HZ. AMR BİN TUFEYL ANLATIYOR:
Allah'ın Peygamberinin Elçisi
Babam ufeyl r.a çok meşhur bir şairdi. Mekke'nin dışında yaşammamıza rağmen, herkes onu tanır, şiirlerini ezbere bilirdi. Peygamberimiz İslam'ı yaymaya başladığında, babam onu görmek için mekke'ye gitti. Aslında İslam'a girmek gibi bir niyeti yoktu. Sadece onun ne söylediğini merak etmişti. Ama Mekke'den Müslüman olarak döndü. Peygamberimizi tanıyınca İslamiyet'in son ve gerçek din olduğunu anlamıştı. Bütün aile babamın anlattıklarını dinleyerek Müslüman olduk.
Biz uzun yıllar kabilemizin bulunduğu yerde yaşadık. Bu sırada Peygamberimiz medine'ye hicret etmişti. Nihayet Hudeybiye anlaşması'ndan sonra babamla birlikte yola çıktık. Biz de müslümanlara katıldık.
Medine'ye ulaştığımızda sevgili peygamberimiz, anlaşmaya uymayıp düşmanla işbirliği yapan Hayber Yahudileri üzerine bir sefere çıkmak üzereydi. Biz de hemen orduya katıldık. Hayber Yahudileri çok sağlam kalelerde yaşayorlardı, zorlu bir savaş başladı.
Savaşın şiddetli bir anında Peygamberimiz beni çağırdı ve uzak bir yere göndermek istedi. ben buna çok üzüldüm.. Müslüman kardeşlerim Allah yolunda savaşırken ben başka bir yere mi gidecektim? Benim yüüzmün değiştiğini gören sevgili Peygamberimiz gülümsedi ve ''Allah'ın Peygamberinin elçisi olmak istemezmisin?'' diye sordu.
O anda kendimi toparladım. neden üzülecektim ki? Sonuçta görevimi de Peygamberimiz veriyordu! Görevimi güzelce yapar ve Peygamberimizi memnun edersem bu da güzel değilmiydi? Hemen sevinçle yola çıktım ve bana emredileni yapıp döndüm.
