HZ.ADİYY BİN HATİM ANLATIYOR:
Esirleren Bile Böyle Davranıyorlarsa...
Cömertlik, biz arapların en belirgin özelliklerinden biridir. Misafir ağırlamak ve insanlara yardım etmek bizim için o kadar önemlidir ki bazan bu uğurda koca bir koyun sürüsünü gözden çıkarırız. Tay kabilesi'nin reisi olan ben zenginliğiyle tüm Arabistan'da adını duyuran Hatim'in oğluyum. babamın dillere destan olan cömertliği bana da miras kalmıştır.
Biz kuzey Arabistan'da yaşayan Hiristiyan kabilelerindendik. İslam ortaya çıkınca, Müslümanlarla çatışmaya özen göterdik. Fakat aramızda bir defasında bir küçük savaş çıktı. Karşı koyamadık, ben ailemi de alarak Suriye'ye doğru kaçtım. Bu savaşta kız kardeşim Seffane, Müslümanlara esir düşmüştü. Onun için çok üüzlüyordum ama elimden de bir şey gelmiyordu.
Ben ne yapacağımı düşünüp duruken, bir de baktım, Seffane suriye'ye beni ziyarete gelmişti! Heycan ve merakla onun anlattıklarını dinledim.
Muhammed s.a.v ona çok iyi davranmış. Babama övgülerde bulunarak, kız kardeşimi serbest bırakmış. Hemen ona hediyeler vererek.
Seffane r.a, Sohbetimiz sırasnda bana Müslüman olduğunu da söyledi. Eskiden olsa kızardım ama o anda kızmadım. Çünkü İslşam hakkında bilgi edinmek, Muhammed'le s.a.v görüşmek isteğiyle doluydum. Savaş esirlerine bile böyle cömert davranan bu insanları yakından görmek istiyordum.
Kız kardeşimi de yanıma alarak Suriye'deki dostlarımdan oluşan kalabalık bir heyetle Medine'ye geldim.
HİRİSTİYANLIKTAN İSLAM'A
Muhammed'i s.a.v müslümanların arasında, mescitte oturuken bulduk. Ben çok gösterişli bir elbise giymiştim. Boynumda da kocaman bir hac asılıydı. Selam verip kendimi tanıttım. Muhammed s.a.v beni güler yüzle karşıladı. Yanına oturttu ve hemen sohbete başladı.
Babam Hatim'i ve onun cömertliğini çok iyi biliyordu. Anlattığı bazı şeyleri ben bile o kadar iyi bilmiyordum. Dinledikçe şaşkınlığım artıyordu.
Söz Hiristiyanlığa geldi. Doğrusu ben Medine'ye Hiristiyanlıktan vazgeçmek için gelmiştim. sadece Müslümanları yakından görmek ve tanımak istemiştim. Ama Muhammed s.a.v Hiristiyanlık hakkında benden çok şey biliyordu! Onu bir süre dinledikten sonra kalbimde bir şeylerin değişmeye başladığını sezdim.
En sonunda beni İslam'a davet edince, Kız kardeşimin Müslüman oluşundan cesaret alarak, İslam dinine girdim. Muhammed s.a.v artık benim de Peygamberim olmuştu. Boynumdaki haçı çıkardım, kelime'i şehadet getirdim.
Daha sonraları, Hiristiyanlık üzerine yaptığmız bir sohbette Peygamberimiz şöyle dedi:
''Onlar, papazlarını Allah yerine koyarlar!''
Ben buna itiraz ettim. Böyle olmadığını söyledim. Peygamberimiz ise ''Peki siz onların emirlerini yapıp yasaklarından da kaçmıyormusunuz? onlar ne derse itiraz etmeden yerine getirmiyormusunuz?'' diye sordu. Onu doğruladım.. Bunun üzerine Peygamberimiz, ''İşte Allah yerine koymak budur!'' diyesözünü tamalamıştı.
SİYAH İPLİK BEYAZ İPLİK
Müslüman olduktan sonra, bütün zamanımı İslam'ı daha iyi öğrenmeye ayırdım. Zaten yeterince vakit kaybetmiştim. Daah fazla kaybetmek istemiyordum. Sevgili Peygamberimizin dizinin dibinden hiç ayrılmıyor, onun emir ve yasakalrına dikkatli bir şekilde uyuyordum. Ayrıca yüce kitabımız Kur'an'ın her ayetini de büyük bir şevkle öğreniyor, uyguluyordum.
Bir gün Kur'an okurken oruca ne zaman başalaycağımızla ilgili bir ifade gördüm. Yüce Rabbimiz, beyaz iplik siyah iplikten ayırt edilinceye kadar yiyip içebileceğimizi, sonra oruca başlamamız gerektiğini söylüyordu.
Ramazan ayı geldiğinde bir tane siyah iplik, bir tane de beyaz iplik buldum. Onları yastığın altına koydum. Geceelyin sahura kalktığımda ikisini yan yana koyuyor, hangisi beyaz, hangisi siyah belli oluyordu. Ben de o zaman oruca başlıyordum.
Bir süre sonra Peygamberimize bu yaptığımı anlattım. Sevgili Peygamberimiz gülümseyerek yüce Alalh'ın orada bir benzetme yaptığını söyledi. Peygamberimizin açıklamasına göre, siyah iplik geceyi, beyaz iplik ise gündüzü temsil ediyordu. Bense ayetteki benzetmeyi analyamadığım için siyah ve beyaz iplikler almış onlara abkıyordum.
Sevgili Peygamberimizin bu açıklamasından sonra, ben de artık oruçlarıma güneş doğmadan önce, yani imsak vaktinde başlayıp akşam ezanıyla son verdim.