* FANİ DUNYA FORUM HABERLER


Gönderen Konu: TEVHİD ÖNDERLERİ  (Okunma sayısı 1087 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

fanidunya

  • Ziyaretçi
TEVHİD ÖNDERLERİ
« : Şubat 25, 2017, 10:16:57 ÖS »
Tevhid Önderleri

İnsan hayatı üç gündür derler. Biri geçmiş biri gelecek diğeri ise bu gündür. Geçmişi olmayan, geleceğe umutla bakmayan bir kimse için hayat yolculuğu bugünden ibarettir. Nereden gelip nereye gittiğini bilmeden yola koyulanlar, hayat yolunda mutsuz ve umutsuzdurlar. Onlar, “Hayat ancak bu dünya hayatından ibarettir. Ölürüz ve yaşarız. Biz tekrar diriltilecek değiliz.”[1]

Diyenlerdir. Mü’minler ise, “Bu dünya hayatı ancak bir oyun ve eğlenceden ibarettir. Ahiret yurduna gelince, işte gerçek hayat odur. Keşke bilselerdi.”[2]

Hakikatine sımsıkı sarılarak, dünyaya asıl gönderilme amaçlarını[3]

Gerçekleştirmek için günde kırk defa : “Ey Rabbimiz! Bizi dosdoğru bir yola ilet. Kendilerine nimet verdiğin kimselerin yoluna…”[4]

Diye dua edenlerdir. Allah’ın nimet verdiği kimseler en başta tevhid önderleri Peygamberlerdir.[5]

Yol onların yoludur. Öyleyse dosdoğru yol (sırât-ı müstakîm) dün Peygamberlerin açtığı mazimiz, bugün örnek alıp adımlamamız gereken hâlimiz ve yarın bizi saadete ulaştıracak istikbâlimizdir. Yolu tanımadan hedefe ulaşılamaz. Âdem (a.s) ile başlayıp Firdevs’e giden bu dosdoğru yolu tanıyarak sonsuz mutluluğa kavuşmak içinse, yolun asıl sahiplerini olan Peygamberleri tanıyıp adımlarını izlemek gerekir.

HİDÂYET REHBERLERİ

Yüce Rabbimiz, peygamberleri biz insanlar arasından seçmiş, onları bize hidayet ve selamet yollarını göstermeleri için görevlendirmiştir. “Allah, meleklerden de elçiler seçer, insanlardan da. Şüphesiz Allah işitendir, görendir.”[6] “…

Her ümmetin bir hidâyet rehberi, yol göstereni vardır.”[7]

Peygamberlerin varlığı, her şeyden önce Allah’ın insanı dünyaya atıp terk etmediğini ve insana Cennet’te başlayan rahmetinin devam ettiğini göstermesi açısından önemlidir.  Hem zâten Allah’ın rahmeti her şeyi kuşatmıştır.[8]

PEYGAMBERLERİN ORTAK ÇAĞRISI

Bütün Peygamberler ümmetlerini tevhide ve Allah’a kulluğa çağırmışlardır:

“Ey Muhammed! Biz senden önce hiçbir Peygamber göndermedik ki, ona, ‘Ben’den başka hiçbir ilâh yoktur. O hâlde sadece Bana ibadet edin!’ diye vahyetmiş olmayalım.”[9]

“Şüphesiz ki, her ümmete, ‘yalnız Allah’a kulluk edin, tâğuttan (yani Allah’ın helâl kıldığını haram, haram kıldığını helâl kılan ve insanlara kendi kanunlarını dayatan her kişi ve merciden) kaçının’ diyen bir Peygamber gönderdik.”[10]

NEBEVÎ REHBERLİĞİN ÖNEMİ

Bütün Peygamberler aynı inanç ve ahlâk esaslarına davet etmeleri bakımından bİr binanın tuğlaları kadar birbirlerine benzerler.[11]

Son Peygamber (sas), risâletinin kıyâmete kadar geçerli olması dolayısıyla âdeta bütün Peygamberlerin en mükemmel temsilcisidir. Kur’ân’da Sevgili Peygamberimizle ilgili belirtilen özellikler bir anlamda diğer Peygamberler için de geçerlidir. Kur’ân-ı Kerim’deki, Peygamberimizin âlemlere rahmet olarak gönderildiği bilgisinden[12]

Hareketle bütün Peygamberlerin ümmetlerine rahmet olduğu söylenebilir. Bu rahmet, Kur’ân ve sünnette onlardan bahsedildiği müddetçe herkese şâmil olacaktır. Nebevî rahmetten nasipsiz olmak insanları mutsuz ve huzursuz kılar.

Kur’ân-ı Kerim’de Peygamberlerle beraber bir yol tutup Allah’a ve âhiret gününe  inanıp salih amel işleyen, kendini düzelten, Peygamberler onlara Allah’ın âyetlerini okuyunca Ona karşı gelmekten sakınıp hâlini ıslah eden ve ‘Rabbimiz Allah’tır’ deyip dosdoğru olanlara[13]; Allah’ı görüyormuş gibi ibadet ederek yüzünü Allah’a çevirip sadece O’na teslim olanlara[14];

İnanıp yararlı işler işleyen, namaz kılıp, zekat verenlere[15] ; mallarını Allah yolunda harcayan, harcadığını başa kakmayan ve gönül kırmayanlara[16]; mallarını hayır yapmak için gece-gündüz, gizli-açık infâk edenlere[17]; Allah yolunda cihâd ederken şehâdet şerbetini içenlere[18] ve Allah’ın dostlarına[19] hiçbir korku ve keder olmadığı müjdelenmektedir. İşte böylece Peygamberler bizleri Allah’a kulluğa, Allah’tan saygı duyarak korkmaya ve kendilerine itaat etmeye çağırarak mutlu ve huzurlu kılmaya çalışmışlardır.

Başlangıçta her peygamber, toplumunda tek başına ve yapayalnızdır. Onların karşısında asırların bilinçlere kazımış olduğu sapkın, şaşkın, fıtrata ters, şirke dayalı sahte dinler, kültürler ve ideolojiler vardır. Peygamberler hassas ama yıkılmaz şahsiyetleri ile sarsılmadan, korkusuzca ilahî mesajı ilan etmişlerdir. İnsanları şirkten, kötü ahlaktan temizlemeye; Allah’ı Allah, şeytanı da şeytan olarak açıkça görebilmeleri için vicdanlarını silkeleyerek uyandırmaya çalışmışlardır. Zalim, nankör, aceleci, hırslı, tartışmaya düşkün, aciz, inatçı olan insanoğlunu belli prensipler dâhilinde eğitip terbiye ederek yaptıklarının karşılıksız kalmayacağını bildirmek için amansız bir mücadeleye girişmişlerdir.

İnsanın düşmanı olan şeytan, Rabbinden kıyamete kadar kendisine mühlet verilmesini istemiş, Rabbimiz de ona bu izni vermiştir.[20]

Şeytanın, Âdem (as)’den günümüze kadar yaşayarak âdemoğullarını saptırmaya çalışması, yine kıyamete kadar yaşayacak olması binlerce yıla varan şeytanî tecrübeyi ortaya çıkartmıştır. Bu tecrübeye karşı Allah Teâlâ, bizlere peygamberî tecrübeyi ikram etmiş; tağut yolunda çarpışanlara karşı Allah yolunda savaşma şuurundaki mü’minler için şeytanın hilesinin zayıf olduğunu bildirmiştir.[21]

Peygamberlerin çağrısı tarihte kalmış, olmuş bitmiş bir davet gibi düşünülemez. Allah Teâlâ’nın Kur’an’ı kıyamete kadar korumasında ve peygamber kıssalarının orada anlatılmasında nice hikmetler vardır. “Şüphesiz ki, Peygamberlerin kıssalarında akıl sahipleri için ibretler vardır.”[22]

İblis’e ve ordularına karşı koymada Kuran kıssalarından edineceğimiz tecrübe oldukça önemlidir. Ayrıca insanları tanıyıp onlara en uygun terbiye metodunu uygulamada da nebevî tecrübe yol göstericidir. Sevgili Peygamberimiz (sas) Miraç’ta Musa aleyhisselâmın tecrübesinden faydalanması ilâhî rahmet ve kolaylığı celbetmiş ve farz namazların elli vakitten beş vakte indirilmesine vesile olmuştur.[23]

PEYGAMBERLER VE BİZ

Peygamberlere karşı konumumuzu belirlerken, -daha önce de ifade ettiğimiz gibi- son Peygamberin (sas) adeta bütün Peygamberleri temsil ettiği hakîkâtinden hareket edebiliriz. Buna göre:

1)PEYGAMBERLER BİZE ÖZ CANIMIZDAN DAHA SEVGİLİDİR

Allah Teâlâ şöyle buyurur: “Peygamber müminlere kendi canlarından daha yakındır”[24] ,

“De ki: Eğer babalarınız, oğullarınız, kardeşleriniz, eşleriniz, aşiretiniz, kazandığınız mallar, zarara uğramasından korktuğunuz ticaret ve beğenip rahat rahat oturduğunuz evleriniz size, Allah’tan, Peygamberinden ve O’nun yolunda cihad etmekten daha sevimli ise, Allah’ın emri gelinceye kadar bekleyin! Allah fasıklar topluluğunu hidayete erdirmez.”[25]

Sevgili Peygamberimiz (sas) şöyle buyurur: “Sizden biriniz; ben kendisine babasından, çocuğundan ve bütün insanlardan daha sevgili olmadıkça iman etmiş olamaz.”[26]

Başka bir hadis-i şerifte ise şöyle buyurmaktadır: “Üç özellik vardır ki; bunlar kimde bulunursa, o kimse imanın tadına varmıştır: Allah ve Rasûlü’nü her şeyden fazla sevmek, sevdiğini yalnızca Allah için sevmek, Allah kendisini küfür bataklığından kurtardıktan sonra tekrar küfre dönmeyi ateşe atılmak gibi çirkin ve tehlikeli görmek.”[27]

Sahâbîler (r.anhüm), Peygamber’in onlara her şeyden daha sevgili oluşunu günbegün yaşayarak ispatlıyorlardı: “Mesela Dinaroğulları hanımlarından Hz. Sümeyra binti Kays (r.anhâ)’nın kocası, iki oğlu, kardeşi ve babası Uhud’da şehid olmuştu. Bunların şehadeti Hz. Sümeyra’ya haber verilince o; ‘Rasûlullah (sas) nasıldır?’ diye sordu. Ona: ‘Allah’a şükürler olsun, Allah Rasûlü iyidir.’ dediler. Hz. Sümeyra : ‘O’nu bana gösteriniz de bir göreyim.’ dedi. Efendimizi görünce: ‘Sen sağ olduktan sonra hiçbir musibet bize zarar vermez!’ dedi.”[28]

Yitirilenleri bir düşünelim! Baba, kardeş, oğul, eş… Bir insan için bunlardan daha değerli, Allah’ın peygamberinden başka kim olabilir?

Talha b. Ubeydullah (r.a.) Uhud Gazvesi’nde Rasûlullah’a gelen bir oka kolunu siper etmiş ve canından çok sevdiği Allah’ın Rasûlü uğrunda çolak kalmıştır.[29]

Hz. Bilaller, Zeyd b. Hariseler, Musab bin Umeyrler “Anam, babam sana feda” sözünü hayatlarıyla ortaya koymuşlardır.

Bu gün biz de Peygamberlerin manevî şahsiyetlerine yönelen tehditlere karşı kendimizi hiçe sayarak mücadele edersek, sahâbîler gibi sevgimizi ispatlamış oluruz. Bu arada unutmamalıyız ki, bu günkü tehdit, özellikle Son Peygamberin (sas) tertemiz sîretine ve sünnetine kara çalma şeklinde tezahür etmektedir. Bunların hiçbir başarı şansı yoktur. Çünkü kâfirler istemese de Allah nurunu tamamlayacaktır.[30]

2)PEYGAMBERLER BİZİM EN GÜZEL ÖRNEKLERİMİZDİR

 Kur’ân-ı Kerim’de Yüce Rabbimiz, Sevgili Peygamberimiz (sas) hakkında, “Şüphesiz ki sen yüce bir ahlâk üzeresin”[31]

Buyurmaktadır. Bu yüce ahlâk, Onun her konuda bizlere örnek olmasının temel dinamiği olarak düşünülebilir. Rabbimiz, “Muhakkak ki, Allah’ın Elçisinde sizin için güzel bir örnek (üsve-i hasene) vardır…”[32]

Buyurmuştur. Peygamberimiz için söz konusu olan “en güzel örneklik” vasfı diğer Peygamberler için de geçerlidir.  Nitekim Rabbimiz Mümtehine Suresi 4.

Âyette, “İbrahim (as) ve onunla beraber olanlarda sizin için güzel bir örnek (üsve-i hasene) vardır.”  buyurmaktadır. Bizler yaşadığımız hayatta peygamberleri kendimize önder, lider ve rol model almalı, yollarının takipçisi olmalıyız.[33]

3)PEYGAMBERLER HER KONUDA HAKEM VE HÂKİMLERİMİZDİR

 Kur’ân-ı Kerim’de, “Bir şeyde çekişirseniz onu Allah’a ve Rasûlü’ne havale ediniz.”(Nisa 4/59) buyrulmuştur. Buna göre Peygamberler yaşadıkları dönemlerde, Sevgili Peygamberimiz de (sas) kıyâmete kadar hayata dâir bütün kararlarında insanlığın başvuracağı yegane hâkemleridir.

İnsanlar, yaşadıkları müddetçe türlü konularda birçok ihtilaflara düşerler ve doğru hükümlere ulaşmak için şaşmaz bir ölçü ararlar. İşte bu şaşmaz ölçü, Allah Rasûlünün hükmüdür. Nisâ Sûresi 65. ayette Allah Teâlâ şöyle buyurmaktadır:

“Rabbine yemin olsun ki, onlar aralarında meydana gelen anlaşmazlıklarda seni hakem yapmadıkça, sonra da verdiğin hükümlere, içlerinde hiçbir sıkıntı duymadan tamamen teslim olmadıkça, gerçek mümin olamazlar.” Bütün bu âyetlerden anladığımız apaçık gerçek şudur ki, Kur’an ve sünnetin hakemliğini kabul etmeyenler, Allah’a ve ahirete inanmış sayılmazlar.

4)PEYGAMBERLER VARLIK AMACIMIZI GERÇEKLEŞTİRMEDE KILAVUZLARIMIZDIR

Şu dünya gezegeninde varoluşumuzun yegâne amacı, en güzel amellerle Yüce Allah’a ibadet etmemizdir.[34]

Bu amacımızı gerçekleştirmek için ihtiyacımız olan bilgileri ve ölçüleri bize Peygamberler verir: “Peygamber size neyi verirse onu alınız, O sizi neyden sakındırırsa ondan da kaçınınız. Allah’tan korkun, zira Allah’ın azabı çok şiddetlidir.”[35]

Peygamberler, dünya hayatının “nasıl” ve “niçin”ini bize öğreten,  gerçek önderlerdir. Onlar bize dünya ve âhiret mutluluğuna giden yolun kılavuzluğunu yaparlar. Bizim gerçek dostlarımızdır onlar. Anne ve babalarımızdan bile daha yakındırlar bizlere. Anne ve babalarımız dünyaya gelişimize vesile olmuşlardır, Peygamberler ise dünya gurbetinden asıl vatanımız olan Cennet’e dönüşümüze vesile olmak için gönderilmişlerdir.

Peygamberlerin tarihi insanlığın tarihidir. Aynı zamanda onların tarihi benim tarihimdir. Onlar benim geçmişimdir, ben onlarla yol tutacağım. Çünkü kıyamet günü parmaklarını ısırarak, “Keşke Peygamberle beraber hakka giden yola girseydim!”[36]

Diyen zalimlerden olmak istemiyorum. Onlar, “Yüzleri ateşte çevrilip dururken, “yazık bize!” Keşke Allah’a itaat etseydik, keşke Peygamber’e itaat etseydik! Rabbimiz!” derler. “Biz önderlerimize ve büyüklerimize itaat ettik. Onlar da bizi yoldan çıkardılar.”[37]

Peygamberlerle aynı yolda yürümek için onların adımlarını izlemeye ilk insan ve ilk Peygamber Hz. Âdem babamızla başlayabiliriz. Allah’ın selâmı Onun üzerine olsun.

----------------------------------------------------------

[1] Mü’minûn Sûresi 23/37

[2] Ankebut Sûresi 29/64

[3] Yani Allah’ın yeryüzündeki halifesi olarak Ona kulluk etmeyi.

[4] Fâtiha Sûresi 1/6,7

[5] Nisa Sûresi 4/69

[6] Hac Sûresi 22/75

[7] Ra’d Sûresi 13/7

[8] A’râf Sûresi 7/156

[9] Enbiyâ Sûresi 21/25

[10] Nahl Sûresi 16/36

[11] Bkz. Buhârî, Menâkıb 18 ; Müslim, Fezâil 22 - 23

[12] Enbiyâ Sûresi 21/107

[13] Bakara Sûresi 2/62, En’am Sûresi 6/48, Araf Sûresi 7/35, Ahkâf Sûresi 46/13

[14] Bakara Sûresi 2/112

[15] Bakara Sûresi 2/277

[16] Bakara Sûresi 2/262

[17] Bakara Sûresi 2/274

[18] Âl-i İmrân Sûresi 3/169 - 170

[19] Yunus Sûresi 10/62

[20] Hicr Sûresi 15/36 - 37

[21] Nisâ Sûresi 4/76

[22] Yûsuf Sûresi 12/111

[23] Bkz. Buhârî, Salât: 1 ; Menâkıbu’l-Ensâr:42 ; Müslim, İman:264 (164)

[24] Ahzâb Sûresi 33/6

[25] Tevbe Sûresi 9/24

[26] Buhari, İman,8; Müslim, İman,69-70.

[27]  Buhari, İman, 9,14, İkrah 1,Edeb, 42; Müslim, İman 67.

[28] İbn Hişam, Sîre, c.3, s.105

[29] Buhârî, Fedâilü Ashâbi’n-Nebî 14.

[30] Saf Sûresi 61/8

[31] Kalem Sûresi 68/4

[32] Ahzab Sûresi 33/21

[33] Bkz: Mümtehine 60/6, Nisa 4/65.

[34] Bkz. Zâriyât Sûresi 51/56 ; Mülk Sûresi 67/2

[35] Haşr Sûresi 59/7

[36] Furkân Sûresi 25/27

[37] Ahzâb Sûresi 33/66 - 67

Osman Süngü.

 


* BENZER KONULAR

Allah’ı Ne Kadar Seviyoruz Gönderen: anadolu
[Dün, 08:40:07 ÖS]


Böyle Sevdik Gönderen: anadolu
[Dün, 08:35:30 ÖS]


Dostluk Üzerine Gönderen: anadolu
[Dün, 08:27:16 ÖS]


Sevmek-Sevilmek Gönderen: anadolu
[Dün, 08:21:12 ÖS]


Sermayemiz takvamız olsun Gönderen: anadolu
[Dün, 08:14:00 ÖS]


Bize De Dua Yâ Rasulallah (S.A.V) Gönderen: anadolu
[Dün, 08:09:36 ÖS]


Çoban Deyip Geçmeyelim 2 Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 08:04:55 ÖÖ]


Çoban Deyip Geçmeyelim 1 Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:57:14 ÖÖ]


Yabancılaşmadan Değişmek ve Gelişmek Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:44:43 ÖÖ]


Suriye Olaylarının Perde Arkasında Neler Var 8 Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:34:29 ÖÖ]


O insanı Yetiştiremezsek 1 Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:25:16 ÖÖ]


Mutluluğun Sırrı Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:12:56 ÖÖ]


Murada Ermek İçin Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:07:00 ÖÖ]


Bize Kalana Bakın Siz Gönderen: gurbetciyim
[Aralık 21, 2024, 06:02:09 ÖS]


Âlemler O’na Hayran Gönderen: gurbetciyim
[Aralık 21, 2024, 05:34:39 ÖS]


Dünya Nedir Gönderen: gurbetciyim
[Aralık 21, 2024, 05:25:53 ÖS]


Gönül Allah (CC) 'ta Gönderen: gurbetciyim
[Aralık 21, 2024, 05:22:44 ÖS]


İmani olgunluğun sırrı - Teslimiyet Gönderen: gurbetciyim
[Aralık 21, 2024, 05:15:04 ÖS]


İnsanın Manevi Yapısı (Ruh, Kalb, Akıl ve Nefs) İle İlgili Meseleler Gönderen: gurbetciyim
[Aralık 21, 2024, 05:06:24 ÖS]


Esat Kabaklı - Sürgün - 320 KBPS Gönderen: fanidunya NET
[Aralık 21, 2024, 04:50:26 ÖS]