HZ.DUSÜR BİN HARİS ANLATIYOR:
''Seni Benim Elimden Kim Kurtarabilir?''
Ben Gatafan kabilesi'nin reisiydim. Kabilemiz, Arapların en korkusuz savaşçılarını ve en büyük şairlerini yetiştirmişti. Bu konuda Kureyş ile yarışıyorduk. İslam ortaya çıkıp da bütün Arap yarımadası'nda Yayılmaya başlayınca, kabilemizin en kahraman askerlerinden küçük bir ordu hazırlayıp Müslümanların üzerine baskın yapmaya karar verdim.
Müslümanlar, Peygamberleri ile bir seferden dönüyorlardı. Onların geçecekelri yeri önceden öğrenmiştik. Orada pusu kurup bekelemye başladık. Müslümanalr bizim yakınımızda bir yerde mola verdiler. Onları dikkatle izliyorduk. O anda sağnak halinde yağmur bastırdı. Yağmurdan sonra Muhammed s.a.v arkadaşalrından uzak bir ağaç altına gitti. Cübbesini ve kılıcını ağacın dalına astı, uyumak için uzandı. Bütün bunları, olduğmuz yerden görüyorduk.
Arkadaşlarım bana baktılar, ''İşte fırsat!'' dediler. Kılıcımı kapıp koştum.
Müslümanlardan gizlenerek, Muhammed'in s.a.v yanına vardım. Ağaçta asılı kılıcını elime aldım, tepesine dikildim.
''Ey Muhammed! Söyle baaklım, seni benim elimden kim kurtarabilir?'' dedim. Bu sırada uyanıp beni gören Muhammed s.a.v ''Allah kurtarır!'' der demez, kılıç elimden düştü! Muhammed s.a.v hızlıca kılıcı aldı ve bana sordu:
''Peki, seni benden kim kurtarabilir?'' Ümitsizdim. ''Hiç kimse!'' diyebildim ancak. Ama Muhammed s.a.v bana bir şey yapmadı; beni bağışladı. Ben de kendisine, artık ona düşmanlık etmeyeceğime dair söz verdim.
Hiç unutamaaycağım bu olayın üzerinden fazla zaman geçmeden, bütün samimiyetimle İslam'ı kabul ettim.