Gönderen Konu: Üç Kıtaya Otağ Kuran – fatih sultan Mehmet (Okunma sayısı 434 defa)

fanidunya NET · « : Ekim 17, 2023, 07:23:10 ÖÖ »

Üç Kıtaya Otağ Kuran – fatih sultan Mehmet

Güçlü bir devlet adamı, iyi bir stratejist, önemli bir bilim adamı, mükemmel bir sanatkâr, emsalsiz bir mütefekkir, deruni bir felsefeci ve usta bir şair…

Asırlar boyu bir cihan devleti olarak üç kıtaya otağ kuran, yedi iklime kös dinleten, çok geniş bir coğrafyada, 72 millete adaletle hükmeden ve insanlığa kalıcı güzellikler bahşeden Osmanlı Devleti’nin güçlü padişahı Fatih Sultan Mehmed, 1432 yılında Edirne’de dünyaya gelmiştir. Babası Sultan II. Murad’dan sonra ülkenin sınırlarını genişletmeyi başarmış, tahtta kaldığı otuz iki yıl boyunca düşmanlarını dize getirmiştir.

Tarihin kaydettiği en kutlu dönüşümlerin belki de en önemlisine imza atan ve ordusunun başında İstanbul’u fetheden Fatih Sultan Mehmed; kudretli bir hükümdar, büyük bir siyaset dehası, önemli bir bilim adamı, hedefe kilitlenen bir asker ve muzaffer bir kumandan olmasının yanı sıra kültür, sanat, ilim ve edebiyat alanlarında da ismini dünya literatürüne altın harflerle yazdırmıştır.

O; azimli, kararlı, iradeli ve bir o kadar da temkinli bir devlet adamıydı. Devlet idaresinde oldukça sert ancak aile hayatında oldukça müşfik bir babaydı. Duygularını gizlemeyi bilir, sırrını kimselerle paylaşmaz, yapacağı seferleri son anına kadar gizli tutardı. Cesur olduğu kadar savaş hengâmında tehlikeyi önlemek için öne atılacak kadar da gözü pek biriydi. Mora Seferi’nde askeri yüreklendirmek için en önde kılıç sallayan, ölümden korkmaksızın yalnızca hedefe kilitlenen büyük bir komutandı.

Yeri ve zamanına göre soğukkanlılığını korumasını bilir, kızgınlık ve hırsla acele karar almazdı. İtidalli ve mantıklı yol almayı, her işi vaktinde yapmayı tercih ederdi. Bunların yanı sıra da hassas ruhlu, âlim, musiki ve şiire düşkün bir karakteri vardı. Felsefeyle ilgilenir, dünya tarihini bilir, papaların ve geçmiş kavimlerin yaşantılarını inceler, İncil ve Tevrat’ı not alarak okurdu. Batı kültürünü ve Hristiyanlık dinini de anlamaya çalışırdı. Türkçe, Rumca, Slavca, İtalyanca, Grekçe gibi dilleri ana dili gibi bilirdi. Derin bir ufka sahip olan cihan padişahı, gerek şehzadelik yıllarında gerekse padişahlık dönemlerinde olsun sık sık din ve felsefe âlimlerini huzuruna davet ederek ilmî ve felsefi tartışmalar yaptırır, risaleler yazdırır ve kendisi de bu risaleleri uzun uzun incelerdi. Nerede büyük bir âlim olduğunu duysa tüm imkânları seferber ederek onu İstanbul’a davet derdi.

Kendisi de Mısır’dan gelen âlim Molla Gürani tarafından yetiştirilen Fatih Sultan Mehmed astronom, matematikçi ve dil bilimci Ali Kuşçu’yu İstanbul’a getirdi. İranlı âlim ve şair Molla Câmî’den kelamcılar, felsefeciler ve mutasavvıfların görüşlerini mukayese eden bir eser yazmasını istedi. (ed-Dürretü’l-fâḫire adlı eserini kaleme aldı, ancak eser kendisine sunulmak üzere gönderildiğinde Fatih vefat etmişti.) Meşhur ressam Bellini’ye kendi resmini yaptırdı. İstanbul’da kendi adına yaptırdığı caminin yanına zamanının hukuk ve ilahiyat fakültelerinden oluşan meşhur Sahn-ı Semân Medreselerini inşa ettirdi. Devletin kuruluşundan beri uygulanan kanunları “Kânûn-nâme-i Âl-i Osmân” adı altında yeniden düzenledi.

Fatih Sultan Mehmed’in coğrafya, arkeoloji, tarih, matematik ve astronomiye özel bir ilgisi vardı. Kütüphanesinden günümüze ulaşan 60 kitaptan 42 tanesi Grekçedir. Eserlerden sekiz tanesi tarih, altı tanesi matematik ve astronomi, üçü askerî strateji kitabıdır. 10. yüzyıldan kalma bir tarım kitabını, Firdevsi’nin Şehname’sini, Fransız kralların, papaların hayatlarını, Anibal’i yenen Afrikalı Skipino’yu, Romalı tarihçi Titus Lius’u, ve Homeros’un İlyada’sını okumuştur.

Fatih’in ilme olan bu ilgisi dönemindeki ilim insanlarını etkilediği gibi kendinden sonraki insanları da öyle etkilemiştir ki ölümünden on yıl sonra dünyaya gelen Akşemseddin’in torunu Latîfî, padişahın ilme verdiği değeri ifade için şu ifadeleri kullanmıştır: “Ma’lûmdur ki ol ’ahd ü ’asrda olan cem’iyyet-i ’ulemâ kesret-i fukahâ ve fuzalâ bir pâdişâhun ‘asrında dahi vâki’ olmış degüldür.”

Fatih Sultan Mehmed, büyük zaferlerle geçen saltanat yıllarında zorluklar, iç karışıklıklar, seferlerdeki yoğunluklar arasında yurdun imarına da büyük önem vermiştir. Bugün hâlâ yurt içinde ve dışında onun yaptırdığı veya onun döneminden kalma birçok eser bulunmaktadır. Denilebilir ki onun gayretleriyle İstanbul, kısa zamanda yapılan cami, medrese, han, hamam, saray, bedesten ve benzeri binalarla mamur bir Türk şehri olmuştur.

İNTERNET RADYOMUZ. 24 SAAT YAYINDADIR.

RADYO FANİDUNYA FM
Yükleme linklerini görebilmek için üye olmanız gerekmektedir. Üye Ol veya Giriş Yap

FANİ DUNYA FORUM HABERLER

Gönderen Konu: Üç Kıtaya Otağ Kuran – fatih sultan Mehmet (Okunma sayısı 434 defa)

fanidunya NET

Üç Kıtaya Otağ Kuran – fatih sultan Mehmet

BENZER KONULAR