Kabir azabı mahşer gününün hesabını azaltır mı?
Cennete girmenin ilk şartı iman etmektir. İmanlı bir insan günahkar olursa cezasını çektikten sonra cennete girecektir. İnsanın başına gelen her türlü sıkıntı, hastalık ve musibetler günahının azalmasına bir sebeptir.
Bunun gibi kabirdeki çektiği azaplar da günahını azaltır. Günahın dereceleri, azlığı ve çokluğu kişiye göre değişir. Bu nedenle bazı insanlar kabirdeyken cezalarını çeker biter ve doğrudan cennete giderler.
Cezası ve günahı çok olanlar ise, bir kısmı haşir meydanındayken, bir kısmı cehennem kapısındayken, bazıları da cehennemde suçunun ve günahının derecelerine göre kaldıktan sonra cennete girecektir.
Demek ki herkese ve durumlarına göre değişiyor. Şunu bilelim ki Allah adildir, kimseye zulmetmez. Herkes derecesine göre cezasını çekecektir.
Onun affını ve merhametini bekleriz.
Binlerce sene evvel ölen bir adamla, şimdi ölen bir adam kabirde aynı azabı çekmeyecektir. Bu durum adalet-i ilahiye zıtlık teşkil etmiyor mu ?
1. Kabir azabı Peygamberimizin (asm) bildirdiğine göre, günahkar müminler ile kafir olarak ölenler içindir.
2. İster mümin ister kafir olsun, başına ne gelirse günahlarının affına sebep olacaktır. Bela, musibet, hastalık, sıkıntı gibi şeyler insanların günahlarının hafiflemesine sebep olmaktadır.
Bir mümin bu dünyada günahkar olarak yaşar, fakat başına gelen musibetler onun günahlarının azalmasına sebep olacaktır. Kabirde çektiği azaplar da yine günahlarına kefaret olup onları siler.
Aynen bunun gibi, Allah adili mutlak olduğu için kafir kullarının başına gelen musibetler de cehennemdeki azaplarının azalmasına sebep saymaktadır. Aynı günahı işleyen ve kafir olan iki kişiden biri musibete uğrasa diğeri uğramasa, musibete uğrayanın azabı diğerine göre hafifleyecektir.
Kafir cehennemde sonsuza dek kalacağı için cennete giremeyecek, ama ister bu dünyada isterse kabir de çektiği sıkıntı ve azaplardan dolayı cehennemdeki azabının şiddeti hafifleyecektir.
Bu sebeple kabir de çok kalıp çok azap çeken, az kalıp az azap çekene göre daha kötü olmayacaktır. Belki de ahirette bu durumunu öğrenince çok memnun olacaktır.
3. İnsanların hayatı ve geçirdiği zaman birimleri aynı değildir. Mesela, birkaç dakikalık rüyada günler, aylar ve yıllar geçmiş gibi geliyor. Bazen de yeni yatıp kalkmış gibi bir gecenin nasıl geçtiğini fark edemiyoruz.
Bunun gibi kabre erken giren bir insan, ahirette yeni kalkmış gibi olabilir. Bir diğeri ise birkaç sene kabir de kalır, ama binler sene kalmış gibi azap çekebilir.
İşte kabre erken veya geç gitmek kişiye, günahına ve durumuna göre değişebilir. Allah orada da uyku ve rüyada olduğu gibi bir durum yaratabilir.
4. Azabın şiddeti değişik olabilir. Bir volt ile milyon voltun derecesi bir olmadığı gibi, mum ateşiyle güneş ateşi de bir değildir. Kabirde de herkesin durumuna göre ayrı ve çeşitli azaplar olabilir. Kabre geç giden birisi çok kısa zamanda şiddetli azap ile, erken giden birisi kadar ceza çekebilir.