* FANİ DUNYA FORUM HABERLER


Gönderen Konu: Ölüm de Hayat Gibi Bir Nimet  (Okunma sayısı 151 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı KOYLU

  • *****
  • İleti: 2314
Ölüm de Hayat Gibi Bir Nimet
« : Temmuz 29, 2022, 08:34:30 ÖS »
Ölüm de Hayat Gibi Bir Nimet

Yükleme linklerini görebilmek için üye olmanız gerekmektedir. Üye Ol veya Giriş Yap

Hayat sahibi olan bütün varlıklar, sayısız nimetlere mazhar olmuştur. Tabi bizim ibadet ve nimet anlayışımız biraz farklıdır. İbadet deyince aklımıza sadece namaz, oruç ve hac gelmektedir. Bunlar çok kıymettar olmakla beraber, öte yandan tefekkür gibi kıymetli ibadetlerden habersiz bulunmaktayız.

Aynen öyle de nimet deyince hemen aklımıza ekmek ve su; yani yiyecek ve içecek gelmektedir. Halbuki her halimiz ve her anımız ayrı bir nimete mazhariyetle anlam kazanmaktadır ve yine biz bundan habersiziz. Mesela yaratılmışlar içerisinde hayatlı olmamız; yani hayat nimeti ve hayatlı olanlar içerisinde ağaç değil, hayvan değil de akıl sahibi olmamızda ayrı bir nimet. Lakin biz bunlardan habersiziz. Yani hangimiz insan olduğumuz için Allah-u Zülcelal’a her gün şükrediyoruz…? Akıl sahibi olmamız ve çok zaman sağlık ve afiyet içerisinde bulunmamız itibariyle şükrediyoruz diye sorsam başta kendim olmak üzeri birçoğumuz bu hakikatten gafil kalmaktayız.

Hiç şüphe yoktur ki bu nimetlerin içerisinde yine en az saydığımız nimetler kadar; yani insan olmamız, akıl sahibi olmamız ve sağlık, afiyet nimetine mazhar olmamız kadar bu meşakkatli hayattan adeta bir terhis misali, fani olandan baki olan geçişimize vesile olan ölüm de hayat kadar, kıymetli ve büyük bir nimettir.

Ölüm Nasıl Bir Nimet Olabilir Ki?

Mevt; yani ölüm hayat gibi nimet olduğunu Allah c.c’ ü bize en güzel şekilde göstermektedir. Ağaçların çekirdekleri, bitkilerin tohumları toprağın altına girip, çürüdükten sonra hayat mazhar olması ve filizlenmesi ölümün hayat gibi nimet olduğunun en güzel örneğidir. Zira hayatın başlangıcı için o çekirdeğin çürümesi şart. Aynen öyle insanın da ebedi bir hayata daha doğrusu asıl hayata başlaya bilmesi ise ölüm vasıtasıyladır.

Çekirdeği çürütüp hayatına vesile olan hakikat, insana en büyük örnektir. Diğer taraftan kışta dışarıda soğukta kalan bitkiler için ölümleri ayrıca bir nimettir. Zira o zayıf mahlûkat eğer ölüme ve zevale mahkûm olmazlar ise kışın ağır şeraiti altında perişan bir vaziyete düşmeleri kaçınılmazdır. Aynen bunun gibi "ihtiyarlık kışı" içerisinde yer alan bir insan içinde ölüm büyük bir nimettir.

Hem hayat sahibi olan bitkilerin ve hayvanların insanların midesine girip ölmeleriyle insaniyet mertebesine çıkmaları ölümün yine ne kadar büyük bir nimet olduğuna işarettir. Hayvaniyet ve bitki mertebesinden insaniyet mertebesine çıkmaları ne kadar azim bir mükâfattır. Aynen bunun gibi insanların da fani kısacık bir hayattan ebedi olan bir hayata mazhariyete vesilen olan ölüm de bir o kadar kıymetli ve azametli bir mükâfat, bir nimettir.

Eğer Ölüm Olmasaydı?

Ölüm olmasaydı saydığımız bu nimetlerden mahrumiyetle beraber birçok sıkıntılara girmemiz kaçınılmaz olacaktı. Eğer ölüm olmasaydı hayat yaşanılmaz olurdu. Bütün insanlar bir birini yerdi. Ceddin ceddi, bütün hastalık ve ihtiyarlıklarıyla beraber onların bakımları bizim üzerimize kalacaktı. İnsan bir düşünse ölüm bir anlık yok, ne olurdu halimiz. Babamızın babası ve annemizin anneleri hepsi bakıma muhtaç bir halde onların bakımları bizim üzerimize kalırdı. Kendimize bakmaktan aciz bizler nasıl o insanlara bakacaktık. İşte ölümün ne büyük bir nimet olduğu yine buradan anlaşılmaktadır.

Sözün özü ölüm aynen hayat kadar büyük bir nimettir. ‘’ Ağırlaşmış olan vazife-i hayattan ve tekâlif-i hayatiyeden âzâd edip, yüzde doksan dokuz ahbabına kavuşmak için âlem-i berzahta bir visal kapısı olduğundan, en büyük bir nimettir.’’(Bediüzzaman)

Ölüm Dosta Kavuşmaktır

Azrail aleyhisselam, Hz. İbrahim aleyhisselamın ruhunu almak için görevlendirildiği zaman, huzuruna varmış. Onun ruhunu almak için geldiğini anlayan Hz. İbrahim sormuş:

"Sen hiç dostun ruhunu alan bir dost gördün mü?"

Bu soruya cevap veremeyen ölüm meleği hemen Allah'ın huzuruna çıkıp durumu arz etmiş. Cenab-ı Hak da, Azrail aleyhisslam’a şöyle demesini buyurmuş:

"Ey İbrahim, dostuna kavuşmak istemeyen bir dost gördün mü?"

Hz. Azrail, Hz. İbrahim aleyhisselamın yanına gelip durumu bildirmiş Bunun üzerine Hz. İbrahim, şöyle demiş:

"Öyle ise şimdi canımı al."

Mehmet Akmeşe

RADYO DİNEME LİNKİMİZ.

Yükleme linklerini görebilmek için üye olmanız gerekmektedir. Üye Ol veya Giriş Yap

 


* BENZER KONULAR

Allah’ı Ne Kadar Seviyoruz Gönderen: anadolu
[Dün, 08:40:07 ÖS]


Böyle Sevdik Gönderen: anadolu
[Dün, 08:35:30 ÖS]


Dostluk Üzerine Gönderen: anadolu
[Dün, 08:27:16 ÖS]


Sevmek-Sevilmek Gönderen: anadolu
[Dün, 08:21:12 ÖS]


Sermayemiz takvamız olsun Gönderen: anadolu
[Dün, 08:14:00 ÖS]


Bize De Dua Yâ Rasulallah (S.A.V) Gönderen: anadolu
[Dün, 08:09:36 ÖS]


Çoban Deyip Geçmeyelim 2 Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 08:04:55 ÖÖ]


Çoban Deyip Geçmeyelim 1 Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:57:14 ÖÖ]


Yabancılaşmadan Değişmek ve Gelişmek Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:44:43 ÖÖ]


Suriye Olaylarının Perde Arkasında Neler Var 8 Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:34:29 ÖÖ]


O insanı Yetiştiremezsek 1 Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:25:16 ÖÖ]


Mutluluğun Sırrı Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:12:56 ÖÖ]


Murada Ermek İçin Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:07:00 ÖÖ]


Bize Kalana Bakın Siz Gönderen: gurbetciyim
[Aralık 21, 2024, 06:02:09 ÖS]


Âlemler O’na Hayran Gönderen: gurbetciyim
[Aralık 21, 2024, 05:34:39 ÖS]


Dünya Nedir Gönderen: gurbetciyim
[Aralık 21, 2024, 05:25:53 ÖS]


Gönül Allah (CC) 'ta Gönderen: gurbetciyim
[Aralık 21, 2024, 05:22:44 ÖS]


İmani olgunluğun sırrı - Teslimiyet Gönderen: gurbetciyim
[Aralık 21, 2024, 05:15:04 ÖS]


İnsanın Manevi Yapısı (Ruh, Kalb, Akıl ve Nefs) İle İlgili Meseleler Gönderen: gurbetciyim
[Aralık 21, 2024, 05:06:24 ÖS]


Esat Kabaklı - Sürgün - 320 KBPS Gönderen: fanidunya NET
[Aralık 21, 2024, 04:50:26 ÖS]