HZ. ABDULLAH BİN HUZAFE ANLATIYOR:
‘’Alnından Öpersen...’’
Sevgili Peygamberimiz, çevredeki ülkelerin krallarına İslam’a davet mektupları göndermişti. Ben de birkaç arkadaşımla birlikte İran’a gönderilmişti o zaman.
İranda Sasani İmparatorluğu hüküm sürüyordu. Sasani İmparatorlarına da kisra deniyordu. Ben ve arkadaşlarım, Peygamberimizin mektubuyla kisranın huzuruna çıktık. Ama kisra bizi hiç iyi karşılamadı. İslam’ı kabul etmediği gibi hakaretler ederek bizi Medine’ye geri gönderdi.
Hz. Ömer, halife olduktan sonra beni Suriye’deki fetihler için görevlendirdi. Ancak daha Suriye’ye ulaşamadan, Bizanslılar bizi esir aldılar ve valilerin huzuruna çıkardılar Ben ordumuzun komutanı olduğum için, Bizans valisi, hep benimle konuşuyordu. Bana Hiristiyan olmamı teklif etti. Kabul etmedim. Bunun üzerine bana çeşitli işkenceler yaptı. Ben yine İslam’dan dönmeyince, vali bana şu teklifte bulundu:
‘’Beni alnımdan öpersen seni serbest bırakacağım!’’
Bizans valisi bunu beni küçük düşürmek için istiyordu. Onu alnından öpersem, sanki ona boyun eğmiş olacaktım. Acaba bu doğru davranış olurmuydu? O anda, eğer bütün Müslümanları serbest bırakmayı kabul ederse, valiyi alnından öpmeye karar verdim. Vali teklif edince, onu alnından öptüm. Böylece serbest kaldık, Medine’ye döndük.
Yaşadıklarımızı Hz. Ömer’e anlatınca çok sevindi ve ‘’Abdullah’ın alnından öpmek, her Müslüman’ın görevidir. Bakın, ilk olarak ben öpüyorum’’ diyerek beni alnımdan öptü.
Müslüman kardeşlerimi kurtarmak için katlanmış olmam onu memnun etmişti. Ayrıca Müslümanlar olarak kendimizi ezdirmeyişimiz, bu şekilde onların elinden kurtuluşumuz, Halife’ye göre çok önemliydi.