kopmaz. Ne kadar kıyâmeti beklesek de, ölünce kopar kıyâmetimiz.
1- Hayâtımızı Kur’ân’la amel ederek geçirelim. Kitâb-ı Kerîm’imiz, hayâtımızın her alanına hitâb eder. Kendi arzusuyla konuşmayan Aleyhissalât ü Vesselâm Efendimizin kelamları da Kur’ân’ın tefsiri, tebyini, açıklayıcısıdır. Hüküm koymaya hak sâhibi olan, Şâri-i Mübîn’dir. Ayağımızın biri Kur’ân, bir diğeri de Hadîs-i Şerif’ler olsun.
2- İlâhî korkuyu taşıyarak, Âhirette emniyette olacağımız bir hayâtı düşleyelim.
3- Âhirete hazırlık yapalım. Kazılan kabre, amel sandığına takvâyı azık edelim. Küçük alâmetleri kıyâmetin, bütün tahakkuk etmiştir. Büyükleri de, tesbih tâneleri gibi ard arda gelecektir. Kopacağını bilsek dahi kıyâmetin, dikelim elimizdeki fidanı.
– Âhiret tarlasına, Allah ile kendi aramızda gerçekleşen taate, melek ve Nebiyy-i Mürsel’in dâhil olmadığı hâlis ibâdeti dikelim.
-Ehlüllâhın gönlünden akan ırmakta yıkanarak, dinlediğimiz Hak kelamları dikelim.
– Arşın açıldığı zamanı gözetleyerek, Kur’ân kıraatini, münâcaat ve mürâcaatımızı dikelim hâlvet mekânlarda.
-Hak Teâlâ’nın huzûrunda, mütevâzi hâlimizi dikelim.
-Rabbimizin (cc) İsim ve Sıfatlarının tecellîsini dikelim.
– Zâhirî ve bâtinî nimet ve ihsâna şükrü dikelim.
– Her an ve vakitte yaptığımız istiğfar, tevhid ve Salât ü Selâm’ı dikelim.
– Nefsânî isteklerimize, Rabbimizin arzusunu tercih etme bahtiyarlığını dikelim.
– Tekbir, Tehlil, farz ve nâfile taatlerle Allah Teâlâ’ya olan kurbiyyetimizi, yakınlığımızı dikelim.
Dikelim, âhirette yeşerecek fidanları.[/font][/color][/b]