‘’ENSARA MERHABA!’’
Yüce Allah bana çok sayıda evlat bağışladı. Ama içlerinde Kays’ın yeri başkaydı. O çok akıllı bir çocuktu. Küçük yaşlardan itibaren herkesin dikkatini çeken bir zekası vardı. Sevgili Peygamberimiz Medine’yi nurlandırdığında, o zamanlar daha on yaşlarında olan Kays’ı Peygamberimizin hizmetine verdim. Minik Enes’le ikisi, Peygamberimizin dizinin dibinden on sene boyunca hiç ayrılmadılar.
Sevgili Peygamberimiz, bizim ailemizi çok severdi. Bazen bize ziyarete gelir, dualar ederdi. Oğlum Kays r.a bu ziyaretlerden birini size anlattı. Ben de şimdi size, Kays’la birlikte Peygamberimize gittiğimiz bir hatıramı anlatmak istiyorum:
Yanına vardığımızda, Peygamberimiz, Müslüman kardeşlerimizle birlikte oturuyordu. Ben selam verip kenarda bir yere oturmak istedim. Ama Peygamberimiz ‘’Şuraya!’’ diyerek, beni sağ tarafına oturttu. Sonra iki defa’’Ensara merhaba!’’ dedi. Ben ensarın iki büyük kabilesinden Harec’in üyesiydim.
Peygamberimizin bize olan bu övgüsü üzerine, ben de ‘’Ey Allah’ın Rasülü, bize şeref verdiğin gibi, Allah da seni şereflendirsin!’’ dedim. Segili Peygamberimiz, gülümseyerek şu karşılığı verdi:
‘’Ben size şeref vermeden, Allah sizi zaten şereflendirmiştir!’’
O, bu sözüyle, Medineli Müslümanların İslam’a yaptıkları üstün hizmetleri anlatıyor, bunun için bizlere övgülerde bulunuyordu. Bize de bu yüce nimet için Allah’a şükretmek düşüyordu.