İMPARATOR HERAKİYUS'A MEKTUP
Çok zengin bir insan olduğum için, Arabistan dışına defalarca yolculuk yapmıştım. Kuzeyde Bizans İmparatorluğu vardı. Rumlar orada yaşıyorlardı. Onların bazı zengin ve önemli kişilerini yakından tanıyordum. özellikle Kudüs ve şam gibi büyük şehirlerde yaşayan Rum dostlarım vardı. Ayrıca ben, onlarla anlaşabilecek kadar rumca da biliyordum.
Hudeybiye anlaşmasın'dan sonra Peygamberimiz, çevredeki devletlerin başkanlarını İslam'a davet etmeye karar vrdi. Onlar için mektuplar yazdırdı. Müslümanlardan bazılarını elçi olarak seçti. Ben de bu elçilerden biriydim. Peygamberimizin kutlu mektuplardan birini Bizans İmparatoru Herakliyus'a götürecektim.
İmparotor Herakliyus'un sarayı, Bizans İmoaratorluğu'nun başkenti - Kostantinopolis'te - İstanbulda - idi. Çok uzk olduğu için oraya gitmem imkansızdı. Onun yerine mektubu Busra valisine teslim edecektim. İmparatora o ulaştıracaktı.
Sevgili Peygamberimiz, Herakliyus için çok etkili bir mektup yazdırdı..
''Allah'ın elçisi Muhammed'den Rumların Büyüğü Herakliyus'a... '' diye başlıyordu mektup. Rumları tanıdığım için, mektup yazılırken ben de vardım. her şey çok güzeldi, fakat bir eksik vardı. Mektup mühürsüzdü.! Mühür, kişinin yazılı olduğu metal bir araçtı. Mühür, mürekkebe batırılıp kağıda basılınca bir çeşit imza yerine geçiyordu. Peygamberimize Rumların mühürsüz mektuplara değer vermediklerini anlattım. Bunun üzerine Peygamberimiz, gümüşten bir mühür yaptırdı. Mühürde, ''Allah'ın Elçisi Muhammed yazıyordu. Mektup bununla mühürlendi.
Hazırlıklarımı tamamladıktan sonra yola çıktım. Mektubu, Şam'ın hemen güneyinde bulunan Busra şehrinin valisine teslim edip Medine'ye dönecektim. Ama beni bir süpriz bekliyordu...
BİZANS İMPARATORUNUN HUZURUNDA...
Kolay bir yolculuktan sonra Busra'ya ulaştım. Oranın Hırıstiyan valisine gittim ve ve geliş amacımı anlattım. Vali ise bana şu süprizi teklif buyurdu:
''İmparatorumuz şu anda Kudüs'te bulunuyor. İstersen yanına bir adam vereyim git kendin ver mektubu!'' Meğer Herkiyus İranlılarla aralarındaki bir savaşı kazanırlarsa, Kudüs'e yürüyeceğine söz vermiş. Savaşı kazanınca da yürüyerek kudüs'e gelmiş.
Çok şaşırmıştım ve heycanlanmıştım. Teklifi hemen kabul ettim. O sıralarda henüz Müslüman olmamış olan Adiyy bin hatem r.a. sdındaki arkadaşı yanıma aldım, Kudüs'e gittik.
daha önce yolum Kudüs'e defaalrca düşmüştü. Kudüs, Araplar arasında İlya olarak bilinirdi. Romalılardan kalma büyük kiliseleri ve Hz. İsa'nın hatıralarıyla Kudüs çok etkileyici bir şehirdi.
Kendisi de bir Hiristiyan olan Adiyy'in yardımlarıyla, çok kısa bir süre sonra Bizans İmparatoru Herakiyus'un huzuruna çıkarak, sevgili peygamberimizin mektubunu sundum.
Herkiyus, o zamanın en güçlü iki devletinden birinin başkanıydı. Kendisine bir Peygamber tarafından gönderilen mektubu hürmetle dinledi. Çevresindeki papazlar ve rahipler de dinlediler. Peygamberimiz ve İslam diniyle ilgili çok olumlu şeyler söyleyen herakiyus, beni övgüler ve iyi dileklerle Medine'ye yolladı. Ama kendisi Müslüman olmadı.