* FANİ DUNYA FORUM HABERLER


Gönderen Konu: HZ. İKRİME BİN EBÜ CEHİL ANLATIYOR  (Okunma sayısı 382 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

fanidunya

  • Ziyaretçi
HZ. İKRİME BİN EBÜ CEHİL ANLATIYOR
« : Haziran 24, 2018, 09:24:07 ÖÖ »
HZ. İKRİME BİN EBÜ CEHİL ANLATIYOR:

Ölüm Korkusuyla Kaçış...

Babam Ebü Cehil, Mekke'nin en önemli kişilerdendi. Abdulmuttaib'in torunu Muhammed s.a.v Peygamber olduğunu söyleyerek ortaya çıktığında, ona en büyük tepkiyi gösterenelrden biri de babamdı. Ben, babamı destekliyor, hızla çoğalan Müslümanlara karşı babamla birlikte planlar yapıyordum.

Ömer bin Hattap r.a babamın yeğeniydi. O da üç sene kadar İslam dinine karşı çıktı. Ama sonunda hiç beklemediğimiz bir şey oldu ve Ömer r.a müslümanlığı seçti. Muhammed'in s.a.v yanında yer aldı. Bu bizi sinirlendirmişti. fakat yapacak bir şey yoktu. Çünkü Ömer r.a Medine'deki en güçlü adamalrdan biriydi. Susmak zorunda kaldık. Müslümanlar daha sonra habeşistan'a ve Medine'ye göç ederken elimizden bir şey gelmedi.

Babam, müslümanlarla yapılan ilk savaş olan Bedir'de öldürüldü. Ben bedir Savaş'ını kesinlikle bizim kazanacağımızı düşünüyordum. Babam da öyle düşünüyordu. Ama hiç de umduğumuz gibi olmadı. Müslümanlar, kimsenin beklemediği bir zafer kazandılar.

Müslümanlarla aramızda birçok savaşlar geçti. Bütün bu savaşlarda ben Müslümanların büyük kayıp vermesi için uğraştım.

Nihayet, Mekke, Müslümanlar tarafından fetedildi. Ben, kendilerine yaptığım onca kötülükten sonra, Müslümanların beni artık yaşatmayacaklarını düşünüyordum. Müslümanlar beni bulmadan, gizlice Mekke'den kaçtım. Kızıldeniz kıyısına gidip, habeşistan'a giden gemi aramaya başladım.


''HOŞ GELDİN EY İKRİME!''

Sonunda habeşistan'a gidecek olan bir gemi bulmuştum.

Geminin kaptanının yanına vardım. Ona yaşadıklarımı anlatıp beni de gemiye almalarını söyledim. Kaptan beni dikkatle dinledikten sonra, şöyle dedi:

''Sen putlara tapmayı sürdürdükçe seni gemime alamam. Fırtına çıktığında biz yalnız Allah'a dua ederiz. Peki böyle sıkıntılı zamanlarda sen kime dua ediyorsun?''

O böyle sorunca şaşırmıştım. Ben hiç dua etmezdim ki! Bu güne kadar putlara sadece tapardım ama haaytımı da yaşar giderdim.

Biz ikimiz böyle konuşurken, bir ses duydum. bana sesleniyordu. Dönüp bakınca, gözlerime inanamadım. Eşim Ümmü Hakim'di bu!

Eşim Müslüman olmuştu ve Mekke'de kalmıştı. Buraalra geldiğimden haberi bile yoktu.

Ümmü Hakim r.a heyecanla şunları anlattı:

''Senin için Peygamberimizden bağışlanma diledim. Hiç bir şekilde cezalandırılmayacaksın. Nerede olduğunu bulmak ve bu haberi vermek için seni her yerde aradım. Sonunda buldum işte! Hai gel, mekke'ye dönüyoruz!''

Eşimin bu sözleri beni daha da şaşırtmıştı. Ona itiraz edeemdim. Birlikte Mekke'ye döndük. Yolda eşim bana İslam'ı anlattı. Benim de kalbim Allah'ın izniyle yumşadıkça yumşadı. İslam'a girmeye ben de bütün kalbimle karar verdim.

Sevgili Peygamberimiz benim geldiğimi görünce ayağa kalkıp beni kucakladı ve bana ''Hoş geldin ey İkrime!'' dedi.

Müslümanlara yaptığım hiçbir kötülüğü bana hatırlatmadı. Beni sevgiyle bağrına bastı.