HZ. ULBE ZEYD ANLATIYOR:
Kabul Edilen Sadaka
Tebük seferi öncesinde aramızdaki fakir Müslümanlar çok büyük üzüntü yaşamışlardı. çünkü elelrinde, İslam ordusuna yardım olarak verebilecekleri hiç bir şey yoktu. Bazılarımız Peygamberimizden binecek bir at ya da deve istediler. Ama peygamberimizin elindekiler de çok azdı. Onlara binek sağlayaadı. Bazı zengin Müslümanlar, fakirlere de yardım ediyorlardı. Fakat o yıl büyük kıtlık vardı. İhtiyaç duyulan şeyler kolay bulunmuyordu.
Ben de elinde hiçbir şeyi olmayanlar arasındaydım. Birkaç gün boyunca Aakşma kadar çare aradım. Fakat çabalarım ümitsizce sona erdi. Sonunda bir gece evimde naamzımı kılıp Allah'a şöyle dua ettim:
''Ey Aalalh'ım! Ben de Müslümanlarla gitmek istiyorum. Fakat görüyorsun, benim yeteri kadar malım mülküm yok. Kılıç bile edinemedim. Peygamberimizin elinde de imkan yok, bana yardım edemedi. Ben bugüne kadar senin rızan için yaşadığım sıkıntıların sevabını bağışlamak istiyorum! Benden bunu kabul eyle!''
Sabahleyin namaz için mescide gittim. Sevgili Peygamberimiz namazdan sonra ''Bu gece sadaka veren nerededir?'' diye sordu. Kimse cevap vermedi. İkinci soruşunda ben yanına gittim ve ettiğim duayı ona anlattım.
Peygamberimiz gülümseyerek şöyle dedi:
''Müjdeelr olsun! Allah'a yemin ederim ki, senin sadakan, kabul edilen sadakar arasına alındı!''