* FANİ DUNYA FORUM HABERLER


Gönderen Konu: ORUÇ  (Okunma sayısı 438 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

fanidunya

  • Ziyaretçi
ORUÇ
« : Haziran 26, 2018, 06:27:49 ÖÖ »
ORUÇ

Hamd, gökleri ve yeri yoktan var eden ve bizleri varlıklar içerisinde canlılar zümresi içerisinde yaratan, İslamı fıtratımıza yerleştiren Allah’a dır.

Salât ve selâm, alemlere rahmet olarak gönderilen peygamber efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem’e ve ailesine, ashabına ve kıyamete kadar kendisine tabi olanların üzerine olsun.

İlim kenarı bulunmayan derya gibidir. Oruç fıkhını detayları ile dört beş sahifeye sığdırmak mümkün olmadığından dolayı daha çok bilmeye ihtiyaç duyduğumuz mes’eleleri özetle ele almaya çalıştık tevfik Allah’tandır.

Orucun tanımı: Oruç; Farsça ‘Rüze’ kelimesinin Türkçeleşmiş şeklidir.

Arapça bir mastar olarak ‘’savm ve sıyam’’ sözlükte; ‘’bir şeyden uzak durmak, bir şeye karşı kendini tutmak, engellemek, oruç tutmak’’ demektir.

Bir fıkıh terimi olarak ise; oruç tutmaya ehil olan kimselerin niyet ederek, ikinci fecirden itibaren güneşin batışına kadar orucu bozan şeylerden korunmalarıdır.

Kısaca oruç, belli bir süreyle, bilinçli olarak yeme, içme ve cinsel ilişkiden uzak durmaktır.

Orucun zamanı; ikince fecrin doğuşundan güneşin batışına kadar geçen süredir. Orucun bu başlama vaktine ‘’imsak’’ denir.

Tan yerinin ağarması ile başlayan bu vakitle, yatsı namazının vakti çıkmış ve sabah namazının vakti de girmiş bulunur. Oruç yasaklarının sona erdiği vakte de ‘’iftar’’ vakti denir. Bu, güneşin düz ufukta batma vakti olup, bununla akşam namazının vakti girmiş bulunur.(1)

ORUCA NİYET

Yapılan her amelin Allah katında kabul edilebilmesi için, kalp ile niyet şarttır.

Hafsa radıyallahu anha’dan rivayet edildiğine göre; Nebi sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu; ‘’Kim fecirden önce oruca niyet etmez ise onun orucu yoktur.’’ (2)

Hadis-i Şerif’ten anlaşılan, fecrin doğuşundan önce kalbiyle oruca niyet edip belirtmesi gerekir. Mezhep imamları oruca ne zaman niyet edilmesi gerekir konusunda farklı görüşlere sahipler;

A) Malikiler; Yukarıdaki hadisi delil alarak farz, vacip ve nafile oruçlar arasında fark gözetmeksizin oruca niyetin fecrin doğuşundan önce olması gerektiğini söylerler.

B) Hanefilere göre; Kaza ve zamanı belirlenmiş adak oruçları için, geceden niyet etmesi gerekir. Fakat diğer oruçlar için evla olan fecrin doğuşundan önce yapılmasıdır. Bununla beraber fecrin doğuşundan önce oruca niyet etmeyen, gündüzün yarısına kadar niyet edebilir.

C) Şafii ve Hanbelilere göre; Farz oruçlara geceden niyet edilmesi vaciptir. Diğer oruçlar için geceden niyet edilmemişse gündüzün yarısına kadar niyet edebilir.

ORUÇLU KİMSEYE YAPILMASI MÜBAH OLAN ŞEYLER

Misvak kullanmak; Abdullah b. Amr b. Rebia dedi ki; ‘’Rasulullah sallallahu aleyh ve sellem’i oruçlu olduğu halde sayamayacağım kadar misvak kullanırken gördüm.”(3)

Hadis-i Şeriften anlaşıldığı gibi oruçlu bir kimsenin bütün vakitlerde misvak kullanması menduptur. Ancak misvakın kırıntılarını yutmaması gerekir.

Hanbeli ve Şafiilere göre, oruçlu bir kimsenin öğleden sonra misvak kullanması mekruhtur.

Oruçlu bir kimsenin ağız kokusu, Allah katında misk kokusundan daha güzel olduğunu belirten Hadis-i Şerifi delil getirmişlerdir. Çünkü, misvak kullanmak oruçlunun ağız kokusunu giderir.

Hacamat yapmak; İbni Abbas radıyallahu anhu’dan rivayet edildiğine göre; ‘’Rasulullah sallallahu aleyh ve sellem ihramlı olduğu halde hacamat yaptı. Ve yine oruçlu iken hacamat oldu.’’(4)

Şafiiler, Hanefiler ve Malikilere göre, hacamat orucu bozmaz. Hanbelilere göre, başka Hadis-i Şeriflere dayanarak, hacamat orucu bozar.

Sürme çekmek; Hanefiler ve Şafiilere göre, sürme çekmek orucu bozmaz. Hanbeliler ve Malikilere göre, eğer ‘ismit’in etkisini boğazında hissederse oruç bozulur ve sadece kazası gerekir. Bu konuda dayanmış oldukları delil;

Hz. Aişe radıyallahu anha’dan rivayet edildiğine göre; ‘’Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem, oruçlu olduğu halde sürme kullandı.’’(5)

Unutarak yemek, içmek; Ebu Hureyre radıyallahu anh’dan rivayet edildiğine göre; Rasulullah sallallahu aleyh ve sellem şöyle buyurdu; “Kim oruçlu olduğu halde yer veya içerse orucunu tamamlasın, çünkü onu Allah yedirmiş ve içirmiştir.”(6)

Cünüp olarak sabahlamak; Hz. Aişe ve Ümmü Seleme radıyallahu anhüma’dan rivayet edildiğine göre; ‘’Nebi sallallahu aleyh ve sellem, cinsel münasebette bulunduğundan dolayı cünüp olarak sabahlardı. Daha sonra boy abdesti alırdı, orucu tutardı.’’(7)

Alimlerin geneli, bu hadise dayanarak cünüp olarak sabahlayanın orucu tamamlaması gerektiğini belirtmişlerdir.

ORUÇLUYA MEKRUH OLAN ŞEYLER

Oruçlu kimsenin eşini öpmesi; Hz. Aişe’den rivayet edildiğine göre; ‘’Nebi sallallahu aleyhi ve sellem, oruçlu olduğu halde (eşlerini) öperdi ve yine oruçlu olduğu halde (eşleri) ile şakalaşırdı, onlara tenini dokundururdu. Zira O hepinizden daha çok nefsine sahip idi’’(8)

Alimlerin geneli, bu Hadis-i Şerife dayanarak oruçlu kimsenin eşini öpmesi orucu bozmaz kanaatına varmıştır. Ancak kişiye nefsi arzuları kendisine galip geleceği endişesinden dolayı, Hanefiler ve Malikilere göre ihtiyatı esas alarak mekruhtur.

Diğer bazı alimler bu sınırlandırmayı özellikle gençler için belirtmiştir. Ancak her halükarda eşini öpen oruçlu kimseden, meni boşalsa orucu bozulur ve sadece kazası gerekir.

Özürsüz olarak bir şeyi tatmak, çiğnemek mekruhtur; Çünkü ağıza alınan bir şeyin yutulma tehlikesi vardır. Ancak kocasının kötü huylu olması halinde, pişirilen yemeğin ve aldanma tehlikesi varsa satın alınacak gıda maddesinin tadına bakılabilir.

Bünyesi zayıflayacak kimsenin hacamat yaptırması mekruhtur.

Oruçlunun gül, misk, esans gibi şeyleri kullanması; Hanefi mezhebi dışındaki diğer üç mezhebe göre mekruhtur.

ORUCU BOZAN KAZAYI GEREKTİREN, KEFARETİ GEREKTİRMEYEN DURUMLAR

Kusmak; Kasıt olmaksızın kendiğinden kusan kimsenin orucu bozulmaz. Ancak kasten kusarsa oruç bozulur. Buna delil ise Ebu Hureyre’den rivayet edildiğine göre; ‘’Kim kendiliğinden kusarsa orucunu kaza etmez. Kim de bilerek kusarsa orucunu kaza etmesi gerekir.”(9)

Beslenmek veya Tedavi amacı taşımayan bir şeyi yutmak; Orucu bozar. Sadece kazayı gerektirir.

Tedavi amaçlı burun ve kulaktan damlatılan ilaçlar, iğne yaptırmak ve beyine ulaşacak kadar derin yaralara ilaç sürmek; Orucu bozar, kazası gerekir.

Bu meselelere delil ise, Lakit b. Semure’den gelen rivayettir; ‘’Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem, şöyle buyurdu; “Büyük abdesti tam yapın ve parmak aralarını Hilâlleyin, mazmaza ve sümkürmeyi iyice yap. Ancak oruçlu olma hali hariç.’’(10)

Oruçlu olduğu halde mazmazanın ve sümkürmenin mübalağalı yapılmanın yasaklanması, boğaza kaçacak suyun orucu bozacağından dolayıdır.

Buna bağlı olarak yeme, içme yolu dışında insanın içine bir şey ulaşsa orucu bozar. Yukarıda belirtilen beden de kullanılan ilaçlar da buna örnektir.

Unutarak yiyip içen kimsenin orucu bozuldu zannına kapılarak yeme ve içmeye devam etse orucu bozulur, sadece kazası gerekir. Şüphe söz konusu olduğundan dolayı kefaret gerekmez. Ancak orucun bozulmadığını bildiği halde yeme içmeye devam etse hem kaza hem kefaret gerekir.

Gece niyetlenmeyip, gündüz niyet ettikten sonra niyetin yetersiz kaldığını zannederek yemek, içmek kazayı gerektirir.

Geceden oruca niyetlenip mukim olarak sabahlayan ve gündüz yolculuğa başlayan kimsenin sefer halinde iken orucu bozmasının caiz olduğunu sanarak yiyip, içmesi orucu kazasını gerektirir, kefareti gerektirmez.

Sabah namazının girip girmediği konusunda şüphe içerisinde bulunan kimse yemeye ve içmeye devam etse fakat bu arada fecrin doğmuş olduğu anlaşılırsa yalnız kazası gerekir. Kefaret gerekmez. Çünkü fecrin doğuşu kesin olarak bilinmeden önce asıl olunan gecenin devam etmesidir.

Oruçlu kimse güneşin battığını sanarak iftar etse, ancak güneşin batmamış olduğunu öğrenirse kesin battığı kanaatiyle iftarını açtığı için kazası gerekir, kefaret gerekmez.

Bir kimse yemek yerken imsak vakti girse hemen yemeği bıraksa o gün ki orucu devam eder.
Oruçlu kimsenin şehvetini cinsel birleşimi dışında başka bir yolla tatmin etmesi orucu bozar. Kazayı gerektirir, kefareti gerektirmez.

Bir kimse Ramazan dışında tutmak da olduğu bir orucu yemek, içmek veya cinsel ilişkide bulunmak suretiyle bozarsa Ramazan ayını ihlâl söz konusu olmadığı için kefaret değil kazayı gerektirir.

ORUCU BOZAN, KAZAYI VE KEFARETİ GEREKTİREN DURUMLAR

Orucu bozup hem kazayı hem de kefareti gerektiren durumların başında Ramazan günü oruçlu iken yapılan cinsel ilişki gelir. Kuran’da doğrudan oruç kefareti ile bir hüküm yoktur.

Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem’de oruç kefareti hükmünü, o dönemde vuku bulan bir cinsel ilişki olayı üzerine vermiştir. Oruç kefareti konusunda tek uygulama örneği olan olay şudur;

Ebu Hureyre’den rivayet edildiğine göre; ‘’Bir adam mahvoldum diyerek, Peygambere gelmiş ve Ramazan günün de eşi ile cinsel ilişkide bulunduğunu söylemişti, bunun üzerine aralarında şu konuşma geçmiştir;

– Köle azat etme imkanın var mı?

– Hayır, yok.

– Peş peşe iki ay oruç tutabilir misin?

– Hayır, bu iş zaten sabredemediğim için başıma geldi.

– Altmış yoksulu doyuracak imkanın var mı?
– Hayır.

Bu sırada Allah’ın elçisine bir sepet hurma getirildi. Bu hurmayı adama vererek, yoksullara dağıtmasını istedi. Adam ‘’Bizden daha yoksul kimse mi var?’’ deyince Allah’ın Rasulü gülümseyerek, ‘’Al git bunları ailene yedir.’’ demiştir. (11)

Oruçla ilgili bu kefaret hükmü, Kuran’da zıhar hükmü ile aynıdır. Zıhar hükmünde de bir köleyi azat etmek, güç yetiremeyenin iki ay peş peşe oruç tutması, oruç tutmaya güç yetiremeyenin altmış yoksulu doyurması vardır. Buna göre mutlak olarak yenilen, içilen bir şeyi oruçlunun bilerek yemesi veya içmesi orucu bozar. Hem kaza hem de kefaret gerektirir. Ancak bu arada hastalık, hayız ve nifas hali, yolculuk, zorlanma, korkutma ve yanılma gibi oruç tutmayı mübah kılan bir özür ortaya çıkarsa yalnız kaza gerekir ve kefaret düşer. Ancak şunu da belirtelim ki kefaret yalnız farz olan ve niyet ederek başlanılmış bulunan Ramazan orucunun kasten bozulmasının bir cezasıdır. Bu yüzden sünnet, kaza, adak veya nafile diğer oruçları bilerek veya bilmeyerek bozulması durumunda gün yerine gün kaza etmesi gerekmektedir.

ORUC TUTMAMAYI MÜBAH KILAN ÖZÜRLER

Ramazan orucunu tutmamayı veya başlanmış bir orucun bozulmasını mübah gören unsurlar şunlardır;

1-) Yolculuk (Seferilik); Allahu Teâlâ Ramazan ayında hasta ve yolcu olanların orucu konusunda şöyle buyurmuştur: ‘’Sizden kim hasta olur veya seferde bulunursa diğer günler sayısınca oruç tutsun.’’(12)

Zarar görmeyecekse yolcunun oruç tutması daha faziletlidir. Çünkü yukarıda ki ayetin son kısmında ‘’Eğer bilirseniz oruç tutmanız sizin için daha hayırlıdır.’’ buyrulur. Yolcunun arkadaşları oruçlu olur veya yolculuk masrafları ortak bulunmazsa kendisinin de oruç tutması daha faziletlidir.

Fakat arkadaşlarının çoğunluğu oruç tutmaz veya harcamada ortak bulunurlarsa oruç tutmaması daha uygundur.

Şafii ve Hanbeliler’e göre yolcu, geceden niyetlendiği orucunu da bozabilir. Delil olarak, İbni Abbas radıyallahu anhu’dan rivayet edilen şu hadistir; ’’Hz. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Ramazan ayında Mekke’nin fethi için yola çıktı. Kadid denilen yere varıncaya kadar oruç tuttu. Orada kendisi ve diğer insanlar oruçlarını bozdular.”(13)

2-) Hastalık; Bir kimse oruç tuttuğu takdirde ölmekten veya hastalığının artmasından veya uzamasından yahut aklının gitmesinden korkarsa, oruç tutmayabilir ve ya tutmakta olduğu orucu açabilir. Daha sonra iyi olunca bunu yalnız kaza eder.

Eğer hastalık deri kaşıntısı, diş ağrısı, parmak ağrısı, çıban ve benzeri hastalıklarda olduğu gibi kişinin oruç tutması halinde kendisine bir zararı olmayacak hastalıklardan ise orucu bozmak mübah olmaz. Orucun hastanın sağlığı için bir tehlike teşkil edip etmediği konusunda Müslüman uzman bir doktorun bilgisine başvurulmalıdır.

Hastanın orucu tutmama ruhsatı şu ayete dayanır;

‘’Sizden kim hasta olur veya seferde bulunursa tutamadığı günler sayısınca, diğer günlerde oruç tutsun.’’

Ramazan ayı içinde sağlıklı olan, fakat oruç tuttuğu takdirde hasta olacağı galip zan ile veya tıbbın verilerine göre bilinen kimse de hasta hükmündedir.

Gebelik ve Çocuk Emzirmek; Ramazan ayında gebe veya emzikli olan kadınlar, kendilerine veya çocuklarına bir zarar gelmesinden korkmaları durumunda oruç tutmayabilirler. Daha sonra kaza ederler. Başkasının çocuğunu emzirme durumunda, çocuğa kendisinden başka süt veren bulunmamalı veya bulunduğu halde çocuk emmemelidir.

Gebe ve emzikli kadınların oruç tutmamalarının caiz olmasının delili hasta ve yolcu ile kıyastır.

Başka bir delil, Hz. Peygamber’in şu hadisidir; ‘’Allahu Teâlâ yolcudan orucu ve namazın yarısını kaldırmıştır, gebe kadınlarla emzikli kadınlardan da orucu kaldırmıştır.’(14)

Yaşlılık; Yılın bütün mevsimlerinde oruç tutmaktan aciz olan çok yaşlı erkek ve kadınların oruç tutmamaları icma ile caizdir. Bunların oruçlarını kaza etmeleri de gerekmez. Bunun yerine, tutamadıkları her gün için bir yoksulu doyuracak kadar fidye vermeleri gerekir. Kuran’da şöyle buyrulur; ‘’Oruç tutmaya gücü yetmeyenlerin bir yoksulu doyuracak kadar fidye vermeleri gerekir.’’(15)

İbni Abbas radıyallahu anhu bu ayetin çok yaşlı ve oruç tutmayan erkek ve kadınlarla ilgili olduğunu söylemiştir. Bunlar her bir güne karşılık bir yoksulu doyururlar.

İyileşme ümidi bulunmayan hastalar da yaşlılar gibidir. Çünkü Allahu Teâlâ şöyle buyuruyor; ‘’Allah sizin için dinde bir güçlük yapmamıştır.

’’ Ancak Ramazan’da oruç tutma gücüne sahip olmayıp da, daha sonra kaza edebilecek durumda bulunanlar fidye vermeyip tutamadıkları oruçları kaza ederler.

Oruç fidyesi Ramazan’ın başında veya sonunda verilebilir. Otuz günün fidyesi çeşitli yoksullara verilebileceği gibi bir yoksula da topluca verilebilir.

Hatta Ebu Yusuf’a göre bir günün fidyesi birkaç yoksula dağıtılabilir. Fidyede bu şekilde yoksula bizzat vermek yerine, fidye tutarı kadar yiyeceği ikram etmek de (ibaha) caizdir. Şöyle ki her günün orucuna karşılık bir yoksula sabah ve akşam doyacak kadar yiyecek yedirilmesi de yeterli olur.

Yaşlılık veya iyileşmeyen sürekli bir hastalık nedeniyle oruç fidyesi veren kimse, daha sonra oruç tutmaya güç yetirecek olsa fidyenin hükmü kalmaz. Oruç tutması, geçmiş günleri de kaza etmesi gerekir.

Kadının Adetli veya Loğusa Bulunması; Bir kadın Ramazan ayında gündüzün adet görmeye başlasa veya çocuk doğursa orucu bozulmuş olur. Artık adet günlerinde ve loğusa bulundukça oruç tutması caiz olmaz.

Ramazan’da adet gören bir kadın, geceleyin adeti kesilmiş olsa, eğer adet günleri tam on gün sürmüşse, ertesi gün Ramazan orucuna başlar.

Fakat on günden az sürmüşse, adeti kesildikten sonra imsak vaktine kadar yıkanmasına yeterli ve bir miktar da fazla bir vakit kalmış olursa yine oruca başlar. Bu kadar bir vakit bulunmazsa, mesela; yıkanmasının arkasından hemen imsak zamanı olursa o gün oruca başlamaz. Çünkü on günden eksik adet görenler hakkında yıkanma süresi de adet vaktinden sayılır.

----------------------------------------------------------------

1. İslam ilmihali, Hamdi Döndüren.

2. Ebu Davud, 2454. Hadis sahihtir.

3. Ebu Davud, 2364, Tirmizi 734 hadis hasendir

4. Buhari

5. Tirmizi 536, İbni Mace 105. Hadis zayıftır.

6. Muttefekun aleyh.

7. Muttefekun aleyh.

8. Muttefekun aleyh.

9. Ebu Davud, 2380, Tirmizi 729. Hasis sahihtir.

10. Ebu Davud, 142. Hadis sahihtir.

11. Ebu Davud, 2390. Buhari.

12. Bakara: 184

13. Buhari, Müslim.

14. Nesai 2277, Ebu Davud, 2408. (Şuayip Arnavud ve Elbani hadise hasen demişlerdir.

15. Bakara: 180

Detaylı bilgi için İ’lamul Enam Şerhu Buluğul Meram,

Şerhu Muhtasarı Tahavi ve Hamdi Döndüren’in İslam İlmihaline bakınız.

 


* BENZER KONULAR

Allah’ı Ne Kadar Seviyoruz Gönderen: anadolu
[Bugün, 08:40:07 ÖS]


Böyle Sevdik Gönderen: anadolu
[Bugün, 08:35:30 ÖS]


Dostluk Üzerine Gönderen: anadolu
[Bugün, 08:27:16 ÖS]


Sevmek-Sevilmek Gönderen: anadolu
[Bugün, 08:21:12 ÖS]


Sermayemiz takvamız olsun Gönderen: anadolu
[Bugün, 08:14:00 ÖS]


Bize De Dua Yâ Rasulallah (S.A.V) Gönderen: anadolu
[Bugün, 08:09:36 ÖS]


Çoban Deyip Geçmeyelim 2 Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 08:04:55 ÖÖ]


Çoban Deyip Geçmeyelim 1 Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:57:14 ÖÖ]


Yabancılaşmadan Değişmek ve Gelişmek Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:44:43 ÖÖ]


Suriye Olaylarının Perde Arkasında Neler Var 8 Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:34:29 ÖÖ]


O insanı Yetiştiremezsek 1 Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:25:16 ÖÖ]


Mutluluğun Sırrı Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:12:56 ÖÖ]


Murada Ermek İçin Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:07:00 ÖÖ]


Bize Kalana Bakın Siz Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 06:02:09 ÖS]


Âlemler O’na Hayran Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 05:34:39 ÖS]


Dünya Nedir Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 05:25:53 ÖS]


Gönül Allah (CC) 'ta Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 05:22:44 ÖS]


İmani olgunluğun sırrı - Teslimiyet Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 05:15:04 ÖS]


İnsanın Manevi Yapısı (Ruh, Kalb, Akıl ve Nefs) İle İlgili Meseleler Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 05:06:24 ÖS]


Esat Kabaklı - Sürgün - 320 KBPS Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 04:50:26 ÖS]