''NEDEN BABAMA SORACAKMIŞIM Kİ?''
Doğrusu, amcamın oğlunun teklifini kabul edip islam'a girmek, mekke'de insanların inandıkları putları redetmek demek olacaktı. böyle olunca da, insanların çoğuyla eskisi gibi dost olamayacaktım. Sonra bababm Ebu Talip, Mekke'nin reisi olan dedem Abdulmuttalib'in vefatından sonraMekke'de önemli bir insan olmuştu. Onun arkadaşları da eminim, islam'a girişimi hoş karşılamayacaklardı. Babama sormayı işte bunun için istemiştim. Babam belki bana''İslam'a girme'' diyecekti. Belki ''Bekle diyecekti. Ona kesinlikle sormalıydım.
O gece sabaha kadar düşündüm. İçim rahat etmiyordu yine de kaç defa babama sormak için yanına gitmek istediysem de içimden bir ses beni engelledi. En sonundadışarı çıktım. Berrak bir gökyüzü vardı. Akşamdan beri görünen yıldızlar batmış, ufuk ağarmaya başlamıştı. Güneş doğacaktı. Şehrimiz yeni bir güne daha uyanıyordu.
Bütün bunları yapan biiz yaratan Allah'ı düşündüm. O'nun benden beklediklerini düşündüm. Bize bütün güzellikleri o verdiği halde, gidipte putlara tapmak, Allah'a saygısızlık değilmiydi? Putların hiçbir şeye gücü yetmeyen aciz taşlar olduklarını biliyordum. O halde, neden putlara tapıyordu mekkeliler? Neden kendilerini yaratan Allah'a yönelmiyorlardı?Neden O'na nankörlük ediyorlardı?
Nihayet kararımı verdim. Sabah oluncaamcamın oğlunun yanına gittim. Bana gülümseyerek sordu:
''Ne olduAli? Sordun mu babana?
''İslamı kabul ediyorum. Müslüman oluyorum. Babama da sormadım. Hem neden soracakmışım ki? Allah beni yaratırken babama mı sordu?''
Sabaha kadar düşündükten sonra verdiğim bu karaı açıklarken, içim huzurla dolmuştu, ve o ana kadar''Muhammed'' dediğim amcamın oğlu, o günden sonra ''Peygamberim ve Efendim'' olmuştu.