Ölüm Büyük Bir Bela Ve Öğüttür
Ve iyi bil ki ölüm, en büyük musîbet ve en büyük belâdır.
Ölümden daha büyük olan belâ ve musîbet ise, ölümden habersiz ve gaflet içinde olmak, ölümü anmaktan yüzçevirmek ve ölüm üzerine az tefekkür etmek ve ölüm için ameli terketmektir.
Sadece ölüm bile, ibret alacaklar için, ibretler ve tefekkür edecek olanlar için büyük bir düşünme kaynağıdır.
Vaiz olarak ölüm yeter,” denildiği gibi. Kim ölümü hakîkî olarak zikrederse, dünya arzularından el ve etek çeker. Kişiyi gelecekte ölümü temenni etmekten alıkoyar. İnsanı dünyada olan bütün şeylerde zâhid kılar. Lakin gafil olan kalbler ise, hep vaizlerin uzun uzadıya anlatmalarına süslü kelimelerle meseleyi aktarmalarına muhtaçtırlar. Yoksa, Allahü Teâlâ Hazretleri’nin: Her canlı ölümü tadacaktır.[1] Âyeti kerimesiyle Efendimiz (s.a.v.) Hazretleri’nin;
Lezzetleri yok edeni çokça zikredin, yani ölümü anın[2] hadîs-i şerifleri bir kişinin gaflet uykusundan uyanmaları için yeterli olurdu. Bu âyeti kerime ve hadîs-i şerifleri dinleyen kişi, onlara bakar, kendine çekidüzen verir ve onunla meşgul olurdu. Akıllı kişiye gereken şey, zoraki ölüm gelip çatmadan önce kendi isteğiyle ölümden sonrası için çalışması ve nefsini ahlâkın rezalet ve sefaletinden kurtarması gerekir.
Sadî (k.s.) buyurdu:
Ey kardeşi Âkibet topraktır.
Önü toprak olan şeylerin, iyi bilki sonu da topraktır.
Allahim bizlere yolu kolaylaştır. [3]
-----------------------------------------------------------------------------------
[1] ÂMİmrân: 3/185
[2] Tlrmizl, Mevsûâtü’l-hadîs-i şerif no: 2229
[3] İsmail Hakkı Bursevi, Rûhu’l-Beyan Tefsiri.